Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Lütfü Türkkan açtı ağzını yumdu gözünü!

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, sosyal medya yasa tasarısı üzerine konuştu. AKP’yi çok sert bir dille eleştiren Türkkan AKP’li trollerden, AKP-FETÖ birliktelik döneminden, gençlerin tepkisinden, iktidarın sosyal medya korkusundan bahsetti.

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili

Uğur ENÇ min 6Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 5 Milletvekilinin İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşüldü. Görüşmelerde İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da söz aldı. Türkkan sert bir konuşma yaptı.

TÜRKİYE’DE SANSÜR YASASI

Lütfü Türkkan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 5 Milletvekilinin İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Ne kadar uzun okudum değil mi aslında? Kanunun bir tane ismi var: ‘Türkiye’de sansür yasası.’ Bunun ismi o. Yani bu kadar uzun meseleye hiç gerek yok ya, ‘Sosyal medyada düzenleme…’ vesaire. Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcı olan sansür yasasını görüşmek için toplandık.

MİLLETE ZEHİR ETTİĞİNİZ BİR BAYRAM

Dilimizde tüy bitti; ne emeklilikte yaşa takılanların problemini çözdünüz ne 3600 ek gösterge düzenlemesini getirdiniz ne de milletin yarasına merhem oldunuz. Hepimizin malumu önümüz bayram, millete zehir ettiğiniz bir başka bayrama daha giriyoruz şimdi. İstihdam yok, iş yok, aş yok, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Çocuklar arife günü babalarının yolunu gözlüyor ama babaların elleri boş, keseleri boş, yüzleri mahzun, evladına mahcup. Anneler babaları karşılıyor, sofra kuracak ama mutfakta sofrayı kuracak hiçbir şey yok, mutfaklar da boş. Bu bayramda milletin yüzünü güldürmek varken herkesi endişelendiren, tepki çeken sosyal medya yasa teklifini Genel Kurula getirdiniz.

MASKE DAĞITMAYI BİLE BECEREMEYEN

Türkiye’nin gündemindeki sorunları çözmek ve önlem geliştirmemiz gerekirken bizler, burada, ismine ‘sosyal medya düzenlemesi’ dediğiniz sansür kanununu konuşuyoruz. İktidar ‘Sosyal medyayı düzenleyeceğiz, ahlaklı hâle getireceğiz.’ diye attığı her adımda şeytanın rehberliğinde ilerliyor. Düzenlemedeki birkaç maddeyi parlatıp asıl niyetlerini saklıyorlar. Asıl mesele ne biliyor musunuz? Maske dağıtmayı bile beceremeyen iktidar sonbaharda kontrolü iyice kaybedecek. O yüzden, Meclis kapanmadan iktidar interneti kendi kontrolü altına almak istiyor; esas amaç budur.

AKP’NİN TROLLERİNE YÜKLENDİ

Sosyal medya hakkında tartışmamız gereken problemlerin olduğuna kimse itiraz edemez ancak sorun, sosyal medya mecralarından daha çok, kullanıcıların içerik ve paylaşımlarından kaynaklanıyor. Sosyal medya mecraları içerik vermiyor, onlar sadece bir platform; içerik kullanan, kullanıcılar. Toplumdaki ahlaki ve kültürel çürüme doğrudan sosyal medyaya yansıyor aslında. Bu paylaşımlardaki içeriklerde bahsedilenlerin bazıları gerçek hayatta zaten birer suç unsuru. Bu unsurlar sanal dünyada da suç olmalı. Eğer derdiniz ahlaksa, haksa, hukuksa, sosyal medyadaki haksızlığa, ahlaksızlığa son vermek istiyorsanız önce yapmanız gereken bir tek iş vardır. O yeşil topla tanımladığınız paralı trol ordunuzu dağıtacaksınız. Topları dağıtın, sosyal medyada ahlak geri gelir.

ÇİRKİN PAYLAŞIMLARI FIRSATA ÇEVİRMEK

Önce, Türkiye’nin kıymetli insanlarına haysiyet cellatlığı yapan; namuslarına, şereflerine leke sürmeye kalkan o ahlaksız trol çetelerini susturacaksınız. Ne Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’e yönelik annelik ve kadınlık onuru ile gururunu zedeleyici paylaşımlar ne de Sayın Berat Albayrak’ın ailesinin yeni üyesi, masum bir bebeğe ve annesine yapılan paylaşımlar kabul edilemez. Bu konuya, Türk milleti olarak, milletimiz, ortak tepkisini zaten koydu. Getirilen düzenleme bu tür paylaşımların önünü kesmeye yönelik olmalı fakat yapılan çirkin paylaşımları fırsata çevirmeye kalkmak, interneti, kurmak istedikleri totaliter rejimin bir parçası yapmak hem ülkemize hem de geleceğimize ihanettir.

İNTERNET AK PARTİ TURUNCUSU

İnternet, her görüşten, her inançtan, her yaşam biçiminden kullanıcıların buluştuğu, hepimizin ortak alanı ama bakıyoruz ki interneti de Ak Parti turuncusu yapmaya kalkıyorsunuz. Tek taraflı yapılan bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız biz. Her zamanki gibi muhalefet, sosyal medya şirketleri, kullanıcılar ve haber siteleri gibi paydaşların görüşlerine yine başvurulmadı. Türkiye’de yeni bir rejim inşa etmek için uğraşıyorlar; copla, polisle, hapisle korkutulan ve özgür düşüncenin kontrol altında tutulduğu bir Türkiye yaratmaya çalışıyorlar. Bakın -gençlerimiz ekran işlerini iyi bilir- birkaç iyi maddeyi, yine, kötü niyetlerinize ekran koruyucu yapmaya çalışıyorsunuz.

AK PARTİ’NİN RANTININ BAŞLADIĞI YERDE…

Sosyal medya düzenlemesi daha şimdiden tüm internet kullanıcılarında bir tedirginlik yaratmaya başladı. Özgürlüklerin giderek kısıtlandığı bir ortamda, insanların düşünce özgürlüğünü yaşayabildiği, fikirlerini ifade edebildiği, kısaca, nefes alabildiği bir tek alan kaldı. İşte, getirdikleri bu düzenleme, interneti bir kafese koyuyor. Bir kuş kafeste ne kadar özgürse internette de o kadar özgür olmamız isteniyor. Getirdikleri internet düzenlemesinde, vatandaşlarımızın ifade ve haber alma özgürlüklerine sınır çiziyorlar. Bu özgürlükler; Ak Parti’nin rantının başladığı yerde bitiyor, liyakatsiz ve usulsüz atamaların başladığı yerde bitiyor, Hükûmetin yanlışlarının başladığı yerde bitiyor, yolsuzlukların konuşulduğu yerde de bitiyor, adrese teslim ihaleler var ya orada da bitiyor, özgürlüklerimiz iktidara yakın vakıf ve derneklerin skandallarının başladığı yerde bitiyor.

İSTEMEDİKLERİ TÜM HABERLERİ KALDIRACAK

Sosyal medya kanun teklifinde yer alan ve adına ‘unutulma hakkı’ denilen, kılıfı dünden hazır bir içerik kaldırma maddesi var. Tüm madde, bu otoriter rejimlerin hayalini süsleyen, gerçeğe dönüştüren bir madde. İçerik çıkarma maddesiyle, on sekiz yıllık Ak Parti iktidarı, kendilerine ait istemedikleri tüm haberleri silip kaldıracak. İnternette, sosyal medyada öyle kötü bir sicilleri var ki, bu yasayla, kendi yarattıkları kirli arşivi silmeyi planlıyorlar. Hükûmet bu şekilde geriye doğru kendisini aklamış oluyor. İnternete giriyorsunuz, bir bakıyorsunuz, ne makara kalmış ne Bakara; ne sıfırlama var ne 5 müteahhit var, hepsi gitmiş. Ak Parti’nin FETÖ’yle yaşadığı o ihtiras, aşk ve ihanet dolu ittifakları bile tarih olacak bu sayede.

KUZEY KORE VE İRAN BENZETMESİ

Kısaca, tüm eleştirel ve yolsuzluk haberleri bu sayede yok edilmiş olacak. Vatandaş sanmasın ki ‘unutulma hakkı’ denilen bu madde kendisi için geçerli, asıl unutturulmak istenen Hükûmetin kendi geçmişi. Bu kanun teklifiyle tertemiz internetimiz ve siyasetimiz olacak inşallah. İktidar, tıpkı Kuzey Kore’de, Çin’de, Suudi Arabistan’da, İran’da olduğu gibi tek renkli bir internet hayal ediyor. Elinizde olsa, tuşa bastığımızda hepimizi ‘receptayyiperdogan.com.tr’ adresine yönlendireceksiniz; hiç başka yere bakmayın kardeşim, bas tuşa ‘receptayyiperdogan.com.tr.’

BÜYÜK MADDİ CEZALAR

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifinin sebep olacağı telafisi güç zararlardan bir diğeri kendini temel hak ve özgürlükler alanında gösteriyor. İktidar, yazılı ve görsel medyada daha önce uyguladığı otoriter yöntemleri bu sefer sosyal medya düzenlemesiyle hayata geçirmeye çalışıyor. Yasama vasıtalarını kullanarak, Türkiye’de faaliyet gösteren sosyal ağ sağlayıcılarını üstlenmesi güç idari para cezalarıyla karşı karşıya bırakıyor. Örneğin, temsilci bulundurma yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda, ağ sağlayıcıları ilk etapta 10 milyon ve 30 milyon liralık idari para cezalarıyla karşı karşıya kalacak. Bu yaptırımlar reklam ve sözleşme yapma yasağı uygulamalarına kadar varabilecek.

DÜZENLEME ANAYASA’YA AYKIRI

İktidar, karşılaşılabilecek olumsuzluklara yönelik olarak muhataplarını caydırmaya değil, aksine, yıldırmaya çalışıyor. Getirmek istedikleri düzenleme Anayasa’nın 12, 13, 20, 22, 24, 25, 26 ve 31’inci maddelerine aykırı. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8, 9 ve 10’uncu maddelerine de ters düşüyor. İşte bu kanun tanımazlık, sosyal ağ sağlayıcılarını Türkiye pazarından çekilmeye zorlayacak. Sosyal ağ sağlayıcıları iktidarın zorlamalarına boyun eğmek zorunda kalacak, yani dolaylı yoldan sansür uygulanmış olacak. Bu durum Anayasa’yla güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olan iletişim hakkının da ihlali anlamına geliyor.

BUNUN ADI HUKUK FİLAN DEĞİL

Biliyor musunuz bu kanunun en büyük etkisi de -iddia ediyorum size- ekonomiye olacak. Türkiye’ye gelmek isteyen bir yabancı yatırımcı, geleceği zaman size şunu söyleyecek: ‘Kardeşim, 3 tane ülkede Twiter yasakları var: İran, Kuzey Kore ve Çin, siz, 4’üncü oldunuz.’ Böyle bir ülkeye yabancı yatırımcı gelir mi? Mevcut yatırımcı bu ülkede ilave yatarım yapar mı? Mevcut yatırımcı kaçacak yer arar, bunun hiç farkında değilsiniz. 5651 sayılı Kanun’a göre, bu Kanun 2007’de ilk yürürlüğe girdiği tarihten itibaren zaten sitelerin kendini savunma hakkı yok. Yani birileri erişime engelleme kararı aldırmışsa bunu açıklamak veya iptal etmek mümkün değil. Bu hukuk kararlarına tedbir tanımı yapılıyor ama tedbir kararları sonsuza kadar sürmez. İsmi üstünde ‘tedbir’, süresi olmalı ama süreç böyle yürümüyor. Aslında, verilen kararlar, bir nevi tedbir kararı ama sonsuza kadar uygulanan bir karar bu. Bunun adı da hukuk falan değil.

ALMANYA’DA BİLE VAR…

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar sosyal medya yasa teklifinde her zaman Almanya’daki düzenlemeyi referans gösteriyor. Almanya’daki düzenlemenin sebebi, aşırı ırkçı ve faşist yapıların internet ortamında örgütlenmesini durdurmak, oradan çıkıyor bu. Oradaki amaç, insanlığın ortak paydada buluştuğu yaşama hakkını korumak. Kaldı ki Almanya’daki modelin henüz başarılı olduğuna ve amacına ulaştığına dair bir bulgu da yok. Almanya’da söz konusu yasayı çıkarmadan önce iki yıl tartıştılar, tam iki yıl; tüm kesimlerin fikirlerini aldılar. Ak Parti ise kendisine yukarıdan gelen buyrukla beraber ‘Yaptım, olacak.’ demenin peşinde. Dolayısıyla bu konuda, Türkiye ve Almanya’yı karşılaştırmak, ‘Almanya’da bile var.’ demek Ak Parti’nin çok basit bir algı oyunundan öte bir şey değil.

İNSANLAR NEFES ALAMIYOR

Ak Parti 5651 sayılı Kanun’u internetin üzerinde istediği zaman Demokles’in kılıcı gibi zaten sallıyor. 5651 sayılı Yasa kapsamında sulh ve ceza hâkimleri iktidardan gelen tüm talepleri kabul ediyor, muhalefetten gelen itirazları ise hemen reddediyor. İktidarın istediği gibi işleyen bir mekanizma olduğu sürece, iktidarın istediği gibi karar veren bir yargı olduğu sürece bu kanunların hiçbirinin bir hükmü yok maalesef. Türkiye’de mevcut düzende 2019 sonu itibarıyla tam 408.494 ‘web’ sitesi kapanmış ya, 408.494 ‘web’ sitesi. Daha ne istiyorsunuz? Türkiye’de insanlar nefes alamıyor.

ÜLKEMİZ ARTIK MAALESEF…

10 bin YouTube videosu, 6.200 Facebook içeriğine de erişim engellenmiş. Almanya’daki düzenlemede ise kısıtlayıcı, sansürleyici bir yapı yok orada. Almanya bugüne kadar ne Twitter’ı ne YouTube’u ne de Wikipedia’yı kapatmadı. Biz de sık sık Twitter’a ulaşımda zorluk çekiyoruz farkındaysanız, özellikle gündemde Hükûmeti sıkıntıya koyacak bir şey varsa Twitter’a giriş hemen yavaşlar. Almanya’da kurumlar demokratik, yargı bağımsız, bizdeki gibi siyasi baskı yok, haber sitelerine de baskı yok. Baskı nerede var? Türkiye’de var. Ülkemiz maalesef artık bir demokrasi ülkesi olarak anılmıyor.

KİM TEMSİLCİ OLMAK İSTER?

Demokrasinin askıya alındığı Türkiye’de kullanıcıları olan sosyal medya platformları için zorunlu olarak temsilci bulundurma şartı getiriliyor. Twitter, YouTube, Instagram, Facebook ve diğer sosyal medya ağları Türkiye’de sorumlu temsilci belirleyecek, bunu da BTK’ye bildirmek zorunda kalacak. Böyle bir ülkede sosyal medya temsilcisi nasıl olur? Siz olur musunuz? Mesela Sayın Cahit Özkan’a teklif etseler, ‘Böyle bir şeyin temsilcisi ol, sen hukukçusun.’ deseler vallahi billahi kabul etmez; şu anda AK PARTİ sıralarında olduğu için kabul eder. Niye? Tehdit edilmesi mümkün, hakarete uğraması mümkün, bürosunun basılması mümkün, daha da kötü bir şey söyleyeceğim size, Hükûmet, istediği zaman baskı yapıp internette sakladığı o bütün verilere el koymak durumunda kalacak. O zaman kim burada bulunmak ister, Türkiye’de bulunmak ister? Hiç kimse çünkü Türkiye artık bir hukuk devleti olmaktan uzakta.

MİLLETİ NE KADAR BOĞARSANIZ…

Şirketler Türkiye’de temsilci belirlemezse bu ağlar için de internet trafiği bant genişliğinde yüzde 50 oranında daraltmadan bahsediyorlar. Bunun ardından ikinci otuz gün içerisinde de temsilci bildirimi yapılmazsa yüzde 90 oranında internet trafiği daraltılacak. Bunu zaten o kadar çok yapıyorsunuz ki. Bu sosyal ağlar kullanılamaz hâle getirilecek. Bir şey söylüyorsunuz Twitter’a: ‘Sen Türkiye’den git.’ ‘Niye?’ ‘Sen bizim işimizi bozuyorsun arkadaş.’ Bu millet zaten benim hazırladığım bu A Haber, Akit TV, diğer kanallar, kanal 24, Ülkü TV, TVNET, neyse, onlardan seyrediyorlar. Bize başka bir şey lazım değil, millet burada da nefes almasın, boğulsun gitsin. Ama bir şey söyleyeceğim: Milletin boğulmasını sağlayacak mecraları ne kadar kapatırsanız size olan tepki o kadar çoğalacak, hiç kurtulamayacaksınız, bu tepkiler daha da artacak. Bir gün buraya geleceğim, size hatırlatacağım, ben size söylemiştim diyeceğim.

SİTE KAPATILMAYACAK, ULAŞIM ENGELLENECEK

Yasal olarak site erişimi açık olacak ama yüzde 90 giriş engeli, dışarıya da ‘E, biz siteyi kapatmadık…’ Ya zaten ulaşamıyor insanlar, kapatsan ne olur, açsan ne olur? Bunca kapatılan site örneği ve iktidarın emrine amade 5651 sayı Yasa varken yeşil toplardan oluşan bir trol ordusunu bile bunlara karşı kuran Ak Parti, bu kanuna neden ihtiyaç duyuyor hâlâ bilmiyorum. İktidar medyayı ele geçirmiş durumda aslında ama kanalları izlenmiyor, gazeteleri okunmuyor, ‘web’ sitelerine girmeye kimse tenezzül etmiyor. Fakat görüyoruz ki onlar bile yetmiyor, vatandaşların önemli bir kısmı gerçekleri internetten izliyor çünkü orada yakalıyorlar.

YALANLARINI KONTROL EDEBİLMEK İÇİN

Muhalefet, başta Twitter ve YouTube olmak üzere sosyal medyada çok aktif ve güçlü. İktidarın korktuğu ‘disslike’ ederek abandonize ettiği o Z kuşağı var ya onlarda bu mecralarda. Bu yüzden yalanlarını sürdürülebilmek ve muhalefeti susturabilmek için bu alanları kontrol altına almak istiyorlar. Ak Parti, sosyal medyayı ve interneti böylesine engelleyerek aslında kendi ayağına sıkıyor. Paralı trolleriniz dışında internet kültürünüz maalesef çok zayıf. Bu yasayı çıkarmayı korkunuzdan istiyorsunuz, farkındayım ama kendi korkularınızı aslıda bu yasayı çıkararak kendiniz yaratıyorsunuz. İnterneti yaşamının merkezine koymuş insanların nasıl davranacağının farkında değilsiniz.

ÇOCUK TACİZİNDEN RAHATSIZ OLAN YOK

Muhtemelen önümüzde bütün yasakların ters tepeceği, iktidarın ve ortağının epeyce üzüleceği yeni bir dönem yaşayacağız. Yakın zamanda halının altına süpürmeye çalıştıkları ekonomik kriz ne yaparsa yapsınlar saklanamaz hâle gelecek. Yani, herkes görecek ki kral çıplak aslında. İktidar, ekonomik gerçekleri, hayat pahalılığını, enflasyonu, batan şirketleri, ortaya çıkan yüz binlerce, milyonlarca işsizi gizlemek için interneti kapatmaya ihtiyaç duyuyor, başka da hiçbir sebebi yok bu kanunun. Sosyal medyadan rahatsızlık duydukları kadar hem vallahi hem billahi hırsızlıktan rahatsızlık duymuyorlar, çocuk tacizinden rahatsız olan yok, liyakatsizlikten rahatsız olan yok, haksızlıklardan rahatsız olmuyorsunuz, hukuksuzluklardan rahatsız değilsiniz, on binlerce insanın hakkını, hukukuna yiyip hapse atmaktan da hiç rahatsız değilsiniz.

‘OY MOY YOK’ DİYEN GENÇLER

Yaklaşan bir erken seçim öncesi on sekiz yıllık Ak Parti iktidarı bu kanunla kendini aklamaya çalışıyor. Z kuşağı, yani gençlerimiz, onlar için iktidarın hiçbir hedefi ve projesi bulunmuyor; yeni neslin eğilimleri Ak Parti’yle ters düşüyor, bunu zaten hazırlattığı raporlarla kendisi de çok iyi biliyor. Ak Parti’nin Meclise getirdiği Sosyal Medya Yasa Tasarısı ‘Oy moy yok.’ diyen o gençler var ya, o gençlere duyulan kinin tezahürüdür aslında, o gençler bu kanunu getirtti. İnterneti kirleten o ahlaksız çeteler olmasa emin olun gençlerimizin de, milletimizin de ahlakı gayet de sağlamdır.

SANDIKTA DİSLİKE EDECEKLER

Gençlerimizin zekâsıyla ve özellikle de mizahi gücüyle baş edemedikleri için sosyal medyanın sesini kısmaya kalkıyorlar. Korkmayın arkadaşlar ya, zekâdan zarar gelmez, zekâ dolu mizahtan da zarar gelmez; zekâ öyle bir güçtür ki yasayla falan da durduramazsınız, bu yasa onları durdurmaya yetmeyecektir. Gençlerimizin zekâsını hafife aldıkça siz kaybetmeye devam edeceksiniz. Bugün sizi internette ‘dislike’ eden gençlerimiz var ya yarın sandıkta sizleri ‘dislike’ ettiklerinde benim şu anda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Türk gençliği, iktidarın inşa etmek istediği Türkiye hayalinin önündeki en büyük engeldir.

GENÇLERDEN DESTEK İSTEDİ

Buradan gençlere seslenmek istiyorum: Mecliste muhalefet olarak bizim bu yasaya karşı durmamız yetmiyor. Sizlerin desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Gençlerimizle birlikte nefes alabildiğimiz kalan son alanın ele geçirilmesine, internete sansür getirilmesine biz buradan izin vermeyeceğiz. İfade özgürlüğünü ortadan kaldıracak bu düzenlemeye karşı bütün internet kullanıcılarıyla birlikte özgürlüklerin sonuna kadar savunucusu olacağız; biz İYİ Parti olarak bu yasaya sonuna kadar muhalefet edeceğiz. Bu arada, lütfen, meseleye sadece internet platformlarına gelen sansür olarak da bakmayın. Bu yapmak istediğiniz toplumda artık ciddi olarak görülmeye başlayan totaliter rejimin son adımlarından biridir, mesele sadece bir kanundan ibaret değildir anlayacağınız. Bu konuda toplumsal muhalefete her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.”