Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kocaeli’de kadınlar depremden etkilenen kadınlar için yürüdü

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle İzmit’te yürüyüş gerçekleştirildi. Yapılan ortak açıklamada, “Bu yıl 8 Mart’ı yaşamı yeniden kurmak için mücadele eden depremden etkilenen kızkardeşlerimize adıyoruz” ifadelerine yer verildi.

8 Mart Dünya Emekçi
Nazim Ozgun Erbulan 1

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bugün İzmit’te program gerçekleştirildi. Belediye İş Hanı önünde başlayan programda yürümek isteyen kadınlar, polis ile yaptığı müzakereler sonucunda yürüdü. Program Kent Meydanı’nda yapılan açıklama ile son buldu. Kadınlar, kent meydanında slogan atarken hayatını kaybeden tüm kadınlar için saygı duruşunda bulundu. Ayrıca programda depremzedelere yardım için kutular konuldu.

“BİRBİRİMİZE TUTUNUYORUZ”

Kocaeli Kadın Platformu tarafından düzenlenen programa EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, Sol Parti İl Başkanı Hicran Bozkurt, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya, HDP Kocaeli İl Yöneticisi Selda İlgöz, Eğitim Sen İl Kadın Sekreteri Elif Sinem Arıkan, sendika ve siyasi parti yöneticileri ile çok sayıda kadın katılım gösterdi. Kent Meydanı’nda yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart hazırlıklarımızın devam ettiği tarihlerde 6 Şubat günü 11 ili kapsayan, 20 Şubat günü Samandağ merkezli depremler yaşadık. Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları on binlerce yaşamı sevdiklerinden bizlerden kopardı. Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu söylüyor, iktidarın kader planı, bizleri yaşamdan koparırken tüm gücümüzle yaşamı yeniden örmek için birbirimize tutunuyoruz.

“BU İKTİDARI TANIYORUZ”

Bu iktidarı; Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ederek milyonlarca kadının hayatını tehlikeye atmasından, 6284’e karşı saldırıların önünü açmasından, erkek şiddetini teşvik etmesinden tanıyoruz. Erkek şiddetine maruz kaldığı için şikâyete giden kadınları karakollardan evlere geri göndermesinden; mahkemelerde tecavüzcü ve katil erkekleri, erkeklik indirimleriyle affetmesinden; hayatına sahip çıkan kadınlara ağır cezalar vermesinden; nafaka hakkına saldırmasından; kürtajı engellemeye çalışmasından; kamu kreşlerini kapatıp çocuk bakımını özel sektöre ve yoksulları da cemaat ve tarikat kreşlerine mecbur bırakmasından; ev içindeki tüm iş yükünü kadınların sırtına yüklerken kadınları sermayeye ucuz iş gücü haline getirmesinden tanıyoruz. Kadınları aileye hapseden, aile dışında var olmalarını kabul etmeyen politikalarından, LGBTİ+’ları hedefe koymasından, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmaya çalışmasından tanıyoruz.

“YAŞADIĞIMIZ AFETİN SONUÇLARI KADINLAR İÇİN KATMANLI OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Biz bu iktidarı hiç uzağa gitmeden ilimizde Kocaeli’de kadınlarla omuz omuza yürüdüğümüz yolları engellemesinden, yüzlerce polisiyle isyanımızı bastırmak istemesinden biliyoruz. Bu iktidar, Diyanete sonsuz bütçe verip kreşleri kapatırken dini kurumlarda eğitimi teşvik ederken, bugün refakatsiz çocukları tarikatlara, dini kurumlara vermekte beis görmüyor. Kayıp çocuklar ile ilgili ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık “Çocukların önemli bir kısmının sağlık kuruluşlarında olduğunu varsaydıklarını”dile getiriyor. Bir bakan, ülkede refakatsiz kalan çocukların durumuna dair varsayımsal açıklamalar yapamaz. Derhal kayıp çocukların akıbetinin kamuoyuna açıklanmasını talep ediyoruz! Çocuklar tarikat yurdunun karanlıklarına hapsedilemez. Yaşadığımız afetin sonuçlarının, kadınlar için katmanlı olduğunu biliyoruz; hayatı sürdürme, yeniden kurma yükünün, afet durumunda da kadınların üzerinde olduğunu, temel ihtiyaçlarının nasıl ikincilleştiğini görüyoruz ve depremin üzerinden daha 1 ay geçmişken kadınların hayatlarının daraldığına tanıklık ediyoruz.

Kocaeli kadin yuruyus

“KOCAELİ’YE GELEN DEPREMZEDE NÜFUSU 35 BİNİ AŞTI”

Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç bizlere daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu yüklüyor. Kocaeli’ye gelen ve sayıları gün geçtikçe artan depremzede nüfusu 35 bini aştı. Yaşamlarını kurarken desteğe ihtiyacı olan depremzedelerle, omuz omuza birlikte mücadele etmek için bir yandan dayanışmayı büyütüyor diğer yandan kamuya görevini hatırlatmaktan, görev sorumluluğundan kaçanlardan hesap sormaktan vazgeçmiyoruz. Bu yıl 8 Mart’ı yaşamı yeniden kurmak için mücadele eden depremden etkilenen kızkardeşlerimize adıyoruz.

“SIRTIMIZI RANTA DEĞİL BİRBİRİMİZE YASLIYORUZ”

Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazar politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, LGBTİ+ların her türlü şiddete maruz bırakıldığı, haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gaspedildiği, kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş düzene karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. Her yıl olduğu gibi burada el ele, yan yana bir aradayız; erkek devlete, homofobiye, transfobiye, ırkçılığa, türcülüğe, emek sömürüsüne, ataerkil kapitalizmin yıkımına karşı buradayız. Sırtımızı ranta değil birbirimize yaslayarak, erkek egemen sistemin yarattığı her türlü şiddete karşı birlikte isyan ederek, dayanışarak, direnerek ve yaşamlarımızı adaletten, eşitlikten yana kurmak için buradayız. Mücadelemizden, hayatlarımızdan, birbirimizden, sömürüsüz, eşit, özgür bir dünya kurma tahayyülümüzden vazgeçmiyoruz.”