Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kocaeli uzaydan nasıl gözüküyor?

Uzaya çıkan astronotlar sık sık dünyanın fotoğraflarını çekiyor. O fotoğraflardan birinde İstanbul’la birlikte Kocaeli de çok net bir şekilde görülüyor.

Uzaya çıkan astronotlar sık

Uğur ENÇ minÇeşitli görevler için uzaya çıkan astronotlar zaman zaman kimi büyük kentlerin, metropollerin fotoğraflarını paylaşılıyor. Paylaşılan o fotoğraflar arasında İstanbul’un da pek çok fotoğrafı mevcut. Ancak öyle bir fotoğraf var ki sadece İstanbul değil, Kocaeli’nin de içinde yer aldığı Marmara Denizi etrafındaki pek çok kent net bir şekilde görülüyor… Fotoğrafı hangi astronotun çektiği bilinmiyor. Sosyal medya siteleri üzerinden pek çok defa paylaşılan fotoğrafta bir uydu da yer alıyor. Hatırlanacağı üzere bir süre önce Kocaeli kentinin Google Earth tarafından yayınlanan 1984 ve sonrası uydu görüntülerini incelemiştik.

SADECE DERİNCE LİMANI VAR

Teknoloji her geçen ilerliyor. Geçmiş yıllarda çekilen uydu görüntüleri üzerinde dijital işlem yapılarak günümüz teknolojisine uygun hale getiriliyor ve görüntüler kamuoyuna duyuruluyor. Kamuoyuna duyurulan uydu görüntülerinden biri 1984 yılına ait. Bu uydu görüntülerinde dünyanın dört bir yanından farklı bölgeleri inceleme imkanı var. O bölgelerden biri de Kocaeli. Kentimizin nasıl bir doğa harikası olduğu gösteren uydu görüntülerinde Kocaeli yemyeşil ormanları ve masmavi deniziyle dikkat çekiyor. 1984 yılında İzmit Körfezi’nde sadece Derince Limanı görülüyor.

Kocaeli 36 yilda ne hale geldi..

LİMANLAR ORTADA YOK

Söz konusu bu limanda öyle bugünkü gibi devasa boyutlara ulaşmamış durumda. İzmit Plajyolu’nda yer alan depolama ve liman alanları da 1984 yılında yok. Kentimizde o yıllarda inşa edilmeyen pek çok beton yapı mevcut. Kocaeli elbette o yıllara nazaran genişledi, üniversitesine kavuştu. Kentimiz pek çok kurumla gücüne güç kattı ancak yanlış planlamalar sonucu kentin yeşil alanları yok edildi, İzmit Körfezi’nin sanayi kuruluşları tarafından talan edilmesine izin verildi. Kocaeli Serbest Ticaret Bölgesi o dönemlerde yoktu mesela. İlerleyen yıllarda yapına izin verilen bölgede pek çok liman kuruldu.

TAŞ OCAKLARI AÇILMAMIŞ

İzmit’in karşı yakası 1984 yılında yemyeşil. Başiskele henüz ilçe olmamış, İzmit’e bağlı küçücük bir belde görümünde. Kocaeli Üniversitesi daha henüz ortada yok. Ne Vezirçiftliği Kampüsü ne de Umuttepe’de yemyeşil bir alanda kurulan ve her geçen gün genişleyen merkez yerleşkesi ortada yok. İzmit genelinde, kuzey kesimlerde henüz taş ocakları da açılmamış. Kocaeli bu haliyle adeta bir cennet görünümünde. Dört bir yanı yeşil, ciğerlerinde körfezin maviliği… Bir de tabi uydu görüntülerine yansımayanlar var. Katledilmemiş, çakıl taşına dönüştürülmemiş yüzlerce tarihi eser 1984 yılında varlığını koruyor.

Uydudan Kocaeli fotoğrafiTARİHİ PAZAR YERİ YOK OLDU

Sadece 36 yıl içerisinde Kocaeli’nin turizm ve tarih başkenti olmasını engellemişiz. İzmit Körfezi’ni nefes alamayacak hale getirmiş olmamız bir yana, öyle tarihi eserleri sonsuzluğa uğurladık ki akıl alır gibi değil. Midde Kuyusu’nun üzerinde bugün 4 katlı betonarme bir bina mevcut. Bizans döneminden kalma sarayın üzerinde şu anda Seka Battı Çıktısı yer alıyor. Tarihi Pazar yerinin yerinde yeller esiyor. Onun yerinde Belsa Plaza var. Bağçeşme bölgesinde ise durum içler acısı. 36 yıl önce yemyeşil doğasının altında yüzlerce tarihi eseri saklayan bölgede bugün yüksek katlı binalar mevcut.

HERKESİN PAYI VAR

1999 Marmara Depremi’yle birlikte imara açılan Bağçeşme’de peşi sıra yükselen konutlarda, Belsa Plaza’da CHP’nin payı büyük. Battı çıktılarla, inşaatlarla, görmezden gelmelerle AKP bu kentin tarihine ne kadar zarar vermişse aynı ölçüde CHP’de kendi yönetim döneminde ‘elinden geleni’ yaptı. Vatandaş maalesef kenti yönetecek isimleri seçerken kentin geleceğini değil, günü kurtarmayı tercih ediyor. Şimdi bir düşünün 1984 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerde kent tarihine ve kentin doğal yapısına değer veren isimler göreve gelseydi, ve sonrasında da bu bir alışkanlık halinde her seçim döneminde devam etseydi bugünümüz nasıl olurdu? Cevabı hepimiz biliyoruz. Bu sebeple içimiz acıyor.