İşçi isyan etti: Eylemse eylem!

Federal Moğul’da işveren sendikası MESS’le toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkandı. Bunun üzerine Türk Metal Sendikası, bir basın açıklaması yayımlayarak mücadelenin başlayacağını duyurdu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bundan tam 3 ay önce, MESS’le müzakere masasına oturduk. Masaya, hepimizin beklentisini yansıtan bir teklifi koyduk. O teklifte bizim umudumuz vardı. Umudumuz, gece gündüz çalışarak ürettiğimiz zenginlikten, hakça pay almaktı. Umudumuz, uzattığımız elin sıkılması, gülerek oturduğumuz masadan uzlaşarak kalkmaktı. Umudumuz, soframıza fazladan bir dilim ekmek daha koymaktı. Ama olmadı. Uzattığımız eli sıkan, uzlaşma çağrımıza katılan olmadı. Umutla oturduğumuz masadan, mücadele kararlılığı ile kalktık. MESS’e dedik ki: Uzlaşma çağrımıza kulak tıkayarak, Uzattığımız eli havada bırakarak, Bize eylemden başka yol bırakmadınız: Biz sizin eylem davetini kabul ediyoruz. Şimdi göreceğiz, el mi yaman bey mi yaman! Hepinize hodri meydan! Alayına hodri meydan! Eylemse eylem! Eylemse eylem!

Değerli kardeşlerim, Masadaki teklif, bizim teklifimizdi. Türk Metal üyeleri olarak bizler ne istediysek, o teklife onlar yazıldı. Sonra o yazılanların hepsi bizim onayımıza sunuldu. O teklifteki herşeyi biz onayladık. Yani, o teklif ilk harfinden son satırına kadar bizim teklifimizdir. Biz de, bizim olana sonuna kadar sahip çıkacağız. Onu namusumuz gibi koruyup, onurumuz gibi mücadele edeceğiz. Direneceğiz, direneceğiz. Direne direne kazanacağız. Türk Metal üyesi kardeşlerim, Bizler, işyerini evi, işini namusu bilen insanlarız. Bizim, evimize helal lokma götürmekten başka amacımız yoktur. Emeğimizden başka zenginliğimiz, birliğimizden başka gücümüz, Türk Metal’den başka dayanağımız yoktur. Ama kimse uzlaşma çağrımızı çaresizlikten sanmasın. Çare biziz. Çare bizim birliğimiz, çare sendikamızdır. Onun için kimse bizim gücümüzü test etmeye kalkmasın. Herkes bilsin ki, şartlar ne olursa olsun son sözü biz söyleriz. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Yine öyle olacak. Yine son sözü biz söyleyeceğiz. Yine zafer bizim olacak. Zafer, sendikasına güvenen Türk Metalcinin olacak.

Değerli metal işçisi kardeşlerim, Biz, masadan kalkarken bile uzlaşmacı söylemimizi koruduk. Ülkenin, ekonomini, işyerini kavgaya değil, uzlaşmaya ihtiyacı var, gelin oturup, konuşup anlaşalım dedik. Ama biz, hakça pay alalım dedikçe, birileri size enflasyon yeter dedi. Biz, uygar iki taraf olarak müzakere edelim dedikçe, birileri sizi Yüksek Hakem’in vereceği üç kuruşa mahkûm ederiz dedi. Biz de mücadele eder hakkımızı alırız dedikçe, birileri hiçbir şey yapamazsınız, grev bile yapamazsınız, ertelenir dedi. Hepiniz şahitsiniz bunları söylediler. Şimdi buradan, bu sözleri söylemeyi içine sindirenlere sesleniyoruz: Yıllarca birlikte çalıştık. Üretim rekoru kırarken bizden iyisi yoktu. Kalite ödüllerini alırken bizden beceriklisi yoktu. Kar rekoru kırarken bizden çalışkanı yoktu. Peki şimdi ne oldu beyler? O zaman iyiydik de, hakkımızı isteyince mi kötü olduk? Ama kimse hayal görmesin.

Metal ne enflasyona mahkum olur, ne Yüksek Hakem’e… Türk Metal üyesi ne baskıya boyun eğer, ne tehdide… Biz mücadele yemin ettik, yola çıktık. Herkes bilsin ki, hakkımızı almadan geri dönmeyeceğiz. Biz gemileri yaktık, geri dönüş yok. Gemileri yaktık, geri dönüş yok. Değerli kardeşlerim, Biz, uzlaşmaya ve anlaşmaya fırsat verebilmek için eylemlerimizin dozunu kademe kademe artırarak yükseltiyoruz. Hani anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az misali, şimdilik anlayacaklara sesleniyoruz. Çarşamba günü yine vicdanlara hitap edeceğiz. Cebimizde para olmadığını göstereceğiz. Yine de herkes bilsin ki, cebimizde para, bankada hesabımız olamayabilir ama bizim inançlı bir yüreğimiz, mücadeleye hazır bileğimiz var. Hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan.”