Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü kamu işçilerinin kamu çerçeve protokolüne ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Emek Partisi Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz imzalı açıklamada “Tek Adam Yönetimi ve sermayenin dayatmalarını aşacak tek güç, işçilerin birliğidir. Kamu işçileri artık çok iyi biliyor ki: Talepleri elde etmenin tek yolu, mücadeleyi büyütmektir. Masada sürdürülen müzakerenin başarısı da yükselen mücadelenin yarattığı etkidir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde; “İktidar, kamu çerçeve protokolünde önerdiği %16’lık zam teklifini yalnızca 1 puan artırarak, kamu işçilerine açlık ve yoksulluğu dayatmaya devam ediyor. Oysa kamu işçileri %90 zam talebinde ısrarlı. Bununla birlikte, tüm işçi ve emekçilerin ortak talebi haline gelmiş olan; vergide adalet, meslek kodları, tayin hakkı, iş-risk-kıdem farkı gibi birikmiş sorunlarının da çözülmesini istiyor. Ancak sermaye sözcüsü AKP iktidarı bu taleplere kulaklarını tıkamış durumda. Buna karşılık, kamu işçilerinin eylem alanlarında “Eylemse eylem, grevse grev!” sloganı yankılanmaya devam ediyor.
MÜCADELENİN GÜCÜ BİRLİKTEN GELİR
Tek Adam Yönetimi ve sermayenin dayatmalarını aşacak tek güç, işçilerin birliğidir. Kamu işçileri artık çok iyi biliyor ki: Talepleri elde etmenin tek yolu, mücadeleyi büyütmektir. Masada sürdürülen müzakerenin başarısı da yükselen mücadelenin yarattığı etkidir. Hükümetin adeta dalga geçercesine sunduğu teklif karşısında, konfederasyonlardan beklenen görev çok açık ve nettir: Birleşmek ve hükümeti geri adım atmaya zorlayacak güçlü eylem kararları almak!
İşçiler, konfederasyonlardan kararlı bir duruş ve yeni bir mücadele programı beklemektedir. Geçmiş toplu iş sözleşmesi (TİS) süreçleri de göstermiştir ki, ister özel ister kamu sektöründe olsun, tüm sözleşmeler Erdoğan–Şimşek programına hedeflerine uygun hale getirilmeye çalışılıyor.
TİS MÜCADELESİ, ŞİMŞEK PROGRAMINA KARŞI MÜCADELEDİR
Bu nedenle TİS mücadelesi, aynı zamanda Erdoğan/Şimşek programına karşı da verilen bir mücadeledir. Başarmak için ise birleşmek, üretimden gelen gücü merkeze alan etkili ve kitlesel eylemleri hayata geçirmekten geçmektedir. Basın açıklamaları, çadır kurma, bildiri dağıtma gibi lokal eylemler önemlidir; ancak hükümetin tutumu göstermektedir ki bunlar tek başına yeterli değildir. İşçi sınıfı ve emekçilerin karşısında hükümetiyle sermayesiyle birleşmiş sermaye cephesine karşı, kendi birliğini sağlama görevi bulunmaktadır. Birleşmek, taleplerde ısrarcı olmak ve “İşçiye sorulmadan sözleşme imzalanamaz!” dedirtecek bir sınıf gücünü ortaya çıkarmak bugünün en acil görevidir.
Başta kamu işçileri olmak üzere işçiler ve emekçiler yaşananlara sessiz kalamaz! İşçiler, üretimden gelen gücünü kullanarak genel grev, genel direniş mücadelesini hem iktidara hem de geri adım attırmaktan kaçınan sendikal bürokrasiye karşı yükseltmelidir. Emek Partisi olarak, kamu işçisinin insanca bir yaşam ve insanca bir ücret mücadelesinin yanındayız. Bu mücadelede omuz omuza olacağız. Tüm işçi ve emekçileri, açlık ve yoksulluğu dayatan tek adam yönetimine karşı birleşmeye ve kamu işçilerine destek olmaya çağırıyoruz!”