Bağımsız Kocaeli Genel Yayın Yönetmeni Uğur Enç’in sorularını cevaplayan Şanbaz Yıldız, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’le ilgili Cumhuriyet Parkı ve şikayet iddialarına da açıklık getirdi. Toplantıda konuşulanları sadece 3 kişinin bildiğini ifade eden Yıoldız, önemli olanın verilen fotoğraf olduğunu, o fotoğrafta da birlik, beraberlik olduğunu ifade etti. Kamu kurumlarına, belediyelere, 5’li çeteye iş yaptığı iddiaları ile ilgili de konuşan Şanbaz Yıldız çok net cevaplar verdi. Şanbaz Yıldız’ın konuyla ilgili sorulara verdiği cevaplar şöyle;

Cumhuriyet Parkı’nın devredilmesi tartışmaları sonrasında İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in Meral Akşener’e bir ziyareti oldu. Bu ziyaretle ilgili birçok spekülasyon ortaya atıldı. Anladığımız kadarıyla sizin ya da Harun beyin hakkında olumsuz değerlendirmeleri oldu Meral hanıma. Siz de ‘abla-kardeşiz çok yakınız’ diye belirttiniz. Peki genel başkanın bu konuşma için tepkisi geri dönüşü nasıl oldu size?

Bir gün önce genel başkan ile randevumuz vardı. Kocaeli’nin durumunu, geleceğini konuştuk. Daha önce Fatma hanımın genel başkanla görüşeceğini biliyordum. Ancak gideceği tarihi net olarak bilmiyordum. Genel merkezde karşılaştık. Genel başkanım beni de o görüşmeye davet etti. O görüşmede konuşulanlar özel bir konuşma idi ve dışarıya yansıma şekli çok nahoş oldu. Biz üç kişiydik. Konuşulanlar nasıl dışarı çıktı inanın bilmiyorum. Aslında oradaki fotoğraf çok net yansıtmalıydı atmosferi. Olmadı. Farklı şeyler konuşuldu, gündeme geldi. Bizim oradaki fotoğrafın dili bir şikayet göstermiyor. Ben diyebilirim ki gayet hoş bir sohbet oldu. İltifatlar edildi. Fatma hanım ittifakımızın belediye başkanı ayrıca yılların siyasetçisi çok genç yaşta siyaseti başladı. Nasıl benim yanımda beni genel başkanıma şikayet edebilir? Gazeteciler nasıl böyle bir yorum yapabilir, anlamış değilim.

Toplantıda Fatma Kaplan Hürriyet’in üstü kapalı olarak il başkanlarının 5li çeteye iş yapıldığından devlete iş yapıldığından bahsettiği konuşuluyor. Sonrasında sizle alakalı da yazıldı bunlar. Siz devlete hiç iş yapıyor musunuz?

Ben 10 seneyi aşkındır devlete hiç iş yapmıyorum. Benim devletle belediyeyle hiçbir işim yok. Bazı insanlar düşünmeden araştırmadan anlatıyorlar. Ben iş insanıyım. Benim 1985 yılında kurduğum bir firmam var. 37 yıldır faaliyet gösteriyorum. Bu çocuk oyuncağı değil. Benim 1990 yılları başında akaryakıt istasyonum vardı. O dönem 250-300 çalışan insanım vardı. Benim ekonomik durumum her zaman iyiydi. O dönemde şimdikinden çok çok daha iyiydi. Benim hakkımda o şekilde konuşanlara el insaf diyorum. Ben daha önce siyaset yaptığım partide de iş almadım. O parti de hiç iktidar olmadı. Gazeteciler de bu dedikodulara pay veriyor, onlar da hiç sormadan yazıp çiziyor. Siyasetçiyi yazarken sanki dokunulmaz bir hakkı var. Her şeyden önce ahlak var. Yazmadan önce kendini bir sorgula bu adam nerde ne iş yapıyor… Ben yurtdışı menşeli bir firmanın Türkiye’deki en büyük firmalarından birisiyim. Benim rakiplerim Simens, Huwaei, Ericson. Firma onlara rağmen ahlaklı iş yaptığım için beni tercih ediyor. Buna rağmen devletten iş aldığım iddia ediliyor. Ama artık bu kadar ahlaksızlığı da ne diyeceğimi şaşırıyorum. Bunun adı namussuzluk şerefsizliktir. Benim hakkımda itham eden kişi diyorsa ki 5’li çeteden, devletten iş aldı-aldırdı eğer bunu ispat etmezse şerefsizdir namussuzdur.

İL BAŞKAN YARDIMCIM İYİ PARTİ’DEN İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALDI

Ben 4 yılı geçkindir il başkanıyım inanılmaz derecede sıkıntılar yaşadım. Onu yazan insanlarda birazcık ahlakı olsa gider o eski akaryakıt istasyonuma bir fotoğraf çeker bu köprü buraya yapılır mı diye sorgular. Benim elimden alınıp FETÖ’cü birine verilen iş için adam 1 katrilyon fatura kesti 3 yılda. Bana yapılan zulmü o şekiliyle görsünler. Benim şirketlerime seçimden önce bütün birimlerden baskına geldiler. Bunlara rağmen ben hiçbir konuda, risk için gözümü kırpmadım. Eğer öyle olsaydı ben İyi Parti’ye gelip bu riskleri almazdım. Ben mevcut partimde dururdum. 50 yılda bir iktidar ortağı gibi oldular. Bakardım işime. İnsan biraz vicdan diyecek, ahlak diyecek. Benim devletle hiçbir işim yok. Sadece benim bir tane başkan yardımcım ihaleye girerken ‘Sen İyi Partilisin’ dediler diye İyi Parti’den istifa etmek zorunda kaldı. Benim şirketim 37 yıldır Türkiye’de yeterlilik konusundaki 33 firmadan bir tanesi olmasına rağmen hiçbir ihaleye sokmadılar, hepsinden elediler. Ben şirketimi çocuğuma devretmek zorunda kaldım. Buna rağmen şirketimi tanıdıkları için yine elediler. Bunlar yapılırken biz hala dimdik ayakta durmaya çalışıyoruz.

BENZİN İSTASYONUMU BİTİRMEK İÇİN…

Bana yapılanların bu dedikoduları yayanlara milyonda biri yapılsa o zaman anlarlardı. Herkesi kastetmiyorum. Benim hakkımda bilmeden, yalanlarla atan tutanlara diyorum. Bunu yapan gazeteciler dahi var maalesef. İftira atarken bile bir dayanak olması lazım. Ama bunların hiçbir dayanağı yok. Biz diyoruz ki 5’li çete için yetim hakkını yiyenler milletin anasına avradına küfreden birileri bunlar. Ben onlarla nasıl iş yaparım. Benim onlarla nasıl bir işim olabilir. Benim akaryakıt istasyonumun olduğu yere köprü yapıldı. Bunu yaptıran mevcut iktidar. Gidin araştırın bu köprü buraya neden yapıldı. 50 hanelik bir köye 100 milyonluk köprü mü yapılır? Bunları sormayacaklar, sonra vay efendim il başkanları… Kimse kusura bakmasın biz kimsenin şamar oğlanı değiliz. Bu yalan ve iftiralarla ilgili haberleri yapanlar, yazanlar da yargı önünde hesaplarını verecekler. Ben yazdım olduyla bu işler bitmeyecek.