SYKP Kocaeli İl Örgütü’nden yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Covid-19 virüsünün yayılması ile başlayan kriz derinleşmektedir. Sadece bir sağlık sorunu gibi başlayan süreç, ekonomik ve sosyal sorunlarla birlikte bir kar yumağı gibi büyümektedir. Bütün bu süreçlerin ortadan kaldırılmasından sorumlu olan hükümet içinden çıkılmaz bir yönetim krizinin içinde dalgalanmakta ve her geçen gün alınan yanlış kararlarla insanların yaşamlarını zorlaştırmaktadır. Bir hafta önce toplumu infiale sürükleyen karar sadece birkaç gün sonra farklı bir şekilde alınmaktadır. İnsanların gözlerinin içine baka baka yapılan uygulamalar, sosyal ve ekonomik anlamda zor zamanlar geçiren halkımızı psikolojik olarak da çökertmektedir. Saray üzerindeki tüm sorumluluklarını bakanlıklara ve illerde oluşturulan İl Pandemi Kurullarına atarak bu süreci yönetmeye çalışmaktadır.

“TAM KAPANMA”

İçişleri Bakanının geçtiğimiz Pazar gecesi istifa etmesi, yönetememe krizinin açık bir tezahürüdür. Tek adam rejimi ile yönetilen ülkede atama yolu ile gelen bir bakanının kendi iradesi ile istifa etmesinin yasak olduğunu hepimiz bir kez daha izledik. Üzerine Sarayın sorumluluğunu alan İl İdarecileri insanların hayatlarını içinden çıkılamaz bir krize dönüştürmeyi başarmaktadırlar. Bunun en somut örneğini bu hafta içerisinde Kocaeli İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulunun 14.04.2020 tarih ve 2020/25 sayılı kararında gördük. Sürecin başından beri zorunlu üretim alanlarının dışındaki bütün fabrikaların ve işletmelerin faaliyetlerine son verilerek işten çıkarmaların yasaklanması ile birlikte ‘tam kapanmanın’ sağlanması gerekliliği belirtmiştik.

KRONİK HASTALAR

Kurul hastalığın yayılmasının önlenmesi ve insanların yaşam haklarını hiçe sayarak daha önce verilen ‘50 ve üstü sayıda personel çalıştıran fabrikalarda Covid-19 pandemisi süresince sınırlı olmak üzere, 60 yaş üstü çalışanların, gebelerin ve raporla belgelenmiş kronik hastalığı bulunan çalışanların idari izinli sayılmasına’ kararını iptal etmiştir. Kurul ayrıca idari izinli sayılması gerekliliği üzerine verilen kararda ‘Covid 19 hastalığı olan ve/veya Covid 19 hastalığı olan bir kişi ile korunmasız (sosyal mesafe, kişisel koruyucu ekipman vs. olmadan ) yakın teması olan özel sektör çalışanlarına en az 14 gün izolasyon tedbiri uygulanmasının sağlanmasına, Covid-19 pozitif olduğu öğrenilen çalışanların vardiya, birim, ulaşım servisi, kullanılan ortak alan vb. kriterlere göre yakın temaslılarının belirlenerek ivedilikle İlçe Sağlık Müdürlüklerine bildirilmesine, işyerindeki diğer personelden ise maske vb. kişisel koruyucu tedbirleri harfiyen uygulamış ve pozitif çıkan kişi ile çok yakın temasta bulunmamış olanların, 09.04.2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan Kapalı İşyeri/Ofislerde Covid -19 İçin Alınacak Önlemler isimli rehberi kapsamında sadece temaslı olarak değerlendirilerek maske ile çalışmaya devam etmesine’ güncellemesini yaparak insanların sadece maske takarak çalışmasına olanak sağlayan karar almıştır.

İŞÇİ SALGINLA BAŞ BAŞA

İdari izinleri kaldırmak, geçici önlemler ile maske takımı vb yollar ile işçileri ve çalışanları salgın ile baş başa bırakmaktır. Hükümetin ve Sarayın lüks şatafatlı yaşamı kendini dünyadan izole ederek devam ederken binlerce insan geçim savaşında kaderlerine terk edilmiştir. İşçilerin ve çalışanların hayatı ve yine onlarında ailelerinin hayatı sizin aldığınız kararlara terk edilemez. Üstelik bu karar Kocaeli’nde her gün birçok fabrikada salgın haberi gelmesine rağmen alınmaktadır. Daha önce alınan kararları patronların talebi ile değiştirmek yerine salgının yayıldığı fabrikalarda hangi önlemleri aldığınızı açıklayın. Kocaeli İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu bu kararı bir an önce değiştirmelidir.

ŞOVEN POLİTİKALAR

Sendikalar, siyasi partiler ve birçok Demokratik Kitle Örgütleri sürecin başından beri dayanışma çağrısı yapmaktadır. Ancak bu dayanışma çağrısı aklın, bilimin ve insanlığın gerekliliğini taşıyan çağrılarıdır. Hukuk kurallarının çiğnenerek ve hiçe sayılarak insanların duygularının sömürülmesi ve şoven politikalar ile yapılan çağrılar hastalığın yayılmasını arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Öğretmenlerin plansız ve programsız bir şekilde koruyucu hiçbir tedbir alınmadan bu süreçte görevlendirilmelerini doğru bulmuyoruz. Bu konuyla ilgili hiçbir formasyonu olmayan kişilerin sırf mücadele ediyoruz söylemine kurban edilmeleri haksız olduğu kadar vicdanen sakat bir uygulamadır. Bilim insanlarının önerisi açıktır; amasız, fakatsız herkese adil ve eşit bir ‘TAM KAPANMA’ sağlanmalıdır. İnsanların en temel gıda ve hijyen ihtiyaçları ücretsiz karşılanmalıdır.”