Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

EMEP Kocaeli İl Başkanı: Bir orta oyun daha sona erdi

1 Ocak 2024 itibariyle geçerli olacak asgari ücreti net 17 bin 2 TL olarak açıklandı. Emek Partisi Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Günlerdir devam eden bir orta oyunu daha sona erdi.

1 Ocak 2024 itibariyle

Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdiği ortadayken belirlenen 17.002 TL, zaten boş olan tencereleri iyice kaynamaz hale getirecek, yoksulluk iyice katmerlenecektir. Bu artışla iki çalışandan birinin asgari ücretli olduğu varsayılan ülkemizde aileleriyle birlikte on milyonlarca yurttaşımız açlık ve yoksulluğa terk edilmiş durumdadır” dedi.

Türk-İş’in Kasım 2023 Açlık ve Yoksulluk Sınırı araştırmasına göre bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 18.239,8 TL’ye ulaştığını belirtilen açıklamada “ Yoksulluk sınırı ise 45.686,81 TL’ye yükselmiş durumda. Bu durumda 17.002 TL olan asgari ücret hangi derdimize derman olacak? Diğer yandan yüksek enflasyonla alım gücünün hızla gerilediği ücretlerin daha cebe girmeden eriyip tükendiği bu koşullarda hükümet 2024 yılında ikinci asgari ücret artışı yapmayacağını şimdiden ilan etmiş durumda.

Bunun nedeni çok açık. AKP iktidarı tüm hedeflerini 31 Mart Yerel Seçimlerine göre düzenlemek istemektedir. Aralık 2023 Asgari Ücret görüşmeleri Mart 2024 seçimlerinin gölgesinde geçmiş olsa da yıl içerisinde ikinci bir zammı yapma gereği duymamaktadır. Ne de olsa 31 Mart Yerel Yönetim seçimleri geçmiş olacak, ufukta yeni bir seçim de -şimdilik- görünmediğine göre işçi ve emekçilere ikinci zamdan mahrum ederek açlık ve yoksulluğu katmerli hale getirmek istemektedir” ifadelerine yer verildi.

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubuna (ENAGrup) göre, 2023 yılı enflasyon artış oranı %129,27 olarak gerçekleşmektedir. Hiçbir inandırıcılığı kalmayan TÜİK verilerini esas alan AKP iktidarı 2023 yıl sonu enflasyonun ise %65 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TUİK verilerine dayanarak “En düşük memur maaşı yüzde 142 arttı. Ortalama memur maaşı yüzde 129 arttı. Asgari ücret yüzde 107 arttı. En düşük emekli aylığı yüzde 114 arttı. Bakın, enflasyon tahmini yüzde 65, bütün artışlar yüzde 100’ün üzerinde” diyebilmektedir. Bakanın bu açıklamasına göre tüm ücretlilerin zenginleşmesi gerekmektedir. Oysa öyle midir? Elbette sarayda yaşayanların çarşı/pazar fiyatlarını bilmeleri tencerenin nasıl kaynadığını, indirim günlerinde marketlerde oluşan izdihamı bilmeleri mümkün değildir.

BİZİM PAYIMIZA ZAMLAR DÜŞÜYOR

210 gr ekmeğin 8 TL, simidin 12,5 TL ortalama bir daire kirasının 15 bin TL, şehir içi ulaşımda tam biletin 13 TL olduğu bir ilde yaşıyoruz. İşçi ve emekçiler olarak insanlık dışı koşullarda çalışıyoruz. Ancak aldığımız ücret temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaktan uzaktır.

Bizlerin ürettiği değerleri, halkın yarattığı ekonomik kaynakları hiç tartışmaya mahal vermeden, iktidar, teşviklerle, istisnalarla, ihale ayrıcalıklarıyla, acele kamulaştırmalarla Orta Vadeli Planla, kabul edilen 2024 bütçesiyle bir kez daha sermayenin emrine sunarken, bizim payımıza Kocaeli gibi bir işçi kentinde ekmeği 8 TL’ye almak düşmektedir. Simit ise artık herkesin ulaşamayacağı lüks gıdalar arasına girmektedir. Biz işçiler ve emekçiler asgari yaşama ve asgari ücrete mahkûm değiliz. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları için birleşerek mücadele ettiğimizde onların bizlere dayattığı açlık sınırında ki ücretlerini çöpe atabiliriz. Geçtiğimiz yıl bunun mümkün olduğunu bize gösteren işletmeler oldu. Metal işçileri, tekstil ve dokuma işçileri, TPI işçileri imzalanan sözleşmeleri değiştirdiler, mücadeleyle ek zam almayı başardılar.

YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE BİR ASGARİ ÜCRET

İnsanca yaşanacak, 4 kişilik ailenin ihtiyacını karşılayacak bir asgari ücret, yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır. Emekçilere sefalet ücretini reva görenler, asgari ücreti belirlerken bir emekçinin ve ailesinin, kültür ve sanat faaliyetleri için gerekli olan harcamaları ise hiç hesaba bile katmıyorlar.

Asgari ücretin tüm bu ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak yoksulluk sınırının üzerinde belirlendiği, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı bir düzen ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle mümkün olabilir. Şimdi bunun için birleşme ve mücadele zamanı.