Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki depremin 21. yıldönümü geldi. Söz konusu deprem Richter ölçeğine göre Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından ise 7.8, ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından 7.6 olarak ölçüldü. Ancak resmi açıklama 7.4 olarak kayıtlara geçti. 14,5 milyon insanın yaşadığı 9 ili (Bolu, Bursa, Düzce, Eskişehir, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Zonguldak) etkileyen depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu. En yoğun can kaybı merkezi üssü Gölcük ve çevresinde yaşandı.

364 BİN 905 BİNA HASAR ALDI

TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’nun 2010 yılı raporuna göre 364 bin 905 bina hasar gördü. 112 bin 735 bina yıkıldı ya da ağır hasar aldı. 124 bin 131 bina orta hasarlı olarak, 128 bin 42 bina ise hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti. Aynı araştırmaya göre afet bölgesinde 43 bin 264 prefabrik ihtiyacı doğdu. Bu ihtiyacın 40 bin 786’sı karşılandı. Toplam 147 bin 120 kişi evinden oldu, prefabriklerde yaşamaya başladı. Türkiye’nin en büyük petrol rafinerisi TÜPRAŞ Yarımca’da yangın çıktı. Çıkan yangın günlerce sürdü. Binlerce vatandaş olası patlama riski nedeniyle dağlık alanlara nakledildi.

1.600 HASARLI BİNA VAR

Kocaeli AFAD İl Müdürlüğü verilerine göre Kocaeli’de halen 1.600 ağır ve orta hasarlı bina bulunuyor. Söz konusu binalar yapı denetimi yapılan ve hasarı tespit edilen binalar. Ancak Kimi binaların yapı denetimi halen daha yapılmış değil. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri geçtiğimiz yıl ortaya çıktı. Yaklaşık 1 yıl önce Kocaeli’nin İzmit ilçesinde yer alan Hacı Ayvaz Camii’nde gerçekleştirilen yapı denetimi sonrasında caminin ağır hasarlı olduğu tespit edildi ve cami ibadete kapatıldı. 1857 yılında inşa edilen, 1986 yılında restore edilen cami tam 1 yıldır ağır hasarlı olarak bekliyor. Bir çivi dahi çakılmayan caminin etrafında da herhangi bir önlem alınmış değil.

BİRBİRİNDEN AYRIK BİNALAR

Öte yandan 17 Ağustos Gölcük Depremi’nde hasar alan ve çeşitli taraflara doğru yamulan kent merkezindeki binalar da halen aynı şekilde duruyor. Dış cepheleri boyanan, birbirileriyle bitişik nizam olmalarına rağmen 1-2 metre ayrılan binalar orta hasar olarak kaydedilmiş, ilerleyen yıllarda söz konusu binalarda onarım çalışmaları yapılmıştı. Her ne kadar belgelerde onarım sonrasında ‘sağlam’ raporlu olsalar da söz konusu binalar özellikle deprem gündemlerinde halkı tedirgin ediyor. Binalar arasındaki ayrıklara doldurulan alçılar zaman zaman dökülüyor ve ortaya deprem sonrası görüntülerine andıran tablolar çıkıyor.