Nöbetçi Eczaneler
Hükümeti yönetenler öyle bir noktaya geldi ki kendilerinin asla eleştirilemez olduklarını düşünmeye başlamışlar.
Arzuladıkları şey herkesin karşılarında el pençe divan durması.
Asla aykırı bir sese tahammülleri yok.
Bu arkadaşlar her şeyi yönetmek istiyor ama hiçbir bir olumsuzluğu üstlenmiyorlar.
En iyi yaptıkları gibi algı operasyonu yapıyorlar.
Kutuplaştırmadan besleniyorlar, hedef şaşırtmayı çok iyi biliyorlar.
Toplumun kutuplaşmasından beslenen rejimin hangisi olduğunu araştırabilirsiniz.
Hal böyleyken bu ülkede muhalifler üzerine her türlü tahammülsüzlük, operasyon ve baskı uygulanıyor.
***
Futbol maçlarında “Hükümet istifa” sloganı gündem oldu.
Geniş toplumsal sesler kısıldığı için bu sloganlar bir tarafta heyecan yarattı.
Diğer tarafta ise paniğe neden oldu.
Hükümet uzun süredir böyle toplumsal bir sesleniş duymamıştı.
Çünkü bir basın açıklaması için bile devletin kolluk kuvvetleriyle alanı dağıtmayı hak gördüler.
Gözaltılar oldu.
Daha dün Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyelerinin Kızılay’ı protesto etmek istemesi gözaltılarla engellendi.
TİP binaları polis ablukasına maruz kaldı.
Günlerdir deprem bölgelerinde sessiz sedasız binlerce depremzedeye omuz veren bu yurttaşlar yaka paça gözaltına alındı.
Neden?
Bir protesto yapmak istedikleri için.
***
Bu sloganlar atıldıktan sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli, seyircisiz maç istedi.
Beşiktaş’tan istifa etti.
Biz neden bu seviyeye geldik diye kimse düşünmüyor.
“Bu vatandaş tepkili ama niye tepkili?” demiyor.
İşlerine gelmiyor.
Kendilerini sorgulamanın bir acziyet olacağına inanmışlar.
Ne kibir ama…
Ülkenin durumunu hiç iyi görmüyorum.
Hükümetin her fırsatta askerle polisle yargıyla herkesi tehdit etmesini iyi yorumlamıyorum.
İnsanların sinir uçlarıyla bilinçli oynanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bir sloganla tabiatınız değişecekse işimiz var…
YORUMLAR