Kocaeli Demokrasi Girişimi bugün İzmit Sabri Yalım Parkı’nda “Yasaklara Karşı Bir Aradayız” sloganıyla buluştu. Açıklamaya, grevde olan Bekaert ve Kartonsan işçilerinin yanı sıra EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, TİP İl Başkanı İsmail Göksu, HDP İl Eş Başkanı Şehabettin Işık, CHP Kocaeli İl Başkanvekili Bülent Sarı, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya, EMEP Körfez İlçe Başkanı Adem Korkmaz, TMMOB İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma, DİSK Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, İzmit Belediyesi Koordinatörleri Ozan Aksu ve Birol Sağlam, Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım ve yönetimi, Kocaeli Dersimliler Başkanı Ruhi Çelik, İzmit Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Erol, CHP Kocaeli eski milletvekili Bekir Yurdagül, CHP Kocaeli önceki dönem İl Başkanı Harun Yıldızlı, HDP Kocaeli önceki dönem İl Eş Başkanı Mehmet Selim Akboğa, CHP Kocaeli eski İl Başkanı Cihat Altunyuva ve platform üyeleri katıldı.

“BÖYLE BİR DEMOKRASİ ANLAYIŞI OLABİLİR Mİ?”

CHP Kocaeli eski milletvekili Kocaeli Demokrasi Girişimi Sözcüsü Bekir Yurdagül tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Ülkemiz adeta bir yasaklar ülkesine dönüştürüldü. Her güne yeni bir yasaklama haberi ile başlıyoruz. Konserler, festivaller yasak, hakkını aramak yasak, sendikalaşmak yasak, ekmeğini büyütmek için greve çıkmak yasak, iktidarı eleştirmek yasak, miting yapmak, basın açıklaması yapmak, sesini duyurmak için yürüyüş yapmak yasak, siyaset yapmak yasak. Eğer bu ülkede iktidarın uygulamalarını eleştiriyorsan, bu uygulamaları doğru bulmuyorsan kısacası iktidarı alkışlamıyorsan yasaklılar listesindesin. Böyle bir ülke olabilir mi? Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Bizler ülkemizin adım adım bir karanlığa sürüklenmesine karşı çıkıyoruz. Yasaklar değil demokrasi ve özgürlükler ülkesinde yaşamak istiyoruz.

“İŞÇİLER 145 GÜNDÜR DİRENİYOR”

Bakın Kocaeli bir emek kenti, bir sanayi kenti. Bu kentte çalışma ve yaşam koşulları iyileşsin diye sendikalara üye oluyor işçiler. Ne oluyor anayasal hakkını kullanarak sendikaya üye olan işçiler, işinden ekmeğinden ediliyor. İşte yanı başımızda Pulver Kimya işçileri, bu arkadaşlarımızdan üçü Petrol-iş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldılar. Dile kolay tam 145 gündür direniyorlar kapı önünde. İşçinin hak arama mücadelesine yasak koyanlar, patronların sendikalaşma nedeniyle işçi çıkarmasına neden yasak koymuyorsunuz? Anayasada yer alan örgütlenme hakkının çiğnenmesine neden göz yumuyorsunuz?

“SERMAYENİN ÇIKARLARINI GÖZETİYORSUNUZ”

Tabi biz nedenini biliyoruz. AKP iktidarlarının 20 yıllık pratiği bize bunu öğretti. Çünkü sizler işçi sınıfının değil sermayenin çıkarlarını gözetiyorsunuz. Bakın, bu kentte grev yasaklarına karşı Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkan, fiili, meşru mücadele ile grev hakkını yeniden kazanmaya çalışan işçiler var. Bekaert işçileri ve sendikaları Birleşik Metal yasağa rağmen 13 gündür grevdeler. İşçi sınıfımıza grev hakkını yeniden hediye eden Bekaert işçilerini kutluyoruz. Yine düşük ücretlere, ağır çalışma koşullarına itiraz eden, sendikaları Selüloz-iş ile 5 gün önce greve çıkan Kartonsan işçileri var.

“BU HAPİS SİYASİ BİR KARARDIR”

Kuşkusuz son yıllarda bu ülkenin en başat gündemlerinden bir tanesi siyasi yasaklar. Bunun en son örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve siyasi yasaktır. Bu hapis ve siyasi yasak cezası haksız, hukuki bakımdan dayanaksız, siyasi bir karardır. İstanbul halkının seçim iradesini tanımamaktır. Kazanılmış seçim sonuçlarını, ülkenin en büyük kenti İstanbul’da, ikinci defa yok saymaktır. Siyasal iktidar, muhalifler üzerindeki siyasi yasaklarda sınır tanımazlığını bir kez daha göstermiştir. Daha önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin, HDP Eş Başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanlarına uygulanan siyasi yasakların yeni hedefi Ekrem İmamoğlu olmuştur. Saldırıların bunlarla sınırlı olmadığı, birçok belediyeyi, muhalif parti ve sendikaları, bütün demokrasi ve halk güçlerini hedef aldığı açıktır.

“ORTAK TEPKİ VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Biliyoruz ki, bu yasaklar halkın gücüyle durdurulamazsa, daha da yaygınlaşarak devam edecektir. HDP’ye yönelik kapatma girişimleri ortadadır. Yasaklar öyle bir noktaya varmıştır ki, genel başkanlar kendi parti binalarına bile sokulmamış, partililerin binadan çıkışına izin verilmemiştir. Seçim ve sandık güvenliği tehdit altındadır. Demokrasi Girişimi olarak bu gidişata dur demenin yolunun halkın ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ile mümkün olduğunu biliyoruz. “Yasaklara, dayatmalara, kapatmalara, kumpaslara karşı bir araya gelmek ve ortak tepki vermek gibi bir sorumluluğumuz var. Ülkemizde devam eden veya yakın geçmişte sonuçlanan siyaset ve siyasetçilerle ilgili her dava, hukuki değil siyasidir. Bunun tek amacı vardır, o da ‘Tek Adam Rejimi’nin sürmesidir. İşte tam da bu nedenle; hukuki değil tamamen siyasî olan davaların sonuçlarına saygı duymuyor, bunları tanımıyoruz. Tüm demokrasi güçlerini, siyasi düşüncesi, partisi ne olursa olsun bir araya gelmeye ve ortak tepki vermeye çağırıyoruz”