Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Gergerlioğlu cezaevlerinde yaşananları İnsan Hakları Komisyonu’nda anlattı!

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunda konuştu. Cezaevlerinde yaşanan skandalları anlatan Gergerlioğlu, İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun herkesin hak arama yeri olduğunu söyleyerek sorunların çözümünü istedi.

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM İnsan Hakları

Cezaevlerini yakından takip eden ve cezaevleriyle ilgili en çok soru önergesi veren milletvekili Gergerlioğlu, Bakırköy Cezaevi’nde 12 kişilik kadın koğuşlarında 50 kişinin kaldığını söyledi. Cezaevi müdürü ve mahkum yakınlarıyla konuştuğunu belirten Gergerlioğlu, “Cezaevlerinin hali felaket. Yerlerde yatıyor mahpuslar. En az 200 kişi yerde yatıyor. Bakırköy Kadın Cezaevi’nde yerlerde fareler, böcekler dolaşıyor. Bir kadın mahpusun saçlarının arasından böcek çıkarılmış geçtiğimiz günlerde.” ifadelerini kullandı.  Cezaevlerinin kapasitesinin 301.000 kişi olduğunu belirten Gergerlioğlu, şuan cezaevlerinde 392.000 mahpusun olduğunu vurguladı. Cezaevlerinde kalan kişilerin her ay 8-10 bin arttığını aktaran Gergerlioğlu, “Ben bunları anlatıyorum ki insanlar dinlesin ve tedbir alsın” şeklinde konuştu.

KANSERLİ HASTALARA ERKEN MÜDAHALE EDİLMİYOR

Tarsus Cezaevi’nden vahim bir vaka yaşandığını vurgulayan Gergerlioğlu, “Gülten Nene isimli meme kanseri bir kadın orada kalıyor. 1 yıl önce kanser olduğu apaçık ortaya çıkmış. 1 yıldır sevkler gecikiyor, hastaneye gidemiyor. 1 yılın sonunda daha sevkler bitmemiş durumda ve tedavisine başlanamamış durumda. Bir hekim olarak söylüyorum evre 1’de yakalarsanız bir kanseri, hemen operasyona alırsınız. Kadının yaşam süresi 10-15 yılı bulur, fakat 10 ay, 12 ay gecikince onun yaşam süresi çok kısalır. Burada resmen büyük bir vebal var. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü de burada ve çok büyük vebal alıyorsunuz. Bunun ve bunun gibi binlerce mahpusun sağlık hakkı, erişim hakkı engellendiği için kısalan yaşam süreleri var. Belgelerini de komisyon başkanlığına vereceğim” ifadelerini kullandı.

SORUMLULUĞU BİRBİRİNE ATIYOR

Cezaevi ziyaretlerinde mahpuslardan aldığı bilgiye göre sağlıkta çok gecikmenin yaşandığını aktaran Gergerlioğlu, “Cezaevi müdürlerine soruyorum Jandarma yüzünden gecikme olduğunu söylüyor. Jandarmaya soruyorum idarenin yüzünden diyorlar. Allah aşkına bu kimden kaynaklanıyor? 12-13 aydır muayeneye gidemeyen mahpuslar var. Hasta haliyle bekliyor çünkü ağız içi arama yapılıyor. Çift kelepçe uygulaması yapılıyor. İnsanlar bu gayri insani muameleden dolayı hastaneye gidemiyor.” şeklinde konuştu.

MAHPUSUN KIZINA ÇIPLAK ARAMA YAPIYORLAR

Menemen R Cezaevi’nde Alzheimer hastası bir mahpusun kızının babasını ziyarete gittiğini ve mahpusun kendi kızını tanıyamadığını söyleyen Gergerlioğlu, “Mahpusun kızına ziyarete girerken çıplak arama yapılıyor.  Çıplak aramayı da açık açık söyleyeyim, kusura bakmayın. Memure hanım, hanımefendinin sütyeninin arasına elini sokup, içeride elini dolaştırıp bir şeyler arıyor. Size yapılsa memnun kalır mısınız? Ben herkese soruyorum. Bu nasıl bir muameledir?” şeklinde konuştu. Çorlu Cezaevi’nde de geçtiğimiz aylarda mahpus ve yakınlarına çıplak arama yapıldığını hatırlatan Gergerlioğlu, yapılan aramanın insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Bir mahpusun 3 tane yeğenine mektup aracılığı ile masal yazdığını anlatan Gergerlioğlu, “Masalda iyilerle kötülerin savaşı anlatılmış. Cezaevi gözlem kurulu, “Sen örgütsel mesaj veriyorsun.” diye mektubu göndermemiş. Mektubu göndermiyorlar,  “Sen disiplin suçu işledin.” diyerek de daha sonra denetimli serbestliğini vermiyor. Bunlar olacak iş mi? Mektuba baktım çocuklara masal yazmış adam. Trajikomik haller var cezaevlerinde.” ifadelerini kullandı.

S ve Y  TİPİ CEZAEVLERİ İNSANA UYGUN DEĞİL

Erzurum Dumlu Cezaevi S ve Y tiplerinden çok başvuru aldığını ifade eden Gergerlioğlu,  “Erzurum Dumlu’daki hücreler gayriinsani. S ve Y tipleri gayriinsanidir. İnsana uygun değildir ve kapatılmalıdır kuyu tipidir çünkü. O kuyuların dibinden insanlar seslerini duyurmaya çalışıyor. O kadar ağır şartlar var ki o hücrelerin içini de biliyoruz. 8 metrekarelik hücreler. Battaniyenizi yıkıyorsunuz, dışarı bile asamıyorsunuz, odanın içine asmak zorundasınız. Odanızın içine asınca battaniye günlerce kurumuyor. Böylece içeriye güneş de girmiyor. Bunlar insani değil. Hiçbir şekilde. Bir saat havalandırma veriliyor insanlara ve bir sürü mahpus şu anda açlık grevlerinde. Adam tutuklu, daha hüküm bile yememiş. Adamı böyle bir kuyu gibi hapishaneye koymuşsunuz, S. V. Y. tipi ağırlaştırılmış, müebbet mahpusun kalması lazım. Sen tutukluyu koymuşsun. 80 yaşında tutukluyu ziyaret ettim. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde halleri bu.” şeklinde konuştu.

İNSAN HAKLARI KOMİSYONU HAK ARAMA YERİDİR

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun ideolojik bir yer olmadığını vurgulayan Gergerlioğlu, Sağcının da solcunun da hakkını savunma yeri olduğunu belirtti. İnsan hakları savunucusu olduğunu ve kimsenin ideolojisine bakmadığını söyleyen Gergerlioğlu, her kesimden insanın hakkını savunduğunu ifade etti. Açlık grevlerinin devam ettiğini hatırlatan Gergerlioğlu, “Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Şerif Mesutoğlu 140. günlerde açlık grevinde.  Şerif Mesutoğlu’na arkadaşlarıyla sohbet hakkı bile verilmiyor. Adam 140 gündür bir şey yemiyor. Adamı hala açlık grevi yapıyor diye cezalandırıyorlar. Şerif Mesutoğlu bir nedenden açlık grevi yapıyor. Bırak arkadaşıyla sohbet etsin ya. Adam tek başına açlık grevi yapıyor kafayı yer. Fiziksel ölümden önce psikolojik ölüm yaşar.” dedi.

CENEVRE’DE ÇOPLAK ARAMAYI İTİRAF ETTİLER

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcınız Fatih Bey’in Cenevre’ye gittiğini hatırlatan Gergerlioğlu, “Ben oradaki süreci takip ettim. Kusura bakmayın ama doğru konuşmuyorsunuz. Burada çıplak arama yok dediler. Ben bunun yüzünden cezaevine girdim çıktım. Sonuçta ne oldu biliyor musunuz? Tabi orası Türkiye değil, Cenevre olunca doğruları söylüyorlar. Fatih Bey gidip Cenevre’de dedi ki: “2020’nin sonuna kadar çıplak arama vardı. 2021’de detaylı aramaya geçtik.” orada bu konudaki savunmasını böyle verdi. Tamam da 2020 Ağustos, Eylül, Ekim’de ben çıplak arama var dedim. Yemediğim hakaret, iftira kalmadı. Burada çıplak arama yok diyor devlet. Cenevre’ye gidiyor, İşkenceyi Önleme Komitesi’nin önünde. “Efendim 2020’de çıplak arama vardı. 2020’de mevzuatı değiştirdik.” diyorlar. Yeni getirdiğiniz sisteme detaylı arama deseniz ne yazar? Çıplak arama devam ediyor.” şeklinde konuştu.

İNSAN HAKKI İHLALİ OLAN BİRÇOK KONUDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ

Sağlık hakkı ihlallerinde şu anda Türkiye cezaevlerinin dünya birincisi olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, “ Tek birinciliğimiz sağlık konusu değil. Nüfusa oranla cezaevinde kalan sayıya göre de dünya birincisiyiz. Cezaevlerindeki ölüm oranında da dünya birincisiyiz. Cezaevlerindeki intiharlarda da dünya birincisiyiz.

DENETİMLİ SERBESTLİK KURULLARIN İNSAFINA BIRAKILMAMALI

Denetimli serbestlik haklarının mahpuslara verilmediğini söyleyen Gergerlioğlu, “Sincan Cezaevi bu noktada meşhur. Sincan Cezaevi’ne gidiyorum. Bütün mahpuslar Sincan’dan kaçmaya çalışıyor çünkü burada denetimli serbestlik, koşullu tahliye verilmiyor. Abuk sabuk gerekçeler ileri sürülüyor. “Bizi sevk edin başka bir cezaevine gidelim.” diyorlar sevk de edilmiyor.  Sincan T Cezaevi’nden bir örnek vereyim adamın iyi hal puanı 62,75 kurula giriyor, nasıl olsa iyi hal müthiş bir sorun olmaz diye düşünüyor. “Toplumla uyuşacağına kanaat getirmedik.” denilerek denetimli serbestlik verilmiyor. Bu nasıl soyut bir şey? Mahpusun yüzüne bakarak mı toplumla uyuşmayacağına kanaat getiriyorlar. Somut bir şey yok ortada. Tamamen oradaki idarenin insafına bırakılmış.  Kanser hastası insanlar var onlarda bırakılmıyor. Sincan T Cezaevi’nde testis kanseri, Turgay Doğan. Aylarca geçmiş kanser hastası, adam doğru düzgün tedavi olamıyor ama şartlı tahliyesi bile verilmiyor.  Mustafa Başer, testis kanseri şartlı tahliyesi bile verilmiyor. Böyle bir sürü mahpus var.  Diyelim ki kişinin ailesi İzmir’de ikamet ediyor, mahpus Diyarbakır Cezaevi’ne veriliyor. Özge Özbek, Sincan Kadın Cezaevi’nde kalıyor. Geçen gün ziyaret ettim. Ben bir hekimim. Kadının kocaman bir beyin tümörü var.. Beyin sapına dayanmış ve şu anda halen infaz erteleme verilmiyor. Kortizon ve radyoterapi ile onu baskılıyorlar. Normalde beyin sapına girdiği anda komalık olur. Şimdi hala tutuyorlar içeride. Elleri titriyordu Özge Hanım’ın. Bu şekilde içeride ve tümör beyin sapına dayanmış. İlla komalık olsun öyle mi çıkarılsın bu insan?” ifadelerini kullandı.

SİLİVRİ’NİN YOLLARI BİLE KALABALIĞA DAYANAMAMIŞ

Silivri Cezaevi’nin bütün yollarının çöktüğünü söyleyen Gergerlioğlu, “Oradaki görevliler de söyledi. 1000 kişilik hapishanede 3500 kişi kalıyor. Oraya gelen, giden malzemeyi yollar bile kaldırmıyor. Cezaevlerinim hali. Özellikle Silivri Cezaevi, Bakırköy Kadın Cezaevi dökülüyor. Önünüze geleni tutuklarsanız böyle olur. Ağzını açan tutuklanıyor. Bu sefer cezaevleriyle başa çıkılamıyor. 100 bine yakın fazlalık var. Bu böyle gitmez. Biz bunları söylediğimiz zaman adalet gelsin bu iş bitsin dediğimizde hayır diyorlar yeniden cezaevi yapalım. 405 cezaevi var. 100 bine yakın fazlalık var ve bu fazlalıktan dolayı hastalıklar oluşuyor. Şu odada 50-60 kişiyiz. Şuraya 500 kişi koyarsanız sağlığımız kalır mı? Şurası 50-60 kişilik bir yerdir ama siz gidip buraya 500 kişi koyuyorsunuz. En başta, bir hekim olarak söyleyeyim, insanların sağlığı bozuluyor. Çok çabuk kanser oluyorlar, psikolojileri bozuluyor ve intihar ediyorlar. Çok net ve bunlar da açıklanmıyor. Biz takip ediyoruz. Bize mahpus yakınları söylüyor.” şeklinde konuştu.

YASAYA UYMUYORLAR

Açık görüş ile kapalı görüşlerde 1.5 saatlik süre olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, “Bu yasayı biz çıkardık. 2021 Haziran’da çıktı. Açık görüş ve kapalı görüşlerde 1.5 saat olması gerekiyor fakat gidiyorum cezaevlerine, 40 dakika açık görüş, kapalı görüş. Veyahut da cezaevinin inisiyatifine bağlı olarak siyasi mahpuslara keyfi bir uygulama yapılıyor. Mahpus yakınları ziyaret etmezse görüntülü görüşme hakkı verilsin deniyor yönetmelikte. Siyasi mahpusların bu hakkı cezaevinin inisiyatifine bırakılmış. O da verilmiyor. Siyasi mahpus olunca acayip bir ayrımcılık sergiliyorlar. Diyarbakır’dan İzmir’e 90 yaşındaki anne baba gelemiyor. Bırakında görüntülü görüşsün yarım saat. Burada insan ayrımcılığı var!” dedi.