Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Sebahattin Aydın

Bırakın bahane üretmeyi iş yapın iş!

22 yıl geçti.

Kocaman 22 yıl.

1999’da doğan çocuklar şimdinin delikanlıları genç kızları.

Onlar için bir ömür.

Ama Kocaeli’de yaşayanlar, 1999’daki depremi dün gibi hatırlıyor.

Burada selam verdiğiniz her 5 kişiden biri, yakınını, sevgilisini, arkadaşını, bir dostunu veya komşusunu bu depremde kaybetmiştir.

Bugün depremin 22’nci yılındayız.

Gidenlere rahmet kalanlara ise sabır diliyorum.

***

Depremden sonra, Türkiye’nin bu tip doğal felaketlere ne kadar hazırlıksız olduğunu gördük.

Şimdi bir şey değişti mi?

Onlarca orman yandı, yeterli sayıda müdahale uçağımız yoktu.

2 günde söndürülecek yangınlar 2 hafta sürdü.

Doğamız, hayvanlarımız, evlerimiz, köylerimiz yandı.

Yangından sonra ise evi yananlara geri ödemeli evler yapacağımızı müjdeledik.

Dere yatağına kurulan bir ilçemiz neredeyse yok oldu.

Biz, felakete karşı önlem alan bir ülke olamadık maalesef.

Hep yıkıntı toplamayla yetindik.

Bunu da hiçbir zaman hakkıyla yapamadık.

***

Uzmanlar, İstanbul’da büyük depremin yaklaştığını söylüyor.

Kocaeli, buna hazır mı?

O dev yıkıntı arasından ayağa kaldırılmaya çalışılan bu şehir, büyük acılar yaşayan bu şehir depreme hazırlanabildi mi?

Deprem paralarını yandaş müteahhitlerle betona yatıranlar bunun vebalini ödeyemez.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Hoca gece Gölcük’teki anma programında çarpıcı ve bir o kadar da korkutucu bilgiler verdi.

Kocaeli’de 24 bin konutun risk taşıdığını ifade etti.

“24 bin konutu değiştirmek için, bu kentin 1 milyar TL paraya ihtiyacı var. Elimizi hep birlikte taşın altına koyup, bunları dönüştürmemiz lazım” dedi.

Hasarlı konutlardan da bahsetti.

“Kocaeli’de yaklaşık bin 500 kadar hasarlı konut var. Halen var.” dedi.

NEDEN YIKMIYORSUN TAHİR HOCA?

Peki Tahir Hoca’ya sormazlar mı: “Neden yıkmıyorsun ey Şehr’ül Emin?”

Bunun sorulacağını bildiği için hemen cevabını aynı konuşmada vermiş.

Diyor ki;

“Efendim niye yıkmıyorsunuz? Görevli değil misiniz?’ denilebilir. Fakat o kadar basit değil. Çünkü hukuki meseleler var. Mesela şu anda vatandaş orta hasarlı konutları, ‘Ben yapacağım’ dediğinde, bizim onu yıkma şansımız yok. Bin 400 kadar orta hasarlı konut var. Bakın, biz bunu yapacaksak birlikte yapacağız. Sizlerle birlikte, vatandaşımızla birlikte yapacağız. Biz, tek başımıza ‘Bu konutları yıkacağız’ dediğimizde, bırakın orta hasarlı konutları, ağır hasarlı konutlarda bile dünya kadar engel çıkıyor.”

Peki diğer yandan bakarsak.

Devleti yönetenler, genelde tanıdığımız büyük inşaat firmalarına yolların yapımını ihale ediyor mu?

Ediyor.

Bu yollar nereden geçiyor?

Vatandaşın arazisinden…

Yöntem ne?

Kamulaştırma…

Veriyor mahkemeye çözüyor sorunu.

***

Yol yapımında bunu yapan devlet, bu hasarlı konutlar için neden bir çözüm bulmuyor.

Ölü insana yol yapsan ne olur?

En fazla tabutu geçer bir kez.

“Verin yetkiyi görün etkiyi demediniz mi?”

Vatandaş, 20 yıldır size bu ülkenin her şeyini teslim etmedi mi?

Kanunları yapanlar, sizler değil misiniz?

Çözün o zaman kardeşim.

Bu işte vatandaşa kabahat bularak bir yere varamayız.

O binalar üstümüze yıkılır, belediye kepçesiyle insan ararız.

Bırakın bahane üretmeyi iş yapın iş…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ