İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, katıldığı Halk TV canlı yayınında önemli açıklamalar yaptı. İktidarı sert bir dille eleştiren Türkkan şu ifadeleri kullandı: “Salgının başladığı günden bu yana maskenin dağıtımıyla alakalı kaç defa fikir değiştirdiler, önce satacağız dediler, sonra bedava dağıtacağız PTT’ye dağıttıracağız dediler, onu beceremediler eczaneler verecek dediler, kod göndereceğiz dediler kod gelmedi gelen kodla eczanelere gidenler maske bulamadı; pandemi bitmek üzere neredeyse ama bunlar hala maskeyi dağıtamadılar.

BASKI YAPARAK…

Maske aslında üretiliyor, Türk müteşebbisi üretme konusunda çok iyi, iddia ediyorum bütün dünyaya yetecek kadar maske yapabilir Türkiye şu anda, o imkanları var, bunu da yaptıklarını düşünüyorum. Ama problem dağıtmakta, organizasyon yetersiz, vizyonsuz, beceriksiz. İktidarlarını devam ettirmek isteyenler iki şeye güvenirler; bir, milletin kendilerine duydukları güvene, iki, iktidarın kendilerine sağladıkları imkanlarla milletin üzerinde baskı kurmaya. İktidar, kendi hizmetleriyle şu anda artık millet nezdinde itibarsız hale geldi. Bu maske meselesi bile tek başına bu iktidarın ne kadar beceriksiz olduğunun önemli bir göstergesi. Türkiye’de başka türlü iktidar olmanın yolunu bulamıyorlar, sadece ve sadece baskı yaparak iktidarlarını devam ettirmek istiyorlar.

YARDIM ETMENİN YASAK OLDUĞU…

Yardım etmenin ayıp olduğu, günah olduğu, yasak olduğu herhangi bir ülke var mı, bu nedir? Zimbabwe değil ki burası. Türkiye, 6-7 sene öncesine kadar Avrupa Birliği’ne girmek için çaba sarf eden bir ülkeydi. 6-7 senede öyle geri geldik ki Saddam’ın Irak’ına yaklaşmak üzereyiz. Kaddafi’nin Libya’sına yaklaşmak üzereyiz. Herkes Sayın Erdoğan ne diyecek ona bakıyor, kimse fikir beyan edemiyor, yönetim erki de aynı, yönetim erkindeki herkes Sayın Erdoğan bir şey demeden bir şey söylemeye korkuyor. Bu rejimin ismi, bu sistemin ismi nedir?

SALGIN SONRASI EKONOMİK MÜCADELE

Bu salgın krizi sonrası bir ekonomik mücadeleye girişmesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı gibi davrandığı sürece Türkiye’de topyekün bir kriz yönetimi mümkün değil. Türkiye’de daha kötü günlere götürür bu söylemler. Türkiye’nin topyekün bir ekonomik mücadele programı hazırlaması lazım, bilen herkesten fikir almaları lazım. Herkesin destek vereceği bir ekonomik destek programına ihtiyacımız var, aksi halde gerçekten Türkiye’yi iyi günler beklemiyor, üzülerek söylüyorum bunu.

CUMHUR İTTİFAKI KALMAZSA…

Türkiye’de erken seçimi başından beri, ben Mart ayında beklediğimi söylemiştim daha önce, bu virüs belki de ertelemiş olabilir. Ama erken seçimi engelleyecek bir şey daha var bunu da göz önünde bulundurmak lazım. Bu virüs canlarımızı aldı elimizden, vatandaşlarımızı kaybediyoruz, bu çok acı. Çok daha önemlisi insanların psikolojisi bozuldu. Herkes her an bu virüse yakalanabilirim endişesi taşıyor. Bir şey daha var esas virüs gerçek yumruğunu sona saklıyor, ekonomik anlamda Türkiye çok sıkıntılı günlere gebe. İnsanlar artık pahalılıktan filan şikayet etmiyor, yokluktan fukaralıktan şikayet ediyorlar, bu daha da hızlanarak devam eder. Böyle bir ortamda seçime gitmeye cesaret edebilirler mi, edebilirler.

HER AN SEÇİM OLABİLECEKMİŞ GİBİ…

Biz İYİ Parti olarak her an seçim olabilecekmiş gibi teşkilatlarımızla Meclis’teki kadromuzla çalışmalara devam ediyoruz. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli Cumhur İttifakı’na mecburlar, o ittifakı ayakta tutmak zorundalar,o iktidara en ufak bir halel gelirse her ikisinin de durumu çok kötü. Sayın Erdoğan’ın her söylediğine Sayın Bahçeli’nin destek vermesini siyaseten kendi içinde tutarlı görüyorum; zira Cumhur İttifakı kalmazsa ne MHP ortada kalıyor ne de Adalet ve Kalkınma Partisi; ama bütün bunları seyreden bir kişi daha var onun ismi Millet. Millet sahneye konan senaryoyu çok iyi görüyor. Buna mutlaka seçim erken de olsa zamanında da olsa gerekli cevabı verecektir.

BU İKTİDARIN SON GÜNLERİ

Türk siyasi tarihinde 3 büyük şehri kaybeden hiçbir siyasi parti iktidarını devam ettirememiş. Bundan sonraki ilk seçimde ağızlarıyla kuş tutsalar, bu iktidarın son günleridir bu yaşadıkları günler.”