Saadet Partisi İl Başkanı Zafer Mutlu, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında, depremi konu edindi. İstatistiklerle bir rapor hazırlayan Mutlu, çarpıcı şeyler söyledi. Mutlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye bir deprem ülkesi. Anadolumuz tarih boyunca bir çok şiddetli depreme maruz kaldı. Depremler günümüzde sismograf cihazları ile ölçülmekte. Anadolumuz ana fay hatlarının üzerinde yer almakta ve bu fay hatları 7 ve üzeri şiddetlerde depremler ile bir çok defalar karşılaşılmıştır. Günümüzde Ege Bölgesi sallanmakta, en son Doğu Anadolu Bölgesinde Elazığ ve Malatya’yı içine alan üzücü bir deprem yaşadık. Uzmanlar İstanbul için deprem uyarılarını yenilemişler ve çok da uzak olmadığını söylemekteler.

İSTANBUL DEPREMİ TEHLİKESİ

Bölgemizde en son yıkıcı deprem ile 1999 yılında 17 Ağustosta karşılaştık ve 15 bin’in üzerinde vatandaşımızı kaybettik. 1999 Gölcük depreminde kırılan fay ile üretilen şiddet ile Düzce ve İstanbul Avcılar zarar gördü. Depremin hemen akabinde kırığın doğu ucu Düzce depremi 12 Kasım’da kırılarak bizi yine etkiledi ve hasar gören ve yorulan binalarımız yıkıldı. Şimdi ise batı ucunda Avcılar bölgesinde İstanbul Depremi beklenmekte. Nasıl ki Avcılar bizde olan depremden etkilenmiş, zarar gördü bizde beklenen depremden etkileneceğiz. 99 depreminden sonra geçen 20 yılda özellikle 2 hususta hazırlıkların yapılması gerekmekte idi.

RANTSAL DÖNÜŞÜM

Bunlardan birincisi kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm gelecekte yaşayacağımız depremlerde can kayıplarını tekrar yaşamamamız için o dönemde gündeme geldi. Kentsel Dönüşüm Afet Riskli yapıların yenilenmesi için çıkartılan kanun kapsamında yapılmaya başlandı. Binalarla birlikte, zemini bozuk alanlarda ki yerleşimlerinde taşınmasını içermekte idi. Çarpık yapılaşmış bölgelerin dönüştürülmesi esas alınması gerekmekteydi. İlimizde yaşanan 1999 Depremi sonrası ilçelerimize göre orta hasarlı bina sayıları ise; Darıca 1658, Gebze 941, İzmit 937, Gölcük 682,Derince 622, Kartepe 524, Başiskele 400,Körfez 378, Karamürsel 206, Çayırova 40, Dilovası 194, Kandıra 89, İlimizde Kentsel Dönüşüm çok yavaş ilerlendi. Yıllar geçtikçe özellikle AK Parti iktidarı ile kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme döndü.

İMAR BARIŞI 24 MİLYAR TL

Bizler kentsel dönüşüm ile ilgili işlerin yavaş ilerlediğini her fırsatta dile getirmemize rağmen hükümet bir de bütçe açığını kapatmak için İMAR BARIŞI uygulamasını getirdi. İmar Barışı ile ilgili en yetkili ağızlardan yapılan açıklamada; İlgili bakan tarafından, İmar Barışı kapsamında 08.06.2018/28.08.2019 tarihleri arasında toplamda 3.599.867 adet yapı kayıt belgesi başvurusu yapıldı, toplamda yaklaşık 24 milyar TL gelir elde edildi.

VATANDAŞI KORUMAK GERİ PLANDA

Dönemin Çevre ve Şehircilik bakanı ise imar barışından 40 milyar TL gelir beklediklerini açıklamışlardı. Bu başvurularda maalesef depreme dayanıklılık ile ilgili herhangi bir belge istenen evraklar arasında yer almadı. Kocaelimizde de İmar Barışına başvuru yaklaşık 124 Bin’in üzerinde yapıldı. Yukarıda belirtilen ve özellikle elde edilen gelir ile İMAR BARIŞI’nın bütçe açığını düşürmek için gelir amaçlı yapıldığı görülmektedir. Vatandaşı korumak yine geri plana atılmıştır.

EKİPMANLARIMIZ YETERLİ Mİ?

İkinci husus olası bir afet durumunda vatandaşın toplanacağı yer meselesidir. Kocaeli de İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünce Afete Maruz Bölge sayısı Derince, İzmit, Kartepe, Başiskele, Karamürsel, Gölcük gibi ilçelerimizde 37 alan belirlenmiştir. Her şeyden önce Toplanma Alanlarımız, Toplanma Alanlarımızın Kapasitesi, Toplanma Alanlarının yeterlilikleri irdelenmelidir. Afat öncülüğünde ve koordinasyonunda ekiplerimiz yeterliliği incelenmelidir. Kaç ekip ile müdahale edebileceğiz Ekipmanlarımızın yeterlilikleri ve sayıları nedir?

TEDİRGİN OLUYORUZ

Elazığ-Malatya depreminde yıkılan binaları kaç günde kaldırdığımızı, koordinasyondaki ekiplerin nasıl çalıştırıldığını ekranlarda gördük. İstanbulda ve ilimizde çok katlı binaların kaç günde enkazının kaldırılabileceği, enkaz altında kalan vatandaşlarımıza ne kadar sürede müdahalede bulunulabileceği konusunda bizleri tedirgin etmektedir. Sadece en iyi senaryoda yıkılacak bina sayısını dahi düşündüğümüzde ne kadar yetersiz olduğumuzu ekranlarda gördük. Bugün parklarımız çadır ve konteyner kent olarak kullanabilecekmiyiz? Yüzey yapısı, dikilen ağaçların konumu nedeni ile ne kadar müsaade edecek? Peki ya su, enerji, tuvalet, kanalizasyon ve benzeri yeterlilikleri orada toplanacak depremzedelere yeterli olacak mı? Örneğin İzmit İlçesi için en önemli toplanma yeri Doğu Kışla. Kapasitesi nedir, kaç kişi bu bölgede bulunacak bilinmiyor.

AFETTE YOLLARIN DURUMU?

Peki ya ulaşım? Bu gün iş çıkışlarında, bayramlarda, hafta sonlarında trafiğimiz sıkışmakta. Afet günü ise nasıl olacak? Bir de buna İstanbuldan uzaklaşmaya çalışanlar eklenince ney ile karşılaşacağımızı düşünmek bile istemiyoruz. Çevre illerden ve bölgelerden gelecek ekip ve ekipmanlar nasıl gelecek? Gölcük depreminde yollarımızın kapanması nedeniyle Başiskeleden Gölcük’e ulaşım dahi yapılamamıştı. Afet anında dağınık çadır veya konteynerlerin kurulması yardımı, güvenliği, hizmeti zorlaştıracaktır. Çevre temizliğinde zaafiyetler yaşanmasına, sağlık yardımlarında, gıda yardımlarında zaafiyetler yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle örneğin Başiskelede Seymen Kışlası, çenesuyu stad alanı gibi yerler deniz ulaşımı ve ana arter üzerinde olması hasebiyle Toplanma Alanları için önem arz eden yerlerdir. Buraların konutlaşmasına izin verilmemelidir. Yeşil alan olarak değerlendirilip deprem için altyapısı da hazır bir halde, bu alanlarda kullanılacak kent mobilyaları dönüştürülebilecek şekilde tercih edilmelidir.”

Ek alanı