Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

TKP’den Kocaeli’de buluşma: ‘Bir daha enkaz altında kalmamak için ayağa kalkıyoruz’

TKP, ‘Bir daha enkaz altında kalmamak için ayağa kalkıyoruz’ başlığıyla Kocaeli’de bir buluşma gerçekleştirdi.

TKP, 'Bir daha enkaz

Türkiye Komünist Partisi, Kocaeli’de “Bir daha enkaz altında kalmamak için ayağa kalkıyoruz” başlığıyla yeni bir buluşma daha gerçekleştirdi. Alternatif Tiyatro’da yapılan etkinliğe, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ve TKP’nin Kocaeli milletvekilli adayları da katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TKP Kocaeli İl Başkanı ve Milletvekili adayı Önder Erginer, “Bugün burada bir daha enkaz altında kalmamak için diyerek toplandık. Yaşadığımız büyük depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bu sebeple enkaz dediğimizde güzel duygular hissedilmiyor, biliyoruz. Ancak biz çağrımızı yaparken başka bir enkazı da düşündük. Güzel ülkemizi altında bıraktıkları enkaz” diyerek sözlerine başladı.

‘Kuracak bir ülke, alacak bir iktidar var’

Erginer, sözlerine şöyle devam etti:

Belki bazılarınızla Yurttaş Sözü için imza isterken tanıştık, bazılarınızla direnişe geçtiğiniz fabrika önünde yan yana geldik, belki Bizim Gazete’mizi satarken aranızdan birinin çayını içtik. Gebze İşçi Evi’nde fabrika toplantısı yaptık, belki bir avukat yoldaşımız sorunuza yanıt oldu. Çayırova Semt Evi’mizde bir kahvaltıda buluştuk belki. Deprem felaketi sonrasında hep birlikte dayanışma örgütledik. Kocaeli’nin dört bir yanından ulaştınız bize ve depremzedelere uzanan elimize güç verdiniz.

Kuracak bir ülke, alacak bir iktidar var. Komünistlerin söyleyecek çok sözü var. Umudumuz da, emeğimiz de, enerjimiz de çok. Yurttaşlar olarak sözümüz söz, emekten yana, laik, anti emperyalist bir ülkeyi kuracağız. Buna olan sonsuz inancımızla hepinize tekrardan hoş geldiniz diyorum.”

‘İsimler değişti, yoksulluk baki kaldı’
Erginer’in konuşmasının ardından sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Sinevizyon gösteriminin ardından ise TKP’nin Kocaeli’ndeki 14 milletvekili adayı adına metal işçisi milletvekili adayı Aydaner Aktaş bir konuşma yaptı.

Aktaş’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

“Annem ‘Şu Özal geberip gitse, her şeyin fiyatı hızlı artıyor’ derdi. Özal gidince her şeyin yoksullar adına düzeleceğini sanıyordu. Özal gibi yöneticilerin ismi değişti ama bizler gibi yoksul ailelerin, işçilerin yaşantısı neredeyse aynı kaldı. İsimler değişti, yoksulluk baki kaldı.

Gerekli iş güvenlik önlemlerini karlarının azalacağı endişesiyle almayan arsız patronlardan hesap sormak için, rant uğruna bilimin sesine kulak tıkayarak insanları selde ve enkaz altında bırakanlardan hesap sormak için, ülkemizin deprem gerçeğine kulaklarını tıkayıp halktan toplanan vergileri kendi siyasi ikballeri için kullananlardan hesap sormak için, ömrümüzün yarısını feda ederek borçlanarak aldığımız binaların enkazı altında kalmamak için; el etek öpmeden insanca yaşayacağımız bir ülke kurmak amacıyla tüm zorlukları yaşayan sınıfın bir neferi olarak TKP’den milletvekili adayı oldum.

Biz ezilenler, yoksullar siyasete müdahil olmazsak ve siyaseti dört yılda bir sandığa gitmekten ibaret görürsek, siyaseti bizim adımıza kravatlı, takım elbiseli zengin hırsızlar yapar. Hırsız, dinci, yobaz, faşist hepsi bu seçimlerde aday. Kavganın, gürültünün ortasında bir avuç komünist ise seçime giriyor. Sesleri şimdilik pek gür çıkmıyor ama umut burada, umut sosyalizmde.”

‘Depremin altında iki şey kaldı; Bir bu düzen, bir de komünizm düşmanlığı’

Etkinlikte konuşan Okuyan, “Depremin altında iki şey kaldı. Bir bu düzen, bir de komünizm düşmanlığı. Gitsinler oralara şimdi komünistleri kötülesinler bakalım ne oluyor? Arkadaşlar komünizm yalnız bu ülkenin değil, dünyanın geleceğidir. Gelin o geleceği hızlandıralım” dedi.

Okuyan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

‘Karşı mahalleden birçok kişi TKP’ye katıldı’

Deprem çok geniş bir kesimin son bağını da koparttı. Şimdi Türkiye Komünist Partisi için deniyor ki, “TKP öbür mahalleye geçti.” Öbür mahalle dedikleri; sağın, muhafazakar ve islamcı siyasetlerin güçlü olduğu yerler. TKP’nin bu yerlere girdiği söyleniyor. Yanılıyorlar, biz daha önce girmeye başlamıştık.

Ama evet depremle beraber TKP daha kolay anlatmaya, daha kolay sözünü söylemeye başladı. Neden? Çünkü TKP yalnızca devletçiliği, yalnızca laikliği, yalnızca bağımsızlığı savunmuyor ki. TKP çok gelişkin bir ahlakı ve vicdanı savunuyor. Depremde o ahlak, insani değerler ve vicdan çok geniş bir kesim tarafından görüldü ve dediler ki: “Biz komünistleri yanlış biliyormuşuz.” Ve bu doğru arkadaşlar, karşı mahalleden birçok kişi TKP’ye katıldı.

Türkiye’de sanki demokrasi ve özgürlük meselesinin, yoksullukla bağı yokmuş gibi bir tartışma yürüyor. Bu toplumsal adaletsizlik sürdüğü sürece, sömüren ve sömürülen olduğu sürece, yoksul ve zengin olduğu sürece demokrasi ve özgürlük olmaz.
Çünkü ortada aslında son derece mantıksız bir düzen var. Birileri birilerinin sırtından büyük paralar kazanıyor ve bu mantıksız düzenin sürmesi için de aldatıyorlar, baskı kuruyorlar. İnsanların inancını ya da etnik kimliklerini sömürerek bu düzeni devam ettiriyorlar.
AKP iktidara arkasına bir kısım solcuyu alarak geldi. Özelleştirmeleri o sayede yaptı, o sayede Türkiye’yi dincileştirdi, o sayede Türkiye’yi Avrupa Birliği denilen emperyalist kurumun eline teslim etti. Oraya üye de olamadık ama Gümrük Birliği üzerinden Türkiye’nin ekonomisini allak bullak ettiler. Özelleştirmelerde kota koydu Avrupa Birliği, yılda şu kadar özelleştirme yapacaksınız diye.
Bugün Erdoğan gitsin dememizin, bıkmamızın kaynağında bunlar var. Bir kişiye duyduğumuz kızgınlıkla ilgili değil bu duygu.
Bu ülkeyi kararttılar. Akarsular, kıyılar, ormanlar, madenler her şey özel sektöre verildi. Niye köylülerimiz isyan halinde? Niye köylerimizden Erdoğan gitsin sesi çıkıyor? Çünkü derelere kadar özelleştirmeyi soktular. Türkiye’nin talan edilmedik tek bir santimetresi kalmadı.
Önümüzde 50 gün var, çok büyük bir süre. TKP’yi çoğaltın, çoğaltın ki bu ülkede gerçek kurtuluşun imkansız olduğunu düşünenler yanılsın. Bakın bu ülkede ben sosyalistim veya ben komünistim diyenlerin oranı bazı anketlerde yüzde 10’a çıkıyor.
O zaman oyları bölmeyin. Lütfen bize ama baraj diyip gelmeyin. Aklınızdaki barajı aşın. İnandığınız, güvendiğiniz partiye oy verin, oyunuz boşa gitmez.
TKP’ye verilen oy, depremde insanlara uzatılan eldir. TKP’ye verilen oy, işten çıkarıldığında bir emekçinin yanında biten yol arkadaşlarıdır. Ama en önemlisi TKP’ye verilen oy, bu ülkenin geleceğidir.