Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

CHP İzmit’te Yargıtay hukuksuzluğuna karşı oturma eylemi yaptı

CHP İzmit İlçe Örgütü, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi ile ilgili kararını oturma eylemi yaparak protesto etti. CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan yaptığı açıklamada, “Anayasamızın açık hükmünü ihlal eden bu hukuk garabeti karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında ceza soruşturması başlatılmalıdır” dedi

CHP İzmit İlçe Örgütü,

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Silivri’de tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Karar, kamuoyu tarafından tepki ile karşılanırken, muhalefet partileri de Yargıtay’ın kararını ‘darbe girişimi’ olarak nitelendirdi. Yargıtay’ın tepki çeken kararı, CHP İzmit ilçe örgütü tarafından da protesto edildi. İzmit İnsan Hakları Parkı’nda bir araya gelen partililere farklı siyasi parti temsilcilerinden de destek geldi. CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan’ın gerçekleştirdiği basın açıklamasının ardından katılımcılar akşam saatlerine kadar sürecek oturma eylemine başladı.

EYLEME BÜYÜK DESTEK

İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan’ın yanı sıra eyleme; CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, TİP İl Başkanı Umut Yaşar Özgen ve yönetimi, EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Zeki Karakadılar, CHP Kocaeli eski Milletvekilleri Bekir Yurdagül ve Hikmet Erenkaya, İzmit Belediye Başkan Yardımcıları, CHP’nin eski il başkanları Keramettin Gençtürk, Cihat Altunyuva ve Cengiz Sarıbay, CHP İzmit’in eski başkanları Gökhan Darcan ve Hakan Çakar, TMMOB İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma, Kocaeli Barosu’nun eski başkanlarından Sertif Gökçe, Bahar Gültekin Candemir ve Tamer Solakoğlu, İzmit Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Erol, parti yöneticileri ile partililer katıldı.

ALIŞMAK İSTEMİYORUZ

CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bizleri her yeni günde yapılan zamlara, vatandaşı yoksulluk sınırı altında yaşamaya alıştırdılar. Bizleri kurumların ihmalleri yüzünden KYK yurtlarında can veren gencecik çocuklara, iş cinayetlerinde yitirilen emekçi haberlerine alıştırdılar, Şiddet kurbanı kadınlarımıza, tacize uğrayan çocuk haberlerine alıştırdılar. Sosyal medyada biraz muhalif düşüncesini dile getirenleri sabah operasyonuyla evlerinden alınmasına, gazetecilere uygulanan sansürlere alıştırdılar. Bizler artık hukuksuzluğun normalleştirilmesine, insan haklarının hiçe sayılmasına, yaşam hakkımıza müdahalelere, devletin tüm kurumlarının işlevsizleştirilerek otoriter bir rejim yaratma sevdasına alışmak istemiyoruz ve isyan ediyoruz.

HUKUKSUZLUĞU NORMALLEŞTİRME ÇABASI

Haktan, hukuktan, adaletten yana herkesi isyanımıza, direncimize ortak olmaya çağırıyoruz. Türkiye üç gün önce, siyasi vesayet altındaki yargı kurumları vasıtasıyla yeni bir kaosa ve hukuksuzluğa uyandı. Yine, nasıl bir tehlikeye yol açabileceğini, devleti nasıl bir bilinmezliğe sürükleyeceğinin önemsenmediği, yargı kurumlarını çatıştıran ve bu çatışmadan siyasi bir gayeye zemin hazırlamak niyetinde olduğu anlaşılan iktidarın, hukuksuzluğu normalleştirilme çabasını görüyoruz. Bildiğiniz üzere; Anayasa Mahkemesi Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın bireysel başvurusu üzerine hak ihlali kararı vermiş ve İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından infazının derhal durdurularak tahliye edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

TAM BİR HUKUK SKANDALI

Milletin iradesi ile seçilmiş bir milletvekili hakkında; en üst yargı oranı olan Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş, kesin mahiyette ve uygulanması Anayasa’ya göre zorunlu olan kararına karşın; Yargıtay 3. Ceza Dairesi tam bir hukuk skandalına imza atarak “Anayasa Mahkemesi Kararına Uymama” kararı almış, bununla da yetinmeyerek hukuken uygulama kabiliyeti olmadığı halde Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklindeki karar almıştır.

BU KARAR DARBE GİRİŞİMİDİR

Sonda söyleyeceğimizi başta söylüyoruz; Yargıtay 3.Ceza Dairesi üyelerinin bu kararı açıkça bir Anayasal düzeni değiştirme teşebbüsü, Genel Başkanımızın söylediği gibi bir darbe girişimidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu garabete destek veren mahiyetteki açıklamaları ise bu kararın siyasi bir sahibi olduğunu göstermektedir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay dosyasını, Anayasa Mahkemesinin kararında belirtildiği şekilde, yeniden yargılama yapmaya yetkili makam olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine iade etmesi gerekirken Türk Hukuk sisteminde yeri olmayan Anayasa Mahkemesi kararına “UYMAMA” şeklinde ancak “hiçlik” diye tabir edebileceğimiz bir uygulama yaratmıştır.

HUKUK MANTIĞINA SIĞMAYAN KARARLAR

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasanın 153/6 maddesinde yer alan “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” şeklindeki açık hükmüne rağmen bu kararı vermesi TCK’nın 257.maddesi bağlamında görevin kötüye kullanması ve TCK’nın 109.maddesi bağlamında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacak niteliktedir. Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte bizlerin de hoşuna gitmeyen, yanlı olduğunu değerlendirdiğimiz, hukuk mantığına sığmayan kararları olmuştur.

MAHKEME İKTİDARDAN YANA TAVIR ALMIŞTIR

En yakın örneği tüm vatandaşları olağan şüpheli ilan eden ve gazetecilerin kalemlerine kelepçe vurmak isteyen sansür yasasının iptali için yapılan başvurunun reddi kararıdır. Aynı şekilde hükümetin hatalı ekonomi politikalarının faturasını vatandaşa yüklemek için Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile getirilen ek motorlu taşıtlar vergisinin iptali için yapılan başvuruda da halktan ve hukuktan yana değil iktidardan yana bir tavır almıştır. Anayasa Mahkemesi kararları elbette eleştirilebilir, tartışılabilir. Ancak yine Anayasa hükmüyle kesin sayılan ve uygulama mecburiyeti olan bir kararı uygulamamak Anayasayı fiili olarak ilga etmek anlamına gelmektedir.

AYM ÜYELERİ DE NASİBİNİ ALDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan bilmelidir ki; bugün ihlaline çanak tuttuğu Anayasa aynı zamanda onu onun o koltukta oturmasının da teminatıdır. Anayasayı ortadan kaldırdığınız ya da fiilen ilga ettiğiniz zaman kendi meşruluğunuzu da tartışmaya açarsınız. Bugün, iktidarın, hoşuna gitmeyen her fikrin sahibini terör örgütü üyesi ilan etmesi keyfiliğinden devletin teminatı olan Anayasa Mahkemesi üyeleri nasibini almıştır. Yarın bu yaftadan kimin nasipleneceği belirsizdir. Yargıtay 3. Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’ni adeta terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçlayan, milletin iradesi olan yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni hizaya getirmeye çalışan, bir yargı makamının Türk Milleti adına verdiği karara yakışmayacak ifadeler kullanan kararının; hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olması gereken bir hukuk devletinde derin yaralar açtığı kuşkusuzdur.

HİÇBİR FERDİN HUKUKİ GÜVENCESİ KALMADI

Tüm yargı teammüllerini ve Anayasamızın açık hükmünü ihlal eden bu hukuk garabeti karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında ceza soruşturması başlatılmalıdır. Artık tuz kokmuştur ve Türkiye’de hiçbir ferdin ya da Anayasal kurumun hukuki güvencesi kalmamıştır. Bu bağlamda Genel Başkanımız Sayın Özel’in çağrısıyla başlayan ve muhalefet partilerinin de destek verdiği, hali hazırda mecliste devam eden adalet nöbetine İzmit’ten, Kocaeli’den selam gönderiyoruz.

DEĞİŞİR BU DÜZEN DÖNER BU DEVRAN

Türkiye Barolar Birliği’nin tüm barolara çağrısıyla Ankara’da gerçekleşen adalete davet buluşmasını önemsiyor, bu hukuksuzluğa karşı dik duran tüm barolara, hukukçulara, STK’lara buradan selam gönderiyoruz. Bizler de CHP İzmit İlçe Örgütü olarak; Anayasa’yı ve millet iradesini hiçe sayan bu hukuk garabetinden dönülmesi için direneceğimizi ve tüm örgütümüzle birlikte bu sivil yargı darbesine karşı tavır sergileyen tüm kurum ve kuruluşlara omuz vereceğimizi ilan ediyoruz. Ve şu unutulmamalıdır ki değişir bu düzen döner bu devran.”