Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Bu küpeler İzmit’ten çalındı..!

Tepecik Mahallesi’nde 1963 yılında temel kazısı yapılırken İÖ 3. yy’a ait dikdörtgen biçimli, ottaşından yapılmış bir mezarda altın küpeler bulundu. O küpler artık Richmond Müzesi’nde…

Tepecik Mahallesi'nde 1963 yılında

Antik Nikomedia (İzmit) şehrinin kuzeyinde bir tepe üzerinde kurulmuş olan Tepecik Mahallesinde 1963 yılında temel kazısı yapılırken İÖ 3. yy’a ait dikdörtgen biçimli, ottaşından yapılmış bir mezar bulundu. Tülay Ergil, Arkeoloji ve Sanat Dergisi’nin 1979 yılında yayınlanan bir sayısında bu olaydan bahsediyor. Kent tarihçisi Yavuz Ulugün o dergiyi ve Ergil’in yazısını paylaştı. Bakın bulunan mezardan neler çıktı, 2 bin 500 yıllık o küpeler şimdi nerede; “Mezardan çok ince işçilik gösteren altın bilezik, Nike sarkaçlı küpe, iki altın yüzük, Herakles düğümlü broş ve çeşitli altın parçaları ele geçti. Mezarı ve süs eşyalarını inceleyerek yayınlayan Dr. Nezih Fıratlı, mezar buluntularının tümünün elimize geçmediği ve mezar ortaya çıkarıldığında bazı buluntuların çalınmış olabileceği kanısına varmış, aynı zamanda çıkan çeşitli altın parçaları arasında bulunan etek parçası ile ikinci küpenin varlığından söz etmiştir.

YASADIŞI YOLLARLA…

İstanbul Arkeoloji Müzelerinde korunan, henüz teşhire çıkarılmamış küpelerin kataloğu hazırlanırken İzmit Nike sarkaçlı küpesiyle Richmond-Virginia Museum of Fine Arts’ta bulunan bir başka Nikeli küpenin eş görünümleri dikkatimi çekti. İlk bakışta bu küpeler arasında iki fark vardır. Birinci fark, İstanbul Müzesi’ndeki Nikeli küpede rozetle sarkaç arasında bir kolye tanesinin bulunmasıdır. Bu durumu ile küpenin üç bölümlü bir görünümü vardır. İkinci fark etek kısımlarında görülmektedir. Richmond-Virginia Müzesindeki küpede uçuşan etek bölümü yoktur. İstanbul’daki Nikeli küpe, ayrıntılarıyla incelendiğinde Nike’nin başı üzerindeki kolye tanesinin yapılan hatalı onarım esnasında yerleştirildiği görüldü. Dr. Nezih Fıratlı, İzmit mezar buluntuları istanbul Arkeoloji müzelerine geldiğinde bir kısmının temizlenmiş, bir kısmının yeniden monte edilmiş olduğunu belirtmiş ise de eserlerden hangisinin yeniden düzenlendiği konusunda ayrıntılı bir açıklamaya gitmemiştir.

TEK BİR ONARIM YAPILMIŞ

Rozetle Nike sarkaç arasına yerleştirilen kolye tanesinin içinden geçen pirinç tel bir onarım yapıldığı kanısını kuvvetlendirmektedir. Ayrıca bu tip, sarkacı figürlü olan küpelerde rozetle sarkaç arasında kolye tanesinin bulunmadığı sonucuna varılmış, kolye tanesi çıkartılmıştır. Yanlış onarım sonucu küpeye eklenmiş kolye tanesi çıkartıldığında Nike sarkaçlı küpemiz yeni görünümüyle Richmond-Virginia Müzesinde bulunan Nike’li küpeyle çok yakın bir benzerlik göstermektedir. Yalnız Richmond-Virginia’daki küpenin uçuşan eteği yoktur. Yok mudur? Yoksa eksik midir? İstanbul Arkeoloji Müzelerinde ikinci küpeden elimizde yalnız etek parçasının bir bölümü bulunmaktadır . Bu parçanın Richmond’daki küpenin etek bölümünü oluşturduğu düşünülebilir. Dr. Nezih Fıratlı’nın, mezar buluntularının bir kısmının çalınmış olabileceği hakkındaki görüşü, bizim iki küpenin bir çift olabileceği yönündeki düşüncemizi kuvvetlendirmektedir. Ayrıca Greinfenhagen da Richmond’daki küpe ile İzmit Nike’li küpesinin bir çift olabileceğinden söz etmiştir. İzmit mezar buluntuları 1963 yılında yapılan kurtarma kazısı sonucu İstanbul Arkeoloji Müzelerine girmiş, 1964 yılında ise Richmond Müzesi Nike’li küpeye satın alma yoluyla sahip olmuştur. Her iki küpenin müzelere girişi birbirlerini takip etmektedir. Demek oluyor ki, 1964 yılında Amerika’da envanterlenen Nike sarkaçlı küpe 1963’de İzmit’te açılan mezardan çıkarak, yurt dışına kanun dışı yollardan çıkmıştır.

YANLIŞ DÜŞÜNCE

1965 yılında üç büyük Amerikan müzesinin ortaklaşa hazırladıkları sergi 138 adet helenistik dönem süs eşyasından oluşmaktaydı. Sergide Richmond Nike sarkaçlı küpesi de bulunmaktaydı. Bilim adamları sergiye ilgi göstererek yayınladıkları makalelerle görüşlerini belirttiler. Greifenhagen sergilenen eserlerden iki yakın parça üzerinde durulması gerektiğini ve bazı parçaların sahte olabileceğini belirtmiştir. Sahte eser olarak tanınanlar arasında Richmond Nike’li küpesi de vardı. Hoffmann, bir yıl sonra yayınladığı makalesinde Greifenhagen’in bu görüşüne katılmamaıştır. 1973 yılında Richmond’daki Nikeli küpe yeniden araştırma konusu olmuş, bu küpeyle ilgili buluntular sıralanmış, İzmit Nikeli küpesi de ele alınmıştır. İstanbul’da yapılan hatalı onarım sonucu küpeye eklenen kolye tanesi Virginia Müzesi sergi kataloğunu hazırlayanları yanlış düşünceye yöneltmiş, Richmond küpesinde de rozet ile Nike sarkaç arasında bir kolye tanesinin bulunması gereğinden söz etmişlerdi. Daha sonra Greifenhagen de Richmond küpesi üzerinde durmuş ve bu küpenin sahte olabileceği hakkındaki görüşlerini değiştirmiştir.

DEĞİŞTİRİLDİ..!

Yeni Görünümü ile Nike Sarkaçlı Küpenin tanımı: Küpe iki bölümden, halkaya tutturulan büyük bir rozet ve kanatlı Nike figürlü sarkaçtan oluşmaktadır. Rozetin kenarları yüksektir. İçinde fligre tekniğinde yapılmış süsler vardır. Zemin üzerinde çok ince burma spiral tellerden oluşan çemberler görülür. Bunların ortasında büyük bir çiçek motifi yer alır. Çiçeği olşturan yaprakların kenarı ince burmalı tel bordürle çevrilmiştir. Rozetin arkasına kulak memesine geçecek halka lehimlenmiştir. Rozeti kanatlı bir Nike figürü asılıdır. Çıplak figür dökme tekniğinde yapılmıştır. Saç ortadan ayrıktır. Sol kulağında küpe vardır. Sol omuzda varaktan yapılmış elbise parçası vardır. Kanatları açık şekilde, sol bacak ileri atılmış, Nike’nin yere konuş anı gösterilmek istenmiştir. Ayaklarında sandallar, belinin altında geriye uçuşan drapeli etek parçası görülür.”