Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) aday adaylık süreci 13 Mart itibariyle başladı. Şimdiye kadar adaylığını duyuran isimler arasında en genç olan Kardelen Beytaş, Bağımsız Kocaeli’nin sorularını yanıtladı. Beytaş, hem partide aldığı görevleri hem de nasıl bir milletvekili olacağını anlattı.

“PARTİYLE İLK TEMASIM DEĞİLDİ”

Sizi tanıyabilir miyiz?

15 Ekim 1996 yılında İzmit’te doğdum. Aslen Muş/Varto’luyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Derince’de tamamladım. Ardından Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü kazandım. Siyasi kimliğim ve bazı özel nedenlerim dolayısıyla devam etmekte olan lisans eğitimimin yanında Anadolu Üniversitesi- Adalet bölümünü bitirdim. Şu an bir geri dönüşüm fabrikasında finans yöneticisi olarak çalışmaktayım.

CHP’ye üyeliğiniz nasıl başladı? Ne gibi görevlerde bulundunuz?

2015 yılında Kocaeli Üniversitesi’ne başladığımda üniversitede Cumhuriyet Halk Partisi’ni var etmek ve çeşitli illerden ilimize gelen genç arkadaşlarımızı çalışmalarımıza katmak adına CHP KOÜ Üniversite Komisyonu’nu kurmak için çalışmalara başladık. Partiyle ilk temasım değildi ama bu keyifli uğraş partiye olan bağımı kurmuştu. 2016 yılının sonlarında üye oldum ve hemen ardından 2017-2019 yılları arasında CHP Derince Gençlik Kolları’nda İlçe Yönetim Kurulu üyesi olarak ilk resmi görevimi aldım.

2018 yılında CHP Derince İlçe Eğitim Komisyonunda görev aldım. 2020 yılında Birkan Koçak’ın yönetiminde Sosyal Politikalardan sorumlu CHP Derince İlçe Başkan Yardımcılığı ve İl Sosyal Politikalar Komisyonu üyesi olarak çalışmalarımı sürdürdüm. 2021 yılında İl Kongresinde Kurultay Delegesi seçilerek CHP 37.Olağan Kurultayı’nda (İktidar Kurultayı) Kocaeli’nin ve belki de Türkiye’nin en genç Kurultay Delegesi olma onuruna eriştim. 2022 yılında Parti içi eğitimlerimi tamamlayarak çok büyük onurla Parti Okulu eğitmeni oldum. Son olarak da Atasoy Bilgin’in Yönetiminde CHP Derince İlçe Eğitim Sekreteri olarak görev aldım.

İlçe yöneticiliği yaptığım süre boyunca diğer ilçe yöneticilerimizin gösterdiği özveriyle birlikte, programlarımızın açılış sunumları, gündem ile ilgili basın metinlerinin yazılması ya da düzenlenmesi, sosyal medya hesaplarının yönetilmesi, seçim ve sandık güvenliği çalışmaları gibi seçim öncesi hazırlıklarını tamamladık. Ayrıca bu çalışmalarımın yanında parti okulu eğitmeni olarak 12 ilçemizde ve gençlik kamplarında eğitmen olarak görev yaptım.

İKİ BAŞKAN DÖNEMİNDE DE GÖREV ALDI

Hem Birkan Koçak hem de Atasoy Bilgin döneminde görev aldınız. Bu süreci anlatır mısınız?

Ben gençlik kollarının bir parçası olmayı hep çok sevdim. Gençlik kollarını siyasetin mutfağı ve en büyük dayanışmanın unsuru olarak gördüm. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kültürünü işleyişini orada öğrendim. Fakat bir üretim inşası, yeni bir söz kurma ya da var olanı iyileştirmek adına ana kademede de gençliği temsil etmek gereği üzerine bir sorumluluk almak istedim. Birkan Koçak genç bir yönetim kurmak ve gençlik kollarında daha önce görev almış, gençlik kolları başkanlığı yapmış kişilere yönetiminde yer vermek istediğini söyledi ve bu şekilde yönetimine girdim.

Atasoy Bilgin başkanımız da gençlere ve genç fikirlere kıymet veren, kendisi de daha önce çok genç sayılabilecek bir yaşta ilçe başkanlığı yapmış bir siyasetçi. Partiyi seçime götürecek bir yönetim olması açısından yönetim içindeki uyum, çalışma disiplinin ortaklığı çok önemliydi. Daha önce Birkan Koçak’ın yönetiminde görev almış ve ortak birçok çalışma yürütmüş yöneticiler olarak Atasoy Bilgin başkanımızla az önce saydığım gerekçelerle uyumla çalışmak adına yönetiminde yer aldık.

Milletvekili aday adayı olma kararını nasıl ve neden verdiniz?

Gençlerin kendi ihtiyaçlarını belirleyebilme, ihtiyaçlarıyla ilgili haklarını savunabilme ve kendileri için mevcut hak çemberini geliştirmek üzere örgütlenebilme anlayışını önemsiyorum. Gençlik politikası üretiminde gençliğin gençlik döneminin özerk birey olma sürecini yaşayabilmesini ve gençlerin toplumsal hayatta genç olarak var olabilmelerini hedefleyen bir yaklaşımın siyasette var olması gerekiyor. Son dönemde tüm partilerin politika oluşum süreçlerinde gençlere yönelik yaklaşımlar gelişmekte, gençlerin dilinden anlayan siyasetçiler popüler akımlarda öne çıkmakta.

Peki neden genç siyasiler artmasın? Neden gençler bu politika oluşum süreçlerinde genç olarak var olmasın? Ülkenin geleceğini şekillendirecek olan gençlerken, gençler neden kendi geleceklerinde söz sahibi olamasınlar? Tüm bu sorular ve düşüncelerimin bir yansıması olarak, iktidarın bizlere borçlu olduğu geleceğimizi geri alacak bir irade ortaya koymak, günü kurtaracak politikalar yerine geleceğin sözünü kurmak adına aday olmak, bu sürecin bir parçası olmak istedim.

“AKP İKTİDARI ENKAZ BIRAKTI”

Atasoy Bilgin’in yönetiminde görev aldıktan 2 ay sonra aday olduğunuzu açıkladınız. Adaylık düşüncenizi ilçe başkanınızla paylaştınız mı? 2 ay sonra istifa edeceğinizi bile bile neden yeni yönetimde görev aldınız?

Öncelikle 2 ay sonra istifa etmek gereği duyacağımı bilmiyordum. Seçim tarihi net değildi, Genel Merkez tarafından istifalarımızın isteneceğini öngöremezdik. Resmi başvuruların başladığı 10 Mart tarihini baz alırsak 7 ay boyunca ilçe eğitim sekreteri olarak çok sayıda çalışma yapabilir, katkı sunabilirdim. Ben bu partinin içinde büyüdüm, yaş aldım, olgunlaştım. Parti kültürünü, partimizin değişmez ilkelerini, Mustafa Kemal Atatürk öğretilerini ve inandığım tüm değerleri bu partide kazandım. Tabi ki yardımcısı olarak en büyük sorumluluğu duyduğum İlçe Başkanımız Atasoy Bilgin ile ve değerli yönetimiyle düşüncemi paylaştım. Kıymetli desteklerini aldım.

Seçilmeniz halinde projeleriniz neler?

Bu seçim Türk Siyasi tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacak. 1977’de sokağın dilini herkesten iyi bilenler mahallelerde CHP adına çalışmalar gerçekleştirdi. Ecevit’in bir anlamda iktidarı kurmak adına yürüttüğü çalışmalarının parçası oldular, “UMUT”u örgütlediler. Bugün de Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tıpkı 1977 yılında Ecevit’in başarısında olduğu gibi köylüden işçiye, gençlerden kadınlara, sendikalara, sol örgütlere dek bir “Umut Koalisyonu” kurdu.

Millet İttifakı içinde, devleti yeniden yapılandıracak, geçmiş dönem ile hesaplaşacak, AKP iktidarının bıraktığı enkazı yeniden ve daha güçlü inşa edecek; cesur, erdemli ve iş yapma beceresine sahip kadrolara ihtiyaç var. Bir enkaz devralıyoruz ve tüm politikalarımızı bu enkazı kaldırmaya çalışırken oluşabilecek olumsuzlukları halkımıza doğru bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Bu birlikteliğin, uzlaşı kültürünün, koalisyonların seçim sonrası da devam etmesi gerekiyor. Bu konuda yapabileceklerim var. Geliştirdiğim projeler ve halka bahsettiğim aktarımı yapmak konusunda becerim ve enerjim var.