Bakan Fatih Kacır sanayi odasında hesap soracak mı?

Hüsnü Şenlendirici İzmit’e festivale gelecekmiş.

Daha önce de gelmişti.

Şenlendirici deyince maalesef Türkiye’de pek çok kimsenin aklında bir pop kültür canlanıyor.

Oysa dünyaca ünlü bir sanatçı.

Klarneti adeta vücudundan bir uzuv gibi kullanıyor.

Hüsnü Şenlendirici’nin hakkını Alim Qasimov, Michael Godard ve Rauf İslamov’un birlikte gerçekleştirdikleri muğam performansında verebilmiştim.

Ne kadar geç, ne kadar sonra…

Muğam bir Azerbeycan hal müziği türü.

Ali Qasimov ipeksi sesiyle A Trace of Grace isimli eseri seslendiriyor.

Qasimov’un sesini neredeyse bire bir klarnetine yansıtan Şenlendirici…

Sekiz dakikalık olağanüstü bir performans.

Ne bir eksik var, ne bir fazla.

Her şey olması gerektiği gibi, her şey olması gerektiği kadar.

*

Keşke Kocaeli’de de her şey olması gerektiği gibi, olması gerektiği kadar olabilse.

Fakat hep eksik, hep eksik.

Alemdar Caddesi’nden aşağı inerken bugün yepyeni asfaltı fark ettim.

Daha çizgileri çekilmemiş dümdüz bir yol.

Fakat büyük bir eksik var.

Bu caddede yıllardır, eğer vali bey geçmeyecekse aracıyla, en ufak bir denetim yok.

Sol şerit dörtlüsünü yakıp park etmiş onlarca araçla dolu.

Biri kalkıyor, biri duruyor araçların.

Kentin en önemli, en merkezi caddelerinden biri tek şeride iniyor günün her saati.

Ve bu kenti yöneten hiç kimsenin umurunda değil bu durum.

Ne de olsa onların konvoyları caddeden geçerken ortalık süt liman, cadde akıcı, trafik limonata…

*

Alemdar Caddesi’nin sonuna geldiğimde telefonu elime aldım.

Sosyal medya kullanmaktan kurtulsam da sürekli elim telefona gidiyor.

Sürekli ekran kilidini açıp bir şeyler kurcalama ihtiyacı hissediyorum.

Maillerimi açtım.

Kocaeli Sanayi Odası’na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın geleceğini öğrendim.

Bakan bey yarın KSO meclis toplantısına katılacakmış.

Kendisinden sanayi odası başkanı olan, sürekli kendini ‘ben sosyal demokratım, diğerlerinden farklıyım’ diye tanıyan Ayhan Zeytinoğlu’na birkaç soru sormasını rica ediyorum.

Zeytinoğlu’nun ABD pasaportu taşıdığını filan sormasına gerek yok.

Texas plakalı cipini de gündeme getirmesin.

Bize başkanın pasaportundan, cipinden…

Öyle herkesin içinde, meclisin kürsüsünde filan da sormasına gerek yok bahsedeceğim soruları.

Sözde sosyal demokrat Ayhan Zeytinoğlu’nun odasında birer Türk kahvesi içmeyi teklif etsin karşılıklı.

Gözlerinin içine baksın ve 2001 yılından bahsetsin.

Yerli ve yabancı yatırımcıları bölgeye kazandırmak, dış ticareti arttırmak, kaliteli, verimli, süratli ve etkili bir yönetim anlayışıyla hizmet vermek amacıyla Bakanlar Kurulu Kararıyla 30 yıllığına serbest bölge işletmesi verilen Kocaeli Serbest Bölge A.Ş.’yle ilgili bilgi almak istediğini söylesin.

Kendi alanı değil ama mevkiidaşı Ticaret Bakanı’na bilgi vereceğini anlatsın…

*

Sorular çok basit.

Mesela 23 senedir devlete taahhüt ettklerini neden yapmıyorlar onu sorsun.

Şöyle desin;

– 2001 yılında KOSBAŞ’a serbest bölge verildiğinde inşa etmeyi taahhüt ettiğiniz depolar ve taşınmazlar vardı. Bunları neden 23 senedir inşa etmediniz?

– Bu depolar inşa edilmediği için yatırıcımlar mağdur olmuyor mu?

*

Ayhan Zeytinoğlu KOSBAŞ’ın yönetim kurulu başkanı.

Ufaktan ter basacaktır.

Bakan Kacır durumu hemen anlar.

Asıl soruyu peşine sorar.

– Yatırımcılardan haksız yere topladığınız 37 milyon dolar nerede?

Bugünün kuru ile 1 milyar TL’den bahsediyoruz.

Ne kadar büyük bir para değil mi?

Bakan bey ne cevap alır bilemem.

Bu soruları sorabileceğini de çok sanmıyorum.

Gelin size 37 milyon doların hikayesinden ben bahsedeyim…

*

Bu konu bana vahiy gelmedi öncelikle onu diyeyim.

2018 yılında Sayıştay bir rapor yayınladı.

Ben de o raporu okudum ve haberleştirdim.

KOSBAŞ devlet ile arasındaki serbest bölge işletme sözleşmesine aykırı olarak yatırımcılardan zemin ıslah ve altyapı katılım bedeli topluyor.

Bir nevi haraç kesiyor.

Altyapı ve zemin ıslahı yapmak KOSBAŞ’ın görevi.

Bu görev karşılığında kiralardan bir pay zaten alıyor.

İşletme geliri aslında bu görevinin karşılığı.

Lokantayı filan da çalıştırıyorlar serbest bölge içerisinde.

Muazzam bir gelir var.

Ancak bu gelir yetmiyor KOSBAŞ’ın yöneticilerine.

Dedim ya bir nevi haraç olarak “Zemin ıslah/altyapı katılım bedeli” adı altında toplam 52 milyon 552 bin dolar topluyorlar.

Allah’tan biraz insafları var.

Topladıkları bu paranın 15 milyon 16 bin dolarlık kısmını dolgu ve zemin ıslah gideri olarak harcıyorlar.

Geriye kalan 37 milyon doları ise firma ortakları kâr payı olarak dağıtıyor.

1 milyar TL’yi kendi aralarında iç ediyorlar yani.

Sayıştay denetçileri diyor ki:

KOSBAŞ’ın zemin ıslah bedeli talebinin potansiyel yatırımcılar tarafından önemli bir maliyet kalemi olarak görüldüğü,

yatırım konusunda çekimser kalındığı,

KOSBAŞ ile Bakanlık arasında imzalanan B.K.İ. Sözleşmesinin “sözleşmenin feshi” seçeneğinin değerlendirilmesi gerektiği,

Kocaeli Serbest Bölgesinde faaliyette bulunan kullanıcıların hak ve menfaatlerinin korunmadığı yönündeki değerlendirmemiz devam etmektedir.

*

Yani işin özünde Satıştay diyor ki KOSBAŞ ile Kocaeli Serbest Bölge işletme sözleşmesini feshedin.

Fakat bu fesih öyle kolay olacak iş değil.

Neden mi?

KOSBAŞ’ın yönetici ortaklarına bakınca anlarsınız.

Kimdir KOSBAŞ’ın şirket ortakları?

Elbette yönetim kurulu başkanı da olan KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu…

Özka Lastik’in de sahibi olan İrfan Kanık.

İrfan bey burada İlka Plastik Ambalaj şirketi adına bulunuyor.

Sabancı’ların şirketi olan Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. adına Yusuf İlimsever.

Diler Demir Çelik Endüstri ve Ticaret A.Ş. adına Seçkin Çiçek.

Yücel Boru ve Profil Endüstri A.Ş. adına Şaban Kemal Saraç.

Kibar Holding A.Ş. adına Haluk Kayabaşı.

Müpa Tarım ve Gıda Sanayi A.Ş. adına Bora Ergene.

Sotes Turizm Yatırım A.Ş. adına Ahmet Bayraktar.

Kocaeli Sanayi Odası adına Hasan Tahsin Tuğrul.

Yönetim kurulu şampiyonlar ligi olunca kimse dokunamıyor KOSBAŞ tabi.

*

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır yarın Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na bu soruları sorar, yatırımcının hakkını arar mı?

Sanmıyorum.

KOSBAŞ konusunda bu kent dut yemiş bülbüle dönmüş zaten.

Dokunanın eli yanıyor.

Kimse bahsetmiyor.

Herkes korkuyor.

Nasıl korkmasınlar?

İki sene önce bu konuları gündeme getirdiğimde 500 bin liralık tazminat davası açtılar.

Kaybettiler ama olsun.

Mahkeme yüzü görmemiş bir gazeteciye böyle bir dava açsalar korkutup kaçırırlardı.

*

KOSBAŞ’ın 37 milyon dolarlık vurgunu, taahhüt ettiği sözleri yerine getirmemesi filan bugünkü anlayışla çözülebilecek işler değil.

Ben tarihe not düşeyim diye yazıyorum.

Bugünkü yazıda tek bir derdim var aslında çözüme kavuşabilme ihtimali olan…

Alemdar Caddesi’nde bir şeridi kapatıp, caddede yoğun trafik oluşmasına sebep olan parklanmaların engellenmesi.

Kentin merkez ilçesindeki en önemli cadde burası.

Hali hazırda sürekli olarak bir motorize trafik polisi dört yol ağzında bekliyor.

O polise gün içerisinde caddeyi aşağı yukarı turlaması ve bir şeridi trafiğe kapatarak park eden araçlara ceza kesmesi emredilse kafi.

Kent biraz nefes alacak.

Kentin yararına bir adım atılmış olacak.

Hadi 37 milyon dolara kulaklar kapanıyor, gözler görmez oluyor.

Rakam büyük, mesele bir anda küçülüyor, görmek zor oluyor, anlıyorum.

Alemdar Caddesi’nde ise durum çok daha basit ve çözülebilir.

Belki yarın…

Neden olmasın?