Tütünçiftlik’te hurdaya dönmüş bir kamyonetin içinden dram çıktı. Sıcak bir yuvaya hasret olarak hurda aracın içinde kalan ve boyunda 10 santimlik bir kısalma meydana gelen Çiko lakaplı Durmuş Halil Kuru, hayat hikayesini gazetemize anlattı. Karamürsel Tepeköy’de ikamet eden rahmetli Sabri ve Remziye Kuru’nun 11 çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Durmuş Halil Kuru, 6 defa nişanlanmış, her defasında değerli takılarını nişanlılarına kaptırmış. Kuru, iddiasına göre en büyük darbeyi ise ağabeyinden yemiş. Ağabeyi, aldığı vekaletle Kuru’nun payına düşen mirası zimmetine geçirmiş.

OKULU VE EVİ TERK ETTİ
Durmuş Hali Kuru (57), başından geçenleri ve bu duruma nasıl düştüğünü şöyle anlatıyor: “Sabri ve Remziye Kuru’nun 11 çocuğundan biri olarak Karamürsel Tepeköy’de dünyaya geldim. Ortaokul birinci sınıfta okurken tahsilimi yarıda bıraktım ve ailemin yanından ayrıldım. Yani 14 yaşımda evi terk ettim. Köyümüzde faaliyet gösteren içkili bir restoranda çalışmaya başladım. Burada alkol ve sigara ile tanıştım. 4 yıl kadar burada çalıştıktan sonra ağabeyim Ali Kuru’nun köyde açmış olduğu kahvehanede işe başladım. 10 yıl boyunca Bağkur’lu olarak ağabeyimin ekmeğini yedim.

ALTI KEZ NİŞANLANDI
Bu süre zarfında çeşitli gönül ilişkilerim oldu. Altı defa nişanlandım, her defasında hem gönlümü hem paramı kaptırdım. 20 altın bilezik, nişan yüzükleri ve küpe gibi çeşitli takı malzemeleri heba oldu gitti. Nişanlandığım kişiler hep daha fazla şeyler istedi ve bu yüzden nişanlar atıldı. Yani her seferinde kızlara her şeyi kalbimle bıraktım. Kahvehanede çalışmam sırasında ağabeyim ve ailemle tartışmalar yaşadım, kendilerine kırılarak köyü terk ettim. 1984 yılında Tütünçiftlik’e taşındım. Burada bir petrol ofisinin yanında bulunan birahanede çalışmaya başladım.

EV VE EŞYALAR YANDI
Bu birahanede ömrünün 30 yılı SGK’siz bir şekilde çalışarak geçti. Daha sonra parça parça lokantalarda, kahvehanelerde çalıştım ancak paramı hiçbirinden tam şekilde alamadım. Hep perişan oldum. 14 yaşımda evi terk ettiğimden bu yana hiç ev ve yatak yüzü göremedim. Son olarak 6 yıl önce Tütünçiftlik’te virane bir eve başımı soktum ancak orasını da tinerciler ateşe verdi. Eşyalarımın hepsi yandı, geriye yalnızca bir çift ayakkabım kaldı. Son iki yıldır ise çalışmıyorum, kimse bana iş vermiyor. Geçen yıl kıştan bu yana bir kazada hurdaya dönen Tütünçiftlik Barbaros Mahallesi’ndeki bu kamyonetin içinde kalıyorum.

KANIMA DOKUNUYOR
Bir gün aracın sahibi çekiciyle buraya geldi. Aracını çektirecekti ki benim içinde yaşadığımı görünce, vazgeçti. İçinde kalmama izin verdi. Allah ondan razı olsun. Çalıştığım yerlerde müşteriler tarafından sevilirdim. Durumumu bildikleri için bana iki yıldır onlar bakıyor, bu da kanıma dokunuyor. Bu duruma içten içe üzülüyorum. Barbaros Mahalle Muhtarı, Kaymakamlığa haber vermiş, bir heyet geldi, beni huzur evine yerleştirmek istedi. Ama kabul etmedim. Daha yaşım genç, çalışabilirim. Huzurevinde boşuna yatak işgal etmek istemem. Kimseye muhtaç olmadan kendim kazanıp, kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum.

BOYU 10 SANTİM KISALDI
Bana aş, yer vermelerini değil, iş vermelerini istiyorum. Bana acınmasını istemiyorum, iş istiyorum. Çalışabilecek güçteyim. Bunun için çok uğraştım ama sesimi duyan olmadı. İki defa AKP’ye oy verdim, tövbe, bir daha da vermem. Aslında ailemden kalan miras ile başımı sokabilecek bir evim olabilirdi. Ancak bir darbe de ağabeyimden yedim. Babamın ölümünün ardından ağabeyim benden payıma düşen parayı vermek için vekalet istedi, ben de güvendim verdim. Ancak ağabeyim mallarımın üzerine kondu. Bir de önemli bir sağlık sorunum var. Askere boyum kısa diye beni almamışlardı. Muayene sırasında boyum 1.48 santimetre idi, geçen yıl boyumu ölçtürdüm boyum kısalmış, 1,38 santime düşmüş.”