Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Atakan!

İstiklal Savaşı kahramanlarından Orgeneral Hasan Atakan’ın hikayesi anlatmayacağım.

Çünkü bilmiyorum.

Atakan dedim çünkü dün ve bugün sürekli Leyla Hanım, Leyla Atakan ve benzeri başlıkları okudunuz.

Leyla Atakan, İstiklal Savaşı kahramanlarından Orgeneral Hasan Atakan’ın kızı.

Hikayesini hemen hemen hepiniz biliyorsunuz.

3.5 yıldır devam eden bir ‘film’ süreci vardı.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in seçim vaadiydi.

Leyla Atakan’a sahip çıkılacaktı.

‘Film’ tamamlandı.

Pek çok ödül aldı.

‘Film’i çeken firmaya para ödenmediği, bu sebeple gösterime giremediği iddia edildi.

Gala bir yıl önce gerçekleştirilecekti.

6 Şubat deprem felaketi nedeniyle ertelendi.

Dün akşam Leyla Hanım isimli ‘film’in galası gerçekleştirildi.

Neden bir yıl beklendi diye sorduğumda, Leyla Atakan’ın ölüm yıldönümü olan 11 Şubat’ın beklendiği söylendi.

Öncelikle bir ‘film’in ille de ölüm yıldönümüne denk gelsin diye galasının 1 yıl ertelenmesini benim aklım almıyor onu diyeyim.

Ancak buradaki düşünceyi de anlayabiliyorum.

Yerel seçimler 31 Mart’ta gerçekleştirilecek.

Bu sebeple seçimlerden 50 gün önce gala yapılması, bir anlamda seçim çalışması da sayılabilir.

*

Kelimelerimi seçerek yazmaya özen gösteriyorum.

Kırıcı olmak istemem.

Ortada bir emek var.

Düşünce çok güzel.

Leyla Atakan isminin yaşatılması, ortaya gelecek kuşaklara aktarılacak bir ‘film’ konması mantıklı.

*

Öncelikleri artılarını yazayım.

Organizasyon çok büyüktü.

Herhangi bir sorun yaşanmadan tamamlandı.

Bu bir artı.

‘Film’deki oyuncular popüler, ‘film’ çekimi kaliteli.

Bunlar da artı.

*

Şimdi bu adam zeka özürlü mü, neden sürekli Leyla Hanım’la ilgili film derken tırnak içinde bahsediyor diyebilirsiniz.

Anlatayım.

Ortada bir film yok.

Belgesel var en iyi tabirle.

Bu sebeple yaratılan film algısını kabul etmeyerek tırnak içinde film diye bahsettim.

Leyla Atakan dönemini yaşayanlar anlatmış, başkan Fatma Kaplan Hürriyet anlatmış, ara ara sahnelerde oyuncular canlandırma yapmış.

Leyla Atakan hayatını anlatan bir film beklentisiyle salona gittim ben de.

Çevremdeki hemen herkes de aynı beklentiyi yaşıyordu.

Hayal kırıklığı oldu.

Leyla Atakan’ın hayatıyla ilgili neredeyse hiçbir şey öğrenemedik.

Başkanlığı döneminde yaşayanların anlattığı ve hemen herkesin bildiği birkaç olay oyuncular tarafından canlandırılmış.

*

Ben Leyla Hanım’ı en iyi haliyle Bir Yudum İnsan olarak tabir edebilirim.

O da Nebil Özgentürksüz, şiirsel anlatımdan yoksun ve yavan olarak diyebilirim.

Yine de, her şeye rağmen geleceğe kalacak bir proje olmuş Leyla Hanım.

Bu yönüyle sadece iyi.

Olay kurguları, akıcılık ise tahminlerin çok altında kalmış.

*

Ben film eleştirmeni değilim.

Belgesel filan da eleştiremem.

Elimde kıyaslayabileceğim Bir Yudum İnsan’lar ve 32. Gün belgeselleri var sadece.

Onların yanında ise çok para harcanmış gibi duran ancak her ikisinin de duygusal ve entelektüel doyuruculuğundan uzak bir yapım çıkmış.

Sadece bunu diyebilirim.

Filmden bu kadar bahsedebilirim.

Geleyim organizasyona.

*

Tam bir gala havası vardı Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde.

Ancak ben kendimi çok kötü hisettim.

18.00’deydi gala.

Bir kent beyefendisi gibi düşündüm ve 17.30’da salona gittim.

Sadun Çetin de oradaydı.

Mevlüt Soysal da, Zeynep Yalçın Aksan ve Boran Kayalar da.

18.20’de salona girdik.

40-50 dakika koltuklarımızda bekledik.

Sonrasında saat 19.10 gibi oyuncular ve başkan Fatma Kaplan Hürriyet salona girdi.

Ardından konuşmalar başladı.

Tam bir saat sürdü.

Sonrasında Leyla Hanım gösterime girdi.

51 dakika sürdü.

İzledik.

Hemen ardından plaket töreni başladı.

Uzadıkça uzadı.

Herkes herkese plaket verdi.

Salondan 21.30’da anca çıkabildik.

Tam 4 saat sürdü yani…

Ben galadan sonra yemek yerim diye düşünüyordum.

Acımdan öldüm.

Yetmedi, 3 saat kadar salondaki koltuklardan kalkamadık.

Tuvalete bile gidemedik.

Bir program yekpare olarak bu kadar uzun süremez, sürmemeli.

Leyla Hanım gösteriminden aldığım keyfi bir hayli düşürdü bu 4 saatlik mesai.

*

Toparlayacak olursam, Kazım Ertek’in eski çekimlerini alıp, güzel bir anlatıcı ile süsleyip Youtube’a yükleseler yeterdi.

Bu kadar büyütülen, pazarlanan, propagandası yapılan bir iş için ortadaki sonuç çok basit kalmış.

Film olarak bahsediliyordu, sade bir belgesel gördük.

Organizasyon çok uzun ve sıkıcı idi.

Bunların hepsini bir kenara bırakırsak yine de, her şeye rağmen geleceğe kalacak bir proje olmuş Leyla Hanım.

Bu yönüyle sadece iyi.

Teşekkürler…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ