Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Türkiye işçiler için en kötü 10 ülke arasında!

Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye emekçiler için en kötü 10 ülke arasındaki yerini bu yıl da korudu. İşçilerin en temel hakları gasp edildi, grevler yasaklandı. Türkiye’deki işçilerin haklarının garantisi ise yok.

Küresel Haklar Endeksi’ne göre

Türkiye’de işçi haklarının ihlali rekor seviyeye ulaştı. Küresel yaşam maliyeti krizinin dünyanın her bölgesindeki işçilerin haklarına yönelik baskıyla karşılandığını ortaya koyan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) Küresel Haklar Endeksi’ne göre 149 ülke içinden Türkiye emekçiler için en kötü 10 ülke arasında.

İşçi hakları ve çalışma hayatına dair uygulamalara bakılarak hazırlanan rapora göre en kötü 10 ülkeler şöyle: Bangladeş, Beyaz Rusya, Ekvador, Mısır, Esvatini, Guatemala, Myanmar, Tunus, Filipinler ve Türkiye.

Eswatini’den Myanmar’a, Peru’dan Fransa’ya, İran’dan Kore’ye, işçilerin çalışma haklarının korunması talepleri göz ardı edildi ve emekçiler devlet güçlerinin giderek artan acımasız tepkileriyle karşılandı. Avrupa’da ortalama bölgesel derecelendirme kötüleşerek 2,56’ya düştü. Toplu pazarlık hakları ayaklar altına alındı. Hollanda, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Sırbistan, Polonya ve Türkiye’deki işçiler, işverenlerin sendikaya karşı uygulamalarıyla baş başa kaldı. Birleşik Krallık’ta grev hakkına saldırıldı. Dünyada en az 87 şirketin işçi haklarını gasp ettiğine dikkat çekilen raporda, Türkiye hakların garantisi olmayanlar listesinde de kendine yer buldu.

GREVLER BASTIRILDI

Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde şunlara yer verildi: “Grevler bastırıldı, sendikacılar tutuklandı ve gözaltına alındı, sendikalara saldırıldı. Bu yıl işçi özgürlükleri ve haklarına saldırılar devam etti. Polis, protestoları baskı altına aldı ve sendika liderleri keyfi olarak tutuklandı, gözaltına alındı. Buna ek olarak, işverenler örgütlenmeye çalışan işçilere müdahalede bulundu. Bu yıl çalışanlar için en kötü 10 ülke: Bangladeş, Beyaz Rusya, Ekvador, Mısır, Esvatini, Guatemala, Myanmar, Tunus, Filipinler ve Türkiye.

Raporda yer alan yüksek düzeydeki ihlaller özetle şöyle:

•10 ülkeden 9’u grev hakkını ihlal etti. Kanada, Togo, İran, Kamboçya ve İspanya’daki işçiler, grev kararlarının ardından cezai kovuşturmaya veya işten çıkarmaya maruz kaldı.

•Ülkelerin yüzde 77’si çalışan insanları sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkından dışladı. Göçmen, yerli ve geçici işçiler, kayıt dışı ekonomide çalışanlar, platform çalışanları ve özel ekonomik bölgelerdeki işçilerin örgütlenme özgürlüğü hakkı reddedildi. Burundi, Haiti, Hindistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri, işçileri sendikal temsilden dışlayan ülkeler arasında yer aldı.

•İfade ve toplanma özgürlüğü hakkı, ülkelerin yüzde 42’sinde kısıtlandı ve bu, genellikle işçilerin polis şiddetiyle karşı karşıya kaldığı protestolarla sonuçlandı.

•10 ülkeden 8’i toplu sözleşme hakkını ihlal etti. Hollanda, Kuzey Makedonya, Zimbabwe, Honduras, Endonezya, Karadağ ve Sırbistan’daki işçilerin toplu sözleşme haklarının ciddi şekilde azaldığı görüldü.

•Beyaz Rusya, Myanmar, Hong Kong, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Guatemala da dahil olmak üzere ülkelerin yüzde 73’ü sendikaların tescilini engelledi veya yasakladı.

•69 ülkede işçiler tutuklandı ve gözaltına alındı; Myanmar, Hong Kong, Dominik Cumhuriyeti, Hindistan ve Türkiye’de önde gelen sendika liderleri hedef alındı.

•Ülkelerin yüzde 65’inde çalışan insanların adalete erişimi yoktu veya kısıtlıydı.

•İşçileri şiddetli saldırılara maruz bırakan ülkeler 2014’te ülkelerin yüzde 29’ken 30’a yükseldi.

AÇLIĞA KARŞI YASAKLAMA

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreter Vekili Luc Triangle rapora ilişkin şunları dile getirdi: “2023 ITUC Küresel Haklar Endeksi, demokrasinin temellerinin saldırı altında olduğuna dair şok edici kanıtlar sunuyor. İşçi haklarının korunması ile herhangi bir demokrasinin gücü arasında açık bir bağlantı vardır. Birinin erozyonu, diğerinin bozulması anlamına gelir. Hem yüksek gelirli hem de düşük gelirli ülkelerde, çalışan insanlar tarihi bir yaşam maliyeti kriziyle ve kurumsal açgözlülüğün yol açtığı sarmal enflasyonla karşı karşıya kalırken hükümetler ücret artışlarını toplu olarak müzakere etme ve grev eylemi yapma hakkına baskı yaptı.”