Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kamu emekçileri bir yılda yüzde 35 yoksullaştı

Büro Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Yürütme Kurulu adına Şube Başkanı Yeliz Yılmaz Karstarlı, kamu emekçilerinin son 1 yılda yüzde 35 yoksullaştığını söyledi ve zam istediklerini belirtti.

Büro Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Yürütme Kurulu adına Şube Başkanı

Büro Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Yürütme Kurulu, bugün Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş ve Yapı Yol-Sen Kocaeli Şube Başkanı Etem Kartal’ın yanı sıra BES ve KESK üyeleri de destek verdi. Büro Emekçileri Sendikası Kocaeli Şubesi Yürütme Kurulu adına Şube Başkanı Yeliz Yılmaz Karstarlı açıklamayı okudu.

DİRENİŞLERE SELAM

Kastarlı, şunları söyledi: “Bugün öncelikle 15-16 Haziran 1970 yılında sendikal bürokrasiye ve gasp edilmek istenen haklarına karşı işçi sınıfının gerçekleştirdiği büyük işçi direnişinin yıldönümünü kutluyor direnişlerini selamlıyoruz. Bizlerde kamu emekçileri olarak fili ve meşru bir hatla direne direne kurduğumuz sendikalarımızla tüm baskılara rağmen emek, barış ve demokrasi mücadelesine kararlılıkla devam ederek ülke genelinde insanca bir yaşam talebi ile alanlara çıktık.

KAMU EMEKÇİLERİ SON BİR YILDA YÜZDE 35 YOKSULLAŞTI.

Komşusu açken tok yatan bizden değildir söylemi ile iktidara gelen ve bu ülkeyi 19 yıldır yöneten siyasi iktidar, milyonlarca işçi ve emekçiyi hastalık, ölüm, yoksulluk ve işsizlikle karşı karşıya bırakarak sermayenin çıkarlarını korumak için çalışıyor.

1 Ocak 2009 tarihinde tedavüle giren 200 TL ile 128 dolar alınıyorken, 1 Haziran 2021 tarihinde 200 TL ile 23,2 dolar alınabilmektedir. Büyük sansasyonla tedavüle sokulan 200 TL’nin 12 yılda dolar karşısında ne kadar eridiği görülmektedir.

2022-2023 Dönemini kapsayan TİS Sürecine girilirken sahte enflasyon rakamlarıyla yine düşük yüzdelik rakamlara mahkum edilmek isteniyoruz. Bağımsız araştırmalarda yıllık enflasyon %35-,%40 seviyelerinde iken TÜİK rakamlarına göre Mayıs Ayında TÜFE 0,89 çıkarılarak  yıllık enflasyon 16,59 olarak gerçekleşti. TİS süreci yaklaşırken nedense enflasyon rakamları giderek düşüyor. Emekçinin mutfak enflasyonu ise bunun tam tersini söylüyor: Son bir yılda sadece Elektriğe % 31, Doğalgaza % 32, Yumurtaya % 80, Baklagillere % 60, Peynire % 27 oranında zam yapıldı. Verilemeyen eğitimin, ücretsiz olması gereken sağlığın, kreş v.b. giderlerin artmasıyla emekçiler kredi borçlarıyla kıskaca alınmış durumda.  Mart 2021 itibarıyla 28.3 milyon kişinin toplam ihtiyaç kredisi borcu 412 milyar liraya çıktı.

VERGİLER BİZDEN TOPLANIYOR, ÇETELERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR

Türkiye’de bir kamu emekçisi ortalama yıllık gelirinin % 35’ni vergi olarak devlete geri veriyor. Karşılığında ise özellikle son 10 yıldır düşük yüzdelik zamlarla sistematik olarak yoksullaştırılıyor. 2021 Yılı Bütçesi yaklaşık olarak % 75 oranında emekçilerden alınan dolaylı ve dolaysız vergilerle oluşturulurken, bütçeden en az payı emekçiler ve emekliler alıyor. Peki bu bütçe nereye gidiyor? Her krizi lehine çevirmekte ustalaşmış olan siyasi iktidar, yıllardır emekçilerin alın terleriyle oluşmuş kaynakların patronlara aktarılmasında, doğanın talan edilmesinde ve kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesinde salgın dönemini de fırsata çevirmiş durumdadır. AKP’nin ürettiği projelerle ülke adeta satılığa çıkarılmaktadır.  Ülkenin yer üstü ve yer altı kaynakları yani bu halkın malları sürekli değişen ihale kanunlarıyla, kararnamelerle, sözde uçuk çılgın projelerle, çetelere, vurgunculara, rantiyeye, emperyalist tekellere peşkeş çekilmektedir. Tek adam yönetimi ve sermaye güçleri, Pandemi döneminde kamu emekçilerinin uzaktan, esnek kuralsız çalışma ve mobbingle emek üzerindeki sömürü giderek artırılırken,  diğer yandan işsizlik fonunun işsizden çok sermaye teşviklerine kullanması yetmiyormuş gibi “yasak” olmasına rağmen OHAL dönemi KHK’ lerine dönüşen Kod-29’u kullanarak on binlerce işçiyi ahlaksızca işten atmışlardır. Azgınlaşan sömürü koşulları, güvencesiz ve esnek çalışma- online denetim, yüksek kur, yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve bütün temel tüketim maddelerine gelen zamlarla işçiler, emekçiler ve geniş halk kesimlerinin yaşamı her geçen gün daha da zorlaşıyor. Birileri servetlerine servet katarken, işçi ve emekçiler açlık sınırının altında asgari ücrete mahkum ediliyor. Kamu emekçileri de bu süreçten payına düşeni alıyor. Yargı talimatla, maliye ve SGK yapılandırma adı altında aflarla faaliyetlerini sürdürüyor. Ülkeyi A.Ş gibi yöneteceğiz diyenlerin getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde hak hukuk adalet talebi her geçen gün yükselirken kamu kurumlarında liyakat yerlerde sürünüyor. Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü diyenler, savaş politikalarının bedelini hem ekonomik hem politik hem de psikolojik olarak tüm ülkeye ağır bir biçimde ödetiyorlar. Ama bizler biliyoruz ki, bu kadar ağır koşullara mahkum değiliz, biz emekçiler asla seçeneksiz olmadık bu günde seçeneksiz değiliz.

2021 TİS dönemi yaklaşırken temel tüketim maddelerine, elektriğe, akaryakıta yağmur gibi yağan zamlar, eriyen ücretler, ağırlaşan çalışma koşulları, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi dilimleri, çalışma hayatının kuralsızlaştırılması, kadro bekleyen sözleşmeliler, işe iadesini bekleyen ihraçlar, liyakatsiz atamalar, mobbing, kapatılan kreşler, yemekhaneler, kaldırılan servisler gibi daha sayabileceğimiz önemli kayıplarımızın olduğu bir dönemdeyiz. Eğer bu ülke gerçekten ilk çeyrekte %7 büyüdüyse büyümeden hakkımızı istiyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz bir maaş hakkımızdır diyoruz. Güvenceli çalışma, grevli gerçek bir toplu sözleşme mücadelesinde;

TALEPLER SIRALANDI

Kamuda mülakat uygulamalarının son bulmasını, liyakatın esas alınmasını, Kamusal emeklilik sisteminin güçlendirilmesini, Bireysel Emeklilik dayatmasına son verilmesini, Her türlü ek ödemenin emekli maaşlarına dâhil edilmesini, Haksız ve hukuksuz bir şekilde keyfi olarak ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iade edilmesini, Vergi diliminin % 15’de sabitlenmesini, vergide adalet için Kamuda yoksulluk sınırı altında maaş uygulamasına son verilmesini istiyor ve TİS sürecinde bütün kamu emekçilerini, kayıplarımızın giderilmesi, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi ve grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı için işyerlerimizden başlayarak taleplerimiz etrafında birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.”

kesk kocaeli