Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Çolakoğlu’da tepkileri bastırmanın aracı: Avans, market kartı, işten atma

Türk Metal’in örgütlü olduğu, MESS grup sözleşmesi kapsamında olan Çolakoğlu Metalurji fabrikasında işçilerin, taleplerine kulak tıkayan MESS’e ve sendikacılara tepkisi bastırılmaya çalışıyor.

Türk Metal’in örgütlü olduğu,

150 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup toplu iş sözleşmesi (TİS) süreci kapsamında Türk Metal, Özçelik-İş ve Birleşik Metal ile patron sendikası MESS arasındaki görüşmeler devam ediyor. Özçelik-İş ve Türk Metal, patronlarla yaptıkları anlaşmada brüt 4 bin 750 lira avansa imza attı. Sözleşme imzalanana kadar işçilere sonradan mahsup edilmek üzere yüzde 30 verilmesini isteyen Birleşik Metal-İş ise avans miktarını yeterli bulmayarak kabul etmedi.

Ek zam istemelerine rağmen bu taleplerine kulak tıkandığını belirten metal işçileri, avans miktarının da düşük olmasına tepkili. Kocaeli Dilovası’da bulunan, Türk Metal’in örgütlü olduğu Çolakoğlu Metalurji fabrikasında çalışan bir işçi, “Yarın alacağım paradan kesip bugün veriyorsan ben buna ağza bir parmak bal çalmak derim” diyor. Çolakoğlu işçileri, taleplerinin yer almadığı TİS taslağına gelen tepkilerin türlü yollarla bastırılmaya çalışıldığını söylüyor.

“İŞÇİYE SUS PAYI”

Çolakoğlu Metalurji fabrikasında işçiler, Türk Metal taslağı açıklamadan önce ek zam talebiyle sendika temsilciliğine topluca yürümüş, taslak açıklandıktan sonra da aynı şekilde yaptıkları eylemle sendikacıları istifaya çağırmıştı. Bugün toplu tepkilerin azaldığını anlatan bir Çolakoğlu işçisi, işçilerden birinin açtığı “Çolakoğlu Gündem” adlı Instagram hesabının kapatıldığını, hesabı kullanan işçinin bulunduğunu ve işten atıldığını söylüyor. “Onunla beraber iki işçiyi de sayfaya fotoğraf çekip atmış diye işten çıkardılar. Eylemlerden sonra sanırım üç kişi çıkarıldı. Bir süredir ses çıkmıyor ama asıl sebep başka” diyerek cüzdanındaki BİM yazılı kartı gösteren işçi şunları söylüyor: “Herkese bu market kartlarını dağıttılar. İçinde 6 bin lira var. Bu işte sus payı oldu, işçiler de kabul etti. Oysa bu da bizim bordromuza yansıyor. Hem de brütüyle beraber yansıyor. Kartın brütü 10 bin lira, vergi matrahına ekleniyor. Kaldı mı bilmiyorum ama 27’lik dilime girmeyeni de sokacaklar.”

“GELECEKTEKİ PARAMI VERİYORLAR”

Üzerine anlaşılan brüt 4 bin 750 liralık avanstan ceplerine girenin 2 bin 500 ila 3 bin lira arasında olacağını söyleyen işçi, “Onu da bu ay alacağız, göreceğiz ne olduğunu. Hangi işçinin neyine yetsin 2-3 bin lira? Bunun da adı sus payı ama onu bile benim gelecekteki toplu paramdan eksilterek veriyorlar. Sorunca ‘Biz işçiyi düşündük, sözleşme süreci uzayabilir, işçi mağdur olmasın istedik’ diyorlar. İşçiyi bu kadar düşünüyorsan uzatma kardeşim sözleşmeyi, bitir bir ayda. Kaç bin metal işçisi var, bir ayda sözleşmeyi bitirmeye gücümüz yok mu? Sen bu sözleşmenin uzayacağını, işçinin mağdur olacağını taslak hazırlanırken biliyorsan, biz ‘ek zam’ dediğimizde niye ‘Sözleşmeyi bekleyin’ dedin?” diye soruyor.

İSO 500’DE 13. SIRADA, İŞÇİNİN ÜCRETİ 14-15 BİN LİRA

İSO 500 verilerine göre bir senede net satışını 25 milyar TL’den 47 milyar TL’ye çıkaran Çolakoğlu en büyük 500 listesinin 13. sırasında yer alıyor. 4 senedir Çolakoğlu’da çalıştığını söyleyen bir işçi mesai ücretleri dışarıda tutulunca 14-15 bin lira civarında ücret aldığını söylüyor: “İSO 500’ü bilmem ama Çolakoğlu patronunun TEB’in yarısından fazlasının sahibi olduğunu biliyorum. 1000 işçi çalışıyor, bu işçilerin toplam ücretini tek dökümde çıkardığını biliyorum. Krizden, enflasyondan etkilenmediğini biliyorum.”

NEREDEYSE TÜM ÜCRETLER ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNDE

Hem EYT’li işçilerle hem de genç kuşakla yan yana gelmekte zorluk çektiklerini söyleyen işçi, “9-10 yıldır Çolakoğlu’da çalışan işçiyle aramda 200 lira fark var. Bu eşitsizlik benim canımı sıkıyor. Adam fabrikaya 10 senesini vermiş ben daha 4 yıldır çalışıyorum, benden fazla aldığı sadece 200 lira. Zaten fabrikada eylemlere katılan, taslağa tepki gösteren işçiler de bu eşitsizliğin içinde olan işçiler. Kafası çalışan, yeni girişli gençler ve hakkı yenilen 8-10 yıldır çalışan işçiler. Daha uzun yıllar çalışmış, çift dikiş EYT’liler var, onlar hiçbir şeye elini sürmüyor. Daha yüksek ücret alıyorlar, sözde kendilerini kurtarmışlar, kenarda duruyorlar. Kimi gençler var ‘Zaten çıkacağım’ deyip el sürmüyor. Kiminle hareket edeceğimizi bilemiyoruz. Herkese güven olmuyor” diyor.

GÜVENSİZLİĞİ PATRON YARATIYOR

Çolakoğlu işçisinin “Herkese güven olmuyor” sözlerini, Çolakoğlu’nun kurulu olduğu Dilovası’ya gittiğimizde, birkaç işçiyi yan yana getirip konuşmak istediğimizde anlıyoruz. İki gün önce buluşmaya ikna olan işçiler, gün geldiğinde “O da oradaysa ben gelmeyeyim ağabey”, “Tek konuşuruz sanmıştım” “Daha sonra baş başa konuşuruz” gibi sözlerle bize dönüş yapıyor. Tek başına bir yabancıyla fabrikasındaki sorunları konuşmaya ikna olan işçiler, çalıştığı fabrikadan bant arkadaşlarının yanında sorunlarını konuşmaktan çekiniyor. Konuştuğumuz işçi bu güvensizliğin patronun eseri olduğunu söyleyerek şöyle tarif ediyor: “Patron bizi oturup kalktığımız, yemek yediğimiz, molaya çıktığımız adama kadar takip ediyor. Tam biriyle yakın ilişki kuruyorsun, çalışma saatlerin değişiyor. O da yetmiyor ‘Bunlar izin gününde yan yana gelirler’ korkusuyla herhalde izin günlerini de farklı günlere yazıyorlar. Gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor anlayacağın. Fırsatın yok ki konuşmaya, sen uyandığında o uyuyor, kimse de kimseyi uykusundan etmek istemez.”

“DEVLETE GİRME ÇOLAKOĞLU’YA GİR”

Çolakoğlu Metalurji, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun da daha önce çalıştığı fabrika. Bir zamanlar Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrika işçinin anlatımıyla tehditlerle Türk Metal’e geçirilmiş: “O zamanları anlatan işçiler var, işten çıkarmakla tehdit ederek Türk Metal’e geçirmişler işçileri. Bugün aklım almıyor, nasıl olur da 1000 işçi bu işten atma tehdidine kanar? Hangi patron toplu şekilde işçi çıkarabilir, bir de Çolakoğlu gibi bir yerde.”

Babasının anlattığı Çolakoğlu hikayelerinden bahseden işçi, “Babam derdi, ‘Devlete girme Çolakoğlu’ya gir’ diye. Zamanında öyleymiş gerçekten. Eski işçilerin evleri, arabaları var. İş kuran işçiler olmuş, bugün asgari ücrete çalışıyoruz. Ama tek suçlu zaman değil, suçun büyüğü de bizde, yani işçilerde ama ne yapabilirsin, kime güveneceksin?” diyor.

Kaynak: Evrensel