Kamuoyunda MESEM yolsuzluğu olarak biliniyor.
Milli eğitimde hayata geçirilen AB işsizlik fonu projesinin usulsüz harcanmasıyla yapılan büyük bir yolsuzluk var ortada.
Türkiye genelinde uygulandığı bütün illerde sorun var.
Türkiye genelinde büyük bir soruşturma var.
Mart ayında Bağımsız Kocaeli söz konusu soruşturmaların İzmit ayağını ortaya çıkardı.
İzmit Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdürü Rümeysa Şen açığa alındı.
Aradan geçen aylarda yeni gelişmeler yaşandı.
Geçtiğimiz hafta konu yeniden kent gündemine oturdu.
*
Kocaeli’deki yolsuzluğun odağında Rümeysa Şen var.
Yüzlerce milyon liralık bir kazançtan söz ediliyor.
Öncelikle rakamları düzelteyim.
Türkiye’de UTP yolsuzluğu 18 ay boyunca devam etmiş ve ocak 2024’te bakanlık durumu fark ederek projeyi sonlandırmış.
UTP’de ortaokul mezunu, yaşının hiçbir önemi olmayan bir kimse firmalar üzerinden ustalık belgesi almak için sisteme kayıt ediliyor.
Sınav zorunluluğu yok.
Hiçbir denetim yok.
Ve kişi başı asgari ücretin yarısı kadar ödeme söz konusu firmalara yapılıyor.
Yolsuzluk burada başlıyor.
Aracı danışmanlık şirketleri devreye sokuluyor.
Okul müdürleri bu danışmanlık şirketleri vasıtasıyla firmalara gidiyor ve hiç çalışmayan, sınava girmeyecek, belge almayacak olan binlerce ismi sisteme kayıt ediyor.
Firmalar, danışmanlık şirketlerine her ay mal müdürlüklerinden hesaplarına yatan paranın yüzde 25’ini gönderiyor.
Kocaeli’de sadece Rümeysa Şen’in okulundan 22 bin ile 30 bin arasında kimse bu UTP sistemine kaydedilmiş.
Ortalama 25 bin kişi diyelim.
2023 temmuzda asgari ücret net 11 bin 402 TL idi.
5 bin 700 TL öğrenci başına her ay ödeme yapıldı yani.
Aylık yapılan ödeme 142 milyon 500 bin TL civarında.
6 ay boyunca bu ödemeler yapıldı.
Toplam rakam 855 milyon TL.
Bu rakam sadece İzmit Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki rakam.
Kocaeli genelinde 1 milyar TL’den fazla bir rakam var ortada.
Bu rakamın her ay yüzde 25’i danışmanlık firmalarına aktarılmış.
213 milyon 750 bin TL yani.
Şimdi burada yolsuzluğun 2 ayağı var.
Birincisi 855 milyon TL devletin parası büyük bölümü var olmayan isimler üzerinden yapılan UTP başvuruları karşılığında şirketlere ödenmiş.
Bu devletin zararı.
Bir diğer kısımda ise büyük bir çete var.
Danışmanlık adı altında her ay yatan UTP teşviklerinden yüzde 25 alıyor ve bunu kendi aralarında pay ediyorlar.
*
Size bir danışman firma ve bir okul müdürü geliyor.
Havadan para vereceğini, sadece isim bulmanı gerektiğini söylüyor.
Siz de bu isimleri buluyor ve 6 boyunca kişi başı asgari ücretin yarısı kadar ücret alıyorsunuz.
Bunun karşılığı olarak danışmanlık firmasına da yüzde 25 pay veriyorsunuz.
Biliyorum giriş kısmı için çok yazıyorum ancak ortadaki yolsuzluk iddialarının ve sistemin anlaşılması, herkesin aydınlanması için bu detayların bilinmesi şart.
Rümeysa Şen’in okulundaki öğrenci rakamlarını bildiğin için onun okulundan örnek verdim yukarıda.
Rümeysa Şen suçludur, ya da Rümeysa Şen suçsuzdur diyemem.
Ben hakim değilim.
Mahkeme kurmuyorum.
İki gündür detaylıca anlatmaya çalışıyorum.
Röportajda kafama oturmayan kısımlar, manipüle edildiğimi hissetmeme sebep olan kısımlar var.
Röportaj serisi sona erdiğinde ve Cuma günü 13 sayfalık metni okuduğunuzda çok daha net anlayacaksınız durumu.
*
Bugün yolsuzluğun Türkiye ayağını okuyacaksınız biraz.
Büyük bir iddia var ortada, “Milletvekilleri UTP için danışmanlık firması kurmuş.”
Yani yüzde 25 kar payı işine girmiş.
Bu milletvekilleri kimdir, nedir devlet ortaya çıkaracaktı.
Dünkü röportajda arada kaynayan bir konu vardı, onu da tekrar gündeme taşımak istiyorum.
Sorum şu:
“Deniyor ki dernekler masası dernekleri incelemiş ve 15 tanesine hiç ulaşamamış. Ne telefonu, ne başkanı yokmuş…
Derneklerin hepsi burada da değil. Mesela atıyorum işte. Darıca’da Tuzla’da olan mesela Süleymancıların yurdu var. Örnek veriyorum, Süleymancıların bir yurdu burada da var, İstanbul’da da var, Bursa’da da var. Bunu tek bir kurumdan tek bir başkan da yaptığı oldu ama bunlarla ilgili zaten tüm SGK’ları, vesaireleri, her şeyleri biz verdik müfettişlere.”
Söz konusu UTP sistemi ile PKK’ya para aktarıldığı iddialarını da okuyacaksınız birazdan.
Dün de Süleymancılara para aktarıldığını okumuştunuz.
Birbirini tamamlıyor diye hatırlatmak istedim.
Devlet sistemde yarattığı açıkla adeta “Burada para var, gelin alın” demiş.
Ne cemaatleri kalmış, ne PKK’sı kalmış para almayan.
İşte çok konuşulacak o röportajın ikinci bölümü…
***
Şimdi anlayamadım bu sistemde sınav zorunluluğu var mı, yok mu?
Şimdi bakın benim sınav yapma zorunluluğum var ama sınava öğrencinin girme zorunluluğu yok.
Anladım. Yani isterseniz ben sınav yaptım, öğrenci girmedi diyebilirsiniz. Peki çalışan/öğrenci sınava girmezse belge alabiliyor mu? İşletmeye para ödeniyor mu?
Girmezse belge alamaz. İşletmeye ödeme sınav olmadan yapılmış oluyor zaten. Kişinin sınava girip girmemesiyle ilgisi yok. Zaten sınavda kişinin adını, soyadını yazdığı imza attığı kağıt var. Bir de video kaydının olduğu bir şey var, o video kaydını istiyor bakanlık. Bağımsız öğretmenler gidiyor.
UTP’ye kaydedilen çalışanların yüzde doksanı girmedi diyelim sınava bir yaptırım oluyor mu?
İşverene bir yaptırım yok. Çünkü genelge diyor ki işveren buna katılabilir. Sınava girme zorunluluğu yok.
SİSTEM HATALI
O zaman bu sistem hatalı. Ben bir okul müdürüne gittim. Dedim ki ‘benim firmam var, atıyorum 1.000 tane çalışanım var. Dedim ki ben 10.000 kişiyi sigortalı gösteriyorum. Hepsinin kodlarını da uygun gösteriyorum. Bunlar sınav yapılacağı zaman sen bir bildirimde bulunma, öğrencilere mesaj atma, bir şey yapma. Sınav yapılmış gibi göster. Katılmadı diye göster. Ben de bu 6 ay içinde para alayım. Yarı yarıya kırışalım.’ Bu mümkün mü?
Şimdi şöyle yani ben burada herhangi bir okul müdürünün böyle bir işe gireceğini düşünüyorum ama mümkün. Şimdi Türkiye’nin farklı bölgelerinde mesela şöyle şeyler var, doğuda PKK’lı bir köyü tamamen kaydedip PKK’ya para aktarmışlar. Mesela bunu ben bizzat Ankara’da bakanlıkta duydum. Ondan Türkiye’de çok büyük olaylar var bununla ilgili.
Anladığım kadarıyla bu sistem suistimale çok açık. İşletmeler hayalet çalışan, hayal et öğrenci yaratılabilir. SGK girişini yapar, bugün çalışır eleman mesela…
Bakın ben şunun karşılaştım. Bize bir gün CİMER’den bir yazı geldi. Dedi ki ve yazı nereden gelmiş biliyor musunuz? Mersin’den gelmiş. Ondan sonra diyor ki, ben diyor işte Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde neden öğrenci gözüküyorum? Bilgilerini giriyoruz. Burada bir firmada çalışan. Firmayı arıyoruz. Firma diyor ki daha dün iş çıkışı verdik. Bunlara da ben ulaştım direkt kendim. Dedim ki yani siz işte Narin misiniz? Evet, bu saatten sonra işlerinize sizinle ilgili ödeme yapılmaması gerekiyor ama dedim. Yani işyeriniz bu bilgi edinmede neden bulundunuz? Bir de neden şimdi bulundunuz yani? Çünkü 3 ay olmuş, 4 ay olmuş başlayalı örnek veriyorum program. Dedi ki ‘vallahi’ dedi ‘Ben işten çıktım, kafam çok bozuldu. Mersin’e atladım gittim arkadaşlarımın yanına. Akşam oturduk içiyorduk, onlar da yapıyorlarmış ama onların patronları yarısını onlara veriyormuş. Benimki vermedi, ben de sinirlendim patronuma zarar vermek için yazdım’ dedi. Düşünebiliyor musunuz? Yani ben 21 tane CİMER bilgi edinme aldım. Hiçbir, şikayet değildi. Onlar da yanımda hepsinde durum bu ya da şu işte mesela Magna şey yapmamış, insan kaynakları müdürüne dememiş ki bu programa katılanlar Atatürk MTAL’de 6 ay süreyle öğrenci gözükecekler E-devlet’te. Bunu bildir dememiş. Mesela biliyorlar bir ustalık programına girdiklerini, 6 ay sonra sınav olacaklarını ama E-Devlet’te bir okulda öğrenci gözükeceklerini bilmiyorlar. E-Devlet’te öğrenci gözükmeden devlet bunlara teşvik yatıramaz. Sadece okulları bunu da kullandılar aracı olarak.
ÇALIŞANLAR YASAL MI, İŞLETMENİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Ben sistemdeki açığa dönmek istiyorum. Peki şimdi benim firmam var. Bir tane çalışanım var. Ben sizinle irtibata geçtim. Dediniz ki böyle bir program var. Ben oraya o gün 30 tane sigortalı kaydettirdim. Bütün eşimi dostum aktardım şirkete ve sigortalı gösterdim. Ödeme sistem bana her ay düzenli ödeme yapıyor mu?
Hayır bakanlığın belirlediği belli branşlar var. Her çalışan olmuyor.
Peki ben bakanlığın belirlediği SGK kodları ile göstersem 30 çalışanı?
SGK’sını yatırırken bakanlığın gönderdiği branş listesinde sizin branşınız da varsa olabilir. Biz bilemeyiz çünkü o çalışanların yasal olup olmadığını. O tamamen işletmenin yükümlülüğü genelgede.
Kocaeli’de bir yolsuzluk var mı? Bir milyar liraya yakın bir yolsuzluktan bahsediliyor. Varsa bu yolsuzluğu kim yaptı?
Şimdi şöyle, burada bir usulsüzlük yok. Bu tamamen zaten öyle bir para da yok yani. Muhtemelen 250 milyon lira bu şehre gelen toplu ödeme miktarıdır. Bizim okulda o hani buharlaştı dedikleri para 34 milyon lira yani. Onu da zaten firmalardan geri aldılar o da bizim hatamız değil.
Var olmayan isimler, çalışmayan isimler şirketlerden sisteme kaydedildi ve hiç ustalık belgesi almayan, almayacak olan, sınava girmeyecek olan isimler üzerinden devlet sürekli firmalara ödeme yaptı. Yolsuzluk ve skandal kısım bu. 34 milyonluk eksik ödeme değil.
Şimdi bakın genelge bahsettiğim gibi ama şöyle istenilen evrak sadece isim soyisim değil, kişinin en son bitirdiği okulun diploması, ondan sonra kişinin bu programa girmek onayladığına dair protokolü ve firmanın protokolü… Bunların hepsini bilgisayara yüklüyorsunuz. Zaten sisteme yüklüyorsunuz yani. Bakanlık bunu tek tuşla görüyor. Her yerden protokolde kişi imzası var. Tabii ki kişinin işletmenin imzası ve okuldaki ilgili müdür yardımcısı imzası atıyor. Bir de tüm şirketle ilgili okul sanayi işbirliği protokolü ya ilçeyle imzalanıyor ya ille (milli eğitim müdürlüğü) imzalanıyor ya bakanlıkla ya okulla… Bu işte işletmede çalışan kişi sayısına göre dönem dönem kurallarını değiştirdikleri bir şey ama bu tamamen mesleki ve teknik eğitimi güçlendirmek adına önceki bakanın bir projesi. Müfettişleri Türkiye genelinde ocak ayında görevlendirildiler. Ve Türkiye’deki bütün şehirlerdeki meslek liselerine, mesleki eğitim merkezlerine bu konu. İnceleme yapmaya başladılar. Öncesi de bu incelemenin sebebi de para hızla bitiyor ve bu parayla ilgili yanlış bir uygulama, eksik bir uygulama var mı? Ona baktılar. Şunu bir söyleyeyim, yanlış anlamayın. Ben 60 miligram ilaç kullanıyorum. Böyle biraz daldan dala atlayabilirim. Çünkü benim için çok ağır bir süreç oldu. Şimdi bu. Nerede kaldım? Türkiye genelinde bütün meslek okullarına eş zamanlı müfettiş gönderdiler. Şimdi bize gönderdiklerinde dedim burada 10 okul varsa örnek veriyorum. 10 okulun da yanlış ödemeleri ile ilgili tespitlerini onlar zaten oradan her şeyi görebiliyor, her adımımızı görebiliyorlar, getirdiler. Dediler ki öncelik bunların geri alınması devlet tarafından. Onları yaptık.
TADIM, HYUNDAİ, MAGNA, GEMSAN…
Bana biri gelse, bugün dese ki ‘20 tane çalışan protokol imzalat. 20 tane çalışana, 20 tane diploma ayarla ve bunları sisteme yükle… Karşılığında da her ay 150-200 bin lira para alacaksın. Bunu sıradan bir vatandaş olarak ben yapabilirim. Ben yapabilirsem bunu büyük firmalar çok daha fazla çalışan için yapabilir. Ortada milyonlarca lira söz konusu ve denetim yok.
Şimdi bundaki denetim, Maliye Bakanlığının işletmelerle arasındaki denetim. İşletmelerin her yerinde kamera var. Yani o kişinin orada çalışıp çalışmaması da ilgili hukuki sorumluluklar tamamen işletmeye ait. Bize getirdiğinde o kontratı, protokolü biz onu gerçek kabul etmek durumundayız. Çünkü genelgede öğrencinin öğrenci değil yani adayın kendisi gelecek diye bir şey yok. Firmalardan alınıyor. Herkes okullara teslim etti. Okullar bile gidip almadı firmalardan. Çünkü öyle bir mesai şeyini tespit etmemiz mümkün değil. Mesela bir şirkette 23 çalışan var, birine 500 tane kayıt getirdi gibi böyle bir şey hiç tespit etmedik. Zaten buradaki firmalar yani Kocaeli firmaları oldukça düzgün… Tadım, Hawon, Hyundai, Magna, Gemsan… Bunlar benim okulun yaptıkları. Daha da var ama benim hani şu an aklımda değil. 6 aydır okulda olmayınca…
DANIŞMANLIK FİRMALARI
Diyarbakır’da birinden bahsediliyor. Erkut isimli biri. Aracılık ücreti almış bu işle alakalı. Mesela firma 30 tane göstermiş, teşvik hesabına yatmış. Belirli bir aracılık yüzdesini her ay o adama göndermiş hesabına. Bu adamla sizin de bağınız olduğu konuşuluyor…
Diyarbakır mevzusu öyle değil. Şimdi şöyle burada merkezde olan ama işte Bursa’da, Ankara’da, İstanbul’da ya da başka şehirlerde olan firmaları tek okulda yapabiliyorsunuz. Yani firma sadece sizle çalışabiliyor. Ya da öbür okulla çalışabiliyor. Bu noktada biz il milli eğitim müdürlüğündeki ilgili şube müdürüne bu dönemde danışarak neyi nereden, nasıl yapabiliriz bununla ilgili her şeyi zaten bu süreçte sorarak yaptık. Bu süreç zaten sorarak, yaşayarak öğrenilen bir süreçti. Bunun için bir modül yazılmadı, bir modül oluşturulmadı. Dediler ki merkezi burada olan şirketlerle işbirliği yapabilirsiniz. Ondan sonra sınav için öğrenciler ya buraya gelir ya da buradan komisyon onayıyla oraya yani herhangi bir şeyle sınava gidebilir. Nitekim mesela biz Zonguldak’ta yaptık. Burada Ahtapot Denizcilik var. Erkar Denizcilik var. Onların mesela Karabük’te firmaları var. Biz oraya sınava öğretmen gönderdik mesela.
Danışmanlık firmaları bu işin neresinde? Sizin de Erkut isimli bir danışmanlık firması sahibiyle şirketleri gezdiğiniz konuşuluyor.
Birçok milletvekilinin bu projeyle birlikte danışmanlık firması var. Biz 7 tane danışmanla çalıştık. Tamamen iyi niyet esasıyla hareket ettik. Danışmanlar ya da şirket temsilcileri bizlere her ay evrak getirirler, yeni ve çıkan listeyi getirirler. Ben onları firma firma gezdirmedim.
GAZETELERE ÖDEME YAPILDI MI?
Gazetelere milyonlarca lira ödeme yaptığınız konuşuluyor. Herhangi bir gazeteyle irtibat kurdunuz mu?
Benim hakkımda haberler mart ayında çıktığında ben Özgür Kocaeli Gazetesi’ne gittim. Sizinle de görüşmek istedim. ‘Size ben röportaj vereyim, her şeyi anlatayım’ dedim. Hiçbir gazeteyle bu süreçte maddi manevi iletişim kurmadım. Ben şu anda savcılık izni dahi olmadan bütün hesaplarımı ve mal varlığımı müfettişlere teslim ettim. Maddi anlamda danışmanlık şirketlerinden hiçbir para ve hediye almadım. Danışmanlık firmaları sadece okulun ihtiyaçlarını karşıladı. Bir firma öğrencileri geziye götürdü. Bir başka firma spor malzemesi ihtiyaçlarını karşıladı.
Herhangi bir gazeteci bu süreçte sizi tehdit edip para istedi mi?
Hayır hiçbir gazeteci benden para istemedi. Hiçbir gazeteciye para vermedim.
Bu işin göbeğindesiniz isminiz yazılıyor, baş harfleriniz yazılıyor, açığa alındığınız yazılıyor. Hiç ifade verdiniz mi? Karakola veya savcılığa hiç verdiniz mi?
Hayır hiç ifade vermedim.