Büyükakın konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “31 Mart’tan sonra müstakbel İzmit Belediye Başkanımız, değerli Muharrem tutuş kardeşimizin sunumunu dinledik hep birlikte. Ben dinlerken gerçek belediyecilik ile algı belediyeciliğinin farkını gördüm. Aklıma da bir taraftan şunlar geldi, bunları yapana kadar 2 merdiven boyayıp göz boyasaydın diye düşündüm. Bana yaptırmıyorlar, beni çalıştırmıyorlar, engelliyorlar de gitsin. Ne zorun var gondol gondol yapacağım diyorsun. Bak algı belediyeciliğine… Ama içi rahat etmez biliyorum.”

‘ÖYLE HADSİZLİKLER YAPILDI Kİ…’

“Bizler gece gündüz demeden bu kent için çalışmak adına ant içmişiz. Hizmet etmek, hizmeti her noktaya ulaştırmak için yola düşmüşüz söz vermişiz. Gerçek belediye ile algı belediyesi arasındaki fark tam bir belediye kadar ediyor. Şimdiye kadar sustuk. Bu kent tartışmayla, polemikle kavga etmesin, insanların ve şehrin kafası huzurlu olsun diye ses çıkarmadık. Öyle hadsizlikler yapıldı ki, burada anlatmaktan utanırım ben. Yukarıdaki hamamı işgal ettikten sonra el kol hareketleri ile nasıl bilmem ne yaptık diyecek kadar seviyeleri düştü. Siz ağustos böceği gibi gününüzü gün edin, konuşun nasılsa seçim dönemi gelecek dedik.”

ÖZGÜR ÖZEL’E CEVAP

“Yönetilemeyen belediyedir, borç batağına batırılmış bir belediyedir. Bunların yaptığı borçları ödemek yıllar alacak zaten. Ondan sonra çıkıp utanmadan diyorlar ki en borçlu belediye Kocaeli Büyükşehir Belediyesi. Yahu bu sizin beceriksiz yönetimlerinizin yüzünden. Hala bunların adayları burada bu salonda toplantı yapmış, biz Süleyman Demirel Kültür Merkezi yaptık, siz ne yaptınız diyorlar. Yahu gözüne dizine dursun be. Bu salonda yapmadın mı sen bu toplantıyı? Yazıktır be. Bir de genel başkanlarının eline bir kağıt tutuşturmuşlar. En borçlu belediye Kocaeli demişler. Ama dememişler ki bunu dersen sana cevap verirler, 20 yıldır sizin borcunuz bu öde öde bitmiyor dememişler.”

’27 AY MAAŞ ALAMAYAN PERSONEL…’

“Bir de onların genel başkan adaylarının giremediği iller var. Mesela ben onun İstanbul’da hiç posterlerini görmedim. Bizim Cumhurbaşkanımızın alnımızın akı her yerde. Biz bunlardan belediyeleri devralmadan önce belediyeler maaş ödeyemiyordu. 40 yaş ve üzeri hatırlar, İzmit’teki esnaf belediye çalışanlara taksitle mal satmıyordu maaş alamıyor, ödeyemiyor diye. 27 ay maaş alamadım diyor bakın oradan biri. Zamanında belediye işçisi işte. E alamazlar tabi, olacağı bu. Bunların yönetme gibi, belediyecilik gibi bir bilgileri, birikimleri, becerileri yok ki.”

‘CEDİ’TE 2 YIL OYALADILAR’

“Belediyecilik hizmet makamı. Halka hizmet makamı. Şimdi arkadaşlarımız beyannameleri sunuyor. Biz de gidip diyoruz ki bunların arkasında büyükşehir olarak biz de varız. Onlar da diyorlar ki İzmit’e biz geldik ya, onun için mecbur İzmit’e çalıştılar diyorlar. Onlar İzmit’i Cedit’te 2 yıl oyalamasalardı şu anda Ceditliler orada oturuyor olacaklardı. Kim kimi oyalıyormuş görün bakalım. Bir 15 gün konuşalım, sonra zaten biz yine susup işimizi yapacağız. Cedit’te seçim çalışmalarında gidip biz burayı yapacağız diye söz vermediniz mi? Sonra ne oldu, 2 yıl -cek -cak ile oyaladınız sonra büyükşehir yapsın dediniz. Üstelik kredisini de onayladık o projenin…”

‘CUMHURİYET PARKI NE OLDU?’

“Bir de diyorlar ki meclis çalıştırmıyor. E biz mecliste onayladık kredilerini? Eğer biz uyumlu çalışabilseydik, siz bize engel olmasaydınız, bu şehirde Cedit’te insanlar evinde oturuyor olacaklardı. Peki ya Cumhuriyet Parkı? Onlara tahsisli. Mülk bizim. 2 yıl geçmiş, hiçbir şey yapmamışlar. Tahsis süresi dolmuş. Yeniden tahsis edin bile dememişler. Biz projemizi hazırlamışız. Her şeyimiz hazır. Demişiz ki yapalım öyle verelim size, hayır dediler. Büyükşehir kendi adını yazacak dediler. Gülümse İzmit yaz dedim. Gülümsemeyecek ya senin yazmanla, yaz dedim. Onu da istemediler.”

‘MHP VE AK PARTİ OYLARI İLE RET’

“Öyle ya bunların eski bir il başkanı vardı o da diyordu bir konuşmasında çok büyük bir yalan söyleyin ki insanlar inansın diye. Şimdi billboardlarda güçlü meclis, güçlü başkan diyorlar ya. MHP ve AK Parti oyları ile reddedildi diyorlar ya… Rahmetli Şanbaz, İyi Parti il başkanıydı. Başkanım uğraşma şununla ya, ver gitsin demişti. Verdik Şanbaz öyle deyince. Alsınlar, yapsınlar dedim. Gidin bakın şimdi Cumhuriyet Parkı’na, ne oldu Cumhuriyet Parkı? Ne yaptılar orada?”

‘BEN PARASINI VEREYİM DEDİM’

“Fethiye Caddesi var bir de. Bakın dedim orada birisi alt yapıyı birisi üst yapıyı yapsın olmaz. Tek elden çıksın dedim. Ben parasını vereyim sen yap dedim. Olmaz dedi. Ben yapayım, sen çık ben yaptım de dedim. Olmaz dedi. Şimdi çıkıp bunları inkar edecekler tabi. Bize döndüler altyapıyı siz yapıp, üst yapıyı biz dediler yine. Biz o zaman proje bedeli 17 milyon liraydı. Sadece yüzde 10’u alt yapı bedeliydi bunun. Altyapı parasını İSU verdi. İSU’nun yapmadığı altyapıyı da biz yapıyoruz dediler ortaya çıkıp. El insaf ya. İnsanlar da büyükşehir belediyesi büyük ya, biz yaptırmıyoruz diye düşünüyorlar. Aslında işin ahenk içinde gitmesini engelleyen onların tutumu. Sorun buradan kaynaklandı.”

‘ŞAKA GİBİ TALEP’

“Bakın bize nasıl engel oldular. Huzurevi’ne tapusu İzmit’te olan yeri vermediler, tahsis etmediler. Onu bile vermediler. O billboardlara Ak Parti ve MHP oyları ile engellendi dedikleri hizmet var ya bir de benden dinleyin. Önce meclise geldiler 2 arsa satışı için yetki istediler. 3. bir arsaya da kafeterya yapacaklarını söylediler. Yapacaksa izin verin dedim. İzin verdiler. 2 meclis sonra bir yazı daha geldi. Hani şu kafeterya yapacakları arsa vardı ya onu da satmak için izin istediler 2 meclis sonra. Şaka gibi değil mi? Ama bu gerçek. Ve bunu billboardlara girdiler. Biz bunu satmazsak emekli olanların tazminatlarını ödeyemeyiz dediler. Biz o zaman çıkıp bunları anlatmadık. Çünkü bunları anlatacak vaktimiz yok bizim. İşimiz var, gücümüz var.”

‘BU NASIL BİR ÜSLUPTUR’

“Sonra Muharrem bey bana geldi, bu arsa siz alın yoksa ileride belediyeyi iflas ettirecekler. En azından arsayı kurtarmış olalım dedi. Biz de teklif ettik. Emekliler için de kredi izni verdik meclisten. Sonra döndüler bankalar kredi vermiyor dediler. Yani iktidar bankalara kredi çıkmasın diye baskı yapmış, bunu da söylediler. Muharrem bey ne zaman ki büyükşehirin o arsayı satın alacağını söyledi ne hikmetse ertesi gün kredi çıktı. Ve daha da kötü olanını söyleyeyim size, Allah bizi namerde muhtaç etmedi dedi. Ya bir İzmit belediye başkanı büyükşehir belediye başkanına namert diye hitap eder mi ya? Bu nasıl bir üsluptur.”

‘ŞİMDİDEN GENEL BAŞKANLIK DERDİNE DÜŞTÜNÜZ’

“Allah biliyor 5 yıl sabrettik, uyumadık. Yaptıkları işleri de görüyorsunuz değil mi. Çok merak ediyorum bunları hep biz engelliyoruz ya, arka kapıda görüşerek İstanbul’dan getirdiği müteahhitlerini de mi biz kapılarına gönderdik? Onu da mı biz yaptık? Seçim sloganlarında işimiz gücümüz çalışmak diyorlar ya, ben mesela İstanbul’dan biliyorum bütün yol kardan kapanmış, 10 saattir vatandaşlar trafikte kalmış, bizim beyefendi büyükelçilerle yemekte yeni bir pozisyon için buluşuyor. İşimiz gücümüz Türkiye diyorlar ya, sizin işiniz gücünüz koltuk be kardeşim. Siz şimdiden daha genel başkanlık koltuğu derdine düştünüz.”

SARIGÜL’E SERT GÖNDERME

“İlk seçildikleri dönemi hatırlayın, söz de genel başkanlarının dili sürçtü ‘sayın büyükşehir belediye başkanım’ dedi. Tamamen bir kurmacaydı. Sonra da dediler ki bizi büyükşehir ile kıyaslıyorlar. Yahu bunu sen yaptın kardeşim. Peki şimdi ne oldu büyükşehir konusu? Neden çıkmadın karşıma? Onu çıkaracaklardı, bunu çıkaracaklardı karşıma. Yok sarısı, yok kırmızısı gelecekti. Hadi getirseydiniz karşıma. Sanki karşıma getireceğiniz Messi dediğiniz adam partiden daha önce ihraç edilmiş, mal varlıkları ile ilgili eski belediye başkanlığı döneminde hakkında davalar açılmış biri. Gelseydi karşıma da görseydik.”

‘GENEL BAŞKANIMIZI BURAYA GETİREMEYİZ’

“Algı belediyeciliği ile gerçek belediyecilik arasında bir fark bu. Artık şapka düştü, kel göründü. Genel başkanları geldi, bu salonu ancak bu kadar doldurabildi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayları. Biz genel başkanımızı böyle bir salona getiremeyiz. İzdiham olur. Yetmez, sığmayız. Neymiş biz gövde gösterisi yapıyormuşuz. Hayır kardeşim, sevenler, gönül verenler burada.”