Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Bahadır Yaşar: Kentimiz için ivedilikle Deprem Master Planı oluşturulmalıdır

İYİ Parti Kocaeli İl Muhasibi Bahadır Yaşar deprem ile ilgili alınacak tedbirleri paylaştı. Yaşar ayrıca hükümetin çıkardığı kanun ve yönetmelikleri de eleştirdi. Yaşar, “Tüm bunlar göz önündeyken 1. Derece deprem bölgesi olan kentimizde bir deprem master planı maalesef ki yoktur. Her şeyden önce kentimiz için ivedilikle Deprem Master Planı oluşturulmalıdır” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Kocaeli İl

İYİ Parti Kocaeli İl Muhasibi Bahadır Yaşar sosyal medya hesabından hem hükümeti eleştirdi hem de deprem ile ilgili atılacak çözüm adımlarını anlattı. Yaşar, yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “AKP hükümeti döneminde Meclis’e 60’a yakın deprem araştırma önergesi verildi. Fakat bunların tamamı hükümet ve ortağının oylarıyla reddedilerek vadi tabanlarına, dere yataklarına, orman alanlarına, fay hatlarına büyük bir hızla binalar dikilmeye devam etti. Deprem vergilerimiz ise bu yapılara yol yapmak için kullanıldı. Kısa bir süre sonra ise sel ve depremin bu duble şeritleri param parça ettiğine şahit olduk.  1999 depreminden bugüne kadar deprem vergisi adı altında toplanan para 38 milyar 196 milyon 739 bin doları bulmuş. Bu para inşaat şirketlerini zengin etmek için kullanılmasaydı, toplam 800 bin depreme dayanıklı konut inşa edilebilirdi. Böylece, yaşamını yitiren ailelere kişi başı 10 bin TL sadaka vermek yerine bugünlerde yaşadığımız bu büyük facianın kısmen de olsa önüne geçilebilirdi.

“İMAR AFFI CİNAYETE TEŞVİKTİR”

Bu topraklarda her seçim döneminde gündeme gelen ve ileriye dönük olarak “Suçu ve cinayeti özendirici” nitelik taşıyan uygulamalardan biri de “İmar Barışı” diye sevimli bir etiketle sunulmaya çalışılan “İmar Affı”dır. Defalarca söylendi bir kez daha bu büyük felaket vesilesiyle vurgulamak gerekiyor. İmar affı cinayete teşviktir. 18 Mayıs 2018 tarihinde adına “barış” denilen “imar affı”na ilişkin bir düzenleme çıkarıldı. Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve “imar barışı”nın sağlanması amaçlanıyordu. Bu “barış” Haziran 2019 tarihine kadar uzatıldı ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum`un açıklamasına göre 9 milyon 210 bin kişinin bundan faydalandı. Türkiye genelinde kaçak ve riskli yapıların affedilmesi ile birlikte “2 milyon 700 bin kişinin bir bombanın üstünde oturduğu tahmin ediliyor. “İmar barışı”yla ilgili her şey yolunda gibi gözükürken İstanbul Kartal`da 8 katlı bina çöktü ve 21 kişi yaşamını yitirdi. Bu bina için “imar barışı” başvurusunda bulunulmuştu. Bu olayı İstanbul Balat`ta çöken 3 katlı ve Mersin`de çöken 3 katı kaçak, 5 katlı bina izledi. Kaçak yapı olayı bununla da bitmedi.

“SORUMLULUK BU KARARI ALAN SİYASİ İKTİDARIN ÜZERİNDE”

UNESCO Dünya Mirası listesindeki Kapadokya`da peri bacalarının yanına kaçak otel inşa edildiği ortaya çıktı. Bu olaylardan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 81 ile genelge göndererek 3 ay içerisinde riskli ve kaçak yapıların tespit edilmesi ve Bakanlığa bildirilmesini istedi. Hâlihazırda yapı stokumuzla ilgili belirsizlikler ve tehlikeler ortadayken bir de bunun üzerine iktidar partisi ve küçük ortaklarının oy uğruna çıkardıkları imar afları, can ve mal kayıpları tehdidini arttırmaktadır. İmar afları kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olmuştur. İmar affı toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe sokmaktadır. Mühendislik hizmeti almayan yapıların bu şekilde yasallaştırılmasıyla; sonrasında oluşabilecek doğa olayları karşısında hasara uğramaları halinde sorumluluk, bu kararı alan siyasi iktidarın üzerindedir.

“KANUN VE YÖNETMELİKLER YENİDEN DÜZENLENMELİ”

Bir binaya iskan ruhsatı verilmesiyle yetkili makamlar bu binada oturulabileceğini söylüyor peki oturabildiğimiz, hayatımızı kurduğumuz bu binaların güvenilirliğinin de garantisini veriyor mu? İşte bu sorunun cevabının güvenlidir olarak verilebilmesi için; Başta İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Kentsel Dönüşüm Kanunu ve ilgili tüm Kanunlar ve bağlı yönetmelikleri, kamu yararı ilkesi gözetilerek ve bütüncül bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Tüm bunlar göz önündeyken 1. Derece deprem bölgesi olan kentimizde bir deprem master planı maalesef ki yoktur. Her şeyden önce kentimiz için ivedilikle Deprem Master Planı oluşturulmalıdır. Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları özellikle hastaneler ve okullar acilen depreme güvenli hale getirilmelidir. Yapı Stok Envanterinin çıkartılıp risk bölgelerinin haritaları çıkartılmalıdır. Acil toplanma alanları uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli;  olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır.

“GÜVENLİ YAŞAM ALANLARI OLUŞTURULMALI”

Deprem sonrasında çadır ve konteyner konulacak alanların şimdiden alt yapılarının eksiksiz olarak tamamlanması gerekmektedir. Mimarlık-mühendislik eğitimi almış nitelikli uzman insanlardan fikir alınarak, Bilimsel ölçekte kent planları yapılmalı ve uygulama koşulları sağlanmalıdır. Afet anı ve sonrasına odaklanmaktan daha çok afet öncesine odaklanılmalı. Ülkemizin toprakları inşaat sektörünün bir arazisi olarak görülmemeli, bilimsel bilgi ve kent planlaması kapsamında ve ihtiyaç temelli yapılar yapılmalıdır. Kentsel dönüşümü; bireysel dönüşümlerden ziyade yasanın amacına yönelik, geniş alanlarda alanın tamamını kapsayacak şekilde yeniden planlayarak daha ferah, konforlu ve güvenli yaşam alanları oluşturulmalıdır.

“DAHA DİRENÇLİ HALE GETİRECEK”

Vatandaşlarımız “Deprem Gerçeği” konusunda sürekli bilinçlendirilmelidir. Afet için belirlenen Acil müdahale yollarının sürekli açık olması sağlanmalıdır. Bu yollara cephe olan yapıların ise doğal afetlere dayanıklı, güvenli yapılar olması gerekmektedir ve Bu yollarda hiçbir zaman araç park edilmesine müsade edilmemelidir. Acil durum toplanma alanları olarak belirlenen okulların depreme dayanıklı olmaları gerekmektedir. İstanbul için 2001 yılında hazırlanan ‘Deprem Master Planı’nın Kocaeli ili için de ivedilikle hazırlanması, binaların deprem yönetmeliğine göre uygun yapılıp ve denetlenmesi şehrimizi depremlere karşı daha dirençli hale getirecektir.”