Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Dolar 8.21!

Dolar/TL 8.21 seviyesinin üzerine çıkarak güne rekorla başladı.

Dolar/TL 8.21 seviyesinin üzerine

Euro/TL ise 9.67’den işlem görüyor. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın yapacağı enflasyon raporu sunumu günün en önemli gelişmesi olarak takip edilecek. Piyasalar 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi yarım gün açık olacak. Haiti’nin yerel para birimini saymazsak bu hafta dolar karşısında en fazla değer kaybeden para birimi Türk Lirası oldu.

Dolar/TL, Merkez Bankası’nın (TCMB) beklentilerin aksine politika faizini sabit tutup sıkılaştırmayı faiz koridorunu genişleterek yapması ve jeopolitik endişelerle 8.2164’e kadar yükselerek yeni tarihi zirvede seyrediyor.
TL’de benzer para birimlerinden negatif ayrışma ile birlikte görülen değer kaybı üzerinde etkili unsurların arasına son günlerde jeopolitik gelişmelerle AB ve ABD ile gerilimin artabileceği endişeleri de eklenmiş durumda. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hafta sonu ABD’ye “yaptırımın neyse geç kalma yap” söyleminin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Müslümanlara karşı tavrı konusunda zihinsel tedaviye ihtiyacı olduğunu söylemini tekrarladı.

Erdoğan dün Fransız mallarına yönelik boykot çağrısı da yaptı. TCMB’nin likidite adımları sonucunda gecelik faizler %14.5’e yaklaşmış durumda. Ancak kurda önemli bir psikolojik seviye olan 8’in aşılması ardından hem lokal hem de yabancı yatırımcıların henüz TL’de iyimser bir seyir öngörmemesi endişeleri daha da artırıyor.

Ekonomi yönetimi bir süredir benimsediği rekabetçi TL söylemi ile birlikte sıcak para olarak nitelendirilen ve Türkiye’nin cari açığını uzun yıllar finanse eden fonlama tipi bilinçli olarak azaltılırken, doğrudan yatırımların ise payının artması isteniyor.

BDDK aktif rasyosu hesabına bir yıldan uzun vadeli YP ve sendikasyon kredilerini ekledi. Tera Yatırım’dan Enver Erkan, “…kaynakları reel sektör kredisine çevirmesi zorlaşacak olan bankaların, diğer bankalara verdiği sendikasyonların da hesaba dahil edilmesi rasyoyu tutturmalarını kolaylaştıracaktır. Birçok banka hali hazırda %90 oranını sağlıyor, bu nedenle marjinal etkisi az olacaktır” dedi.

ENFLASYON SUNUMU BEKLENİYOR

Piyasalarda 3.5 gün işlem gerçekleşecek kısa haftanın en önemli gelişmesi ise TCMB’nin bugün gerçekleştireceği enflasyon raporu sunumu olacak. TCMB’nin yılın son enflasyon raporunda %8.9 seviyesindeki yıl sonu enflasyon tahminini YEP ile uyumlu olarak %10.5 civarına revize etmesi bekleniyor. Daha yüksek revizyonlar da beklentiler dahilinde. YEP’te 2021 enflasyon tahmini %8 seviyesinde bulunurken TCMB’nin 2021 için yukarı yönlü revize edilmesi beklenen tahmini %6.2 seviyesinde. TCMB geçen hafta politika faizini sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarının üst sınırını belirleyen geç likidite penceresini (GLP) 150 baz puan artışla %14.75’e yükseltti.

PİYASALARDA NELER TAKİP EDİLİYOR?

Piyasada yakından izlenen gelişmeler arasında ABD seçimleri, Brexit, corona virüsünde küresel ve lokal artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç öne çıkıyor. Bankacılar TL’deki değer kaybının belirginleşerek YEP’te 2023 yılına ilişkin ortalama beklenti olan 8 seviyesine bugünden ulaşılmasının ise enflasyon başta olmak üzere Türkiye’nin makro çerçevesinin YEP’ten belirgin ayrışacağı konusunda endişe ediyorlar. YEP’te hükümetin ortalama dolar/TL tahmini 2020 yılı için yaklaşık 6.9, 2021 için 7.7 düzeyinde bulunuyor. Corona virüsü salgınında artışın Türkiye’de de belirginleşmesi piyasalarda yakından takip edilen bir başka gelişme.

TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti dün itibarıyla %12.92 seviyesinde. Temmuz ortasından beri 500 baz puanın üzerinde sıkılaştırmaya gidildi. Ancak süreç TL’de belirgin bir iyimserlik yaratamadı. Bankacılar Türkiye’den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların TCMB ve takiben diğer ekonomi kuruluşlarının aynı bir önceki PPK sonrası olduğu gibi atabileceği normalleşme adımlarıyla tarihi düşük seviyelerdeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceğini düşünüyorlardı.

Ancak PPK’nın beklentilerden oldukça uzak adımı sonrası bunun tam aksi oldu. Yabancı yatırımcılar TCMB’nin politikaları ve piyasa beklentilerini yönetebilme kabiliyeti sorguluyorlar. Bankacılar bir diğer taraftan ise TCMB kararının ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemiyle uyumuna dikkat çekiyorlar. Ekonomi yönetiminin TL’nin rekabetçi olmasını istemesi TL’de belirgin değer kazancının tercih edilmediğini gösteriyor.