Bu mektup TÜPRAŞ yöneticilerine

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu TÜPRAŞ’ın Kocaeli rafinerisinde çalışan bir kardeşimiz ulaştı.

Kendisini üzen, psikolojik olarak kötü hissetmesine neden olan bir metin gönderdi.

Bu metni, bugünkü köşe yazımda değerlendirmeye karar verdim.

İşte kendi ağzından yaşadıkları:

“Yaklaşık …. yıldır Tüpraş bünyesinde görev almaktayım. Bu maili hazırlarken uzun uzun düşünmek zorunda kaldım. Zar zor iş buldum, bu maille de bunu da kaybetme olasılığım çok yüksek.  Ama söylemsem de olmuyor işte.

Tüpraş’lı olmak bir ayrıcalık mı? Kapısının önünden geçerken, yoldan geçerken, o kocaman levhaya bakıp da ayrıcalık olduğunu düşünmek normal. Yaptığı karlara bakıp, yaptığı işlere bakıp gayet normal. Buraya kadar bir sorun yok.

Ama kapıda başlıyor her şey. Daha güvenlik kapısına geldiğinizde sınıflandırılıyorsunuz. Nasıl mı?  Kapıda iki uyarı var. Yüklenici girişi, Personel girişi. Zenci arkadaşlar kusura bakmasın derdim kimseyi aşağılamak değil sadece 1950-60’larda Amerika’da Zencilere yapılan eziyetin aynısı 2022 yılında Tüpraş’ta yaşanıyor.

Unutmadan Türkiye’nin en kurumsal firması bu TÜPRAŞ.

Aracınız varsa ve aracınız sisteme kayıtlı ise araçla da girebilirsiniz. Sorun yok? hayır var. Kendi personeli araçla içeri giriş sırasında aranmaz. Araçta ne var ne yok sorgulanmaz. Hatta araçta 3 kişi de olabilirsiniz. Bu gayet normal. Ama yüklenici kartınız var ise bu kadar normal değil. Zenci muamelesi yine başlar; tüm kapılar açılır. Aracın her tarafı kontrol edilir. Sanki gümrük kapısında eroin kaçırıyormuşsunuz gibi. Bırakın ikinci bir kişiyi bilgisayar çantanız bile sorun olur.

Neden X-Ray’e göndermedinle başlar sorgulama. Kontrol kalemi bile sorun olur dışarı çıkarken. Bütün zorlukları aştınız ve içeri girdiniz. Doğru ya burası yüksek güvenlikli bölge değil mi. Bazı ağır kurallar olmak zorunda. Hız limitleri, sigara yasağı, park yerleri, iSG eğitimleri vs vs her şey normal. Ama öyle kolay değil. İSG eğitimine girersiniz. Orada size söylenen ile yaşadıklarınız bambaşka çıkar.

Mesela mı? Tüpraş’ta ilk kural. Herkes telefon ile içeri giremez. Giren kişiler de telefon muafiyeti olmak zorunda. Ama sigara içme alanlarına girdiğinizde ilk gözünüze çarpan şey, herkesin elinde ki telefon olur. Sonradan öğrenirsiniz ki telefon Tüpraş personeline sorun olmuyor. Yüklenici firma personeline problem yaratılıyor.

Mesela mı?

Tek kişi çalışmak yasaktır. Yüklenici firma çalışanları tek oldukları zaman Ceza alır. Ama Tüpraş personeli tek kişi saha turu bile yapabilir. Yanınıza gelir sizinle sohbet eder ya da yaptığınız işi kontrol eder ve gider. Ağzınızı açıp gık çıkartamazsınız.

Varsayalım çıkarttınız.

Yaşadıklarımdan biliyorum, haksızlığa isyan edip gık derseniz size hemen kapıyı gösterirler en az 6 gün. İçeri giriş yasak. Maaş tan kesildi. Sigorta kesildi. Ola ki bir cahillik edip personeli şikâyet ettiniz. Yalnız gezdiğini ispatladınız, resimle.

Resmi neyle çektiniz?

Akıllı telefon ile.

                Eeee içeri telefon sokmak yasak. Muafiyetin varsa bile sahada kullanmak yasak. Sadece ofis içinde kullanabilirsin. Yine ceza yı sen yedin. Tak 6 gün dışarı.

Ama kendi personeli ispatlamak zorunda değil. Diyelim ki size gıcık oldu. Parayla değil ya bedava. Hemen bir güvenlik izleme, işlediğiniz suçun niteliğine göre en az 6 gün den başlar, rafineriden atılmanıza kadar gider iş.

Haaa unuttum yahu. Her şeye rağmen işinizi seviyorsunuz. Kendinizi işinize verdiniz. Deliler gibi çalışıyorsunuz. Unutmayın ve hazır olun kriz anında her türlü hakarete maruz kalabilirsiniz. Sizin hakkınızda Tüpraş personeli her şeyi söyleyebilir. İster Mit den mezun olun ister Caltech den mezun olun isterseniz üzerine 10 tane Oxford bitirin yüksek lisans yapın. Tüpraş personeli size bağırma, sizi aşağılama hakkını görür kendinde. Sonra mı? Sonrası daha komik.

“Biz de baskı altındayız” derler ve çıkarlar işin içinden.

Yeter kardeşim bu kadar dediğinizi duyuyor gibiyim. Durun daha yemek meselesi var.  Kendi personeli krallar gibi yemek yer. Yemekte meyve olarak kivi çıktığını bile gördüm. Ama yüklenici olursan yandın ki hem de ne yandın. Tüpraş bir tek firmaya ihale etmiş işi.

Yemekten sinek mi çıktı, kurt mu çıktı. Normal bu.

Paketli yiyecekler küflü mü. (tereyağı,ekmek, bal vs vs). Aaaa ne var bunda??

Şikayet edersiniz. Derdinizi dile getirmeye çalışırsınız… Aç kalırsınız. Çünkü dışarıdan yemek getirmek yasak.

Dahasını sormayın her konuda her alanda zenci muamelesi görmeye devam edersiniz.

Sonuç olarak kendi ülkemde, kendi Beyaz Vatandaşım tarafından Zenci muamelesi görmek zoruma gidiyor.”

TÜPRAŞ gibi bir kurumun elbette prosedürleri, güvenlik önlemleri olacak.

Ancak anlaşılan o ki bazı personellerin keyfi davranışları var.

İnsani yönden yaralanan, kendini kötü hisseden çalışanların sayısı bu maili gönderen kişiyle sınırlı değildir.

O nedenle TÜPRAŞ yöneticilerinin, bu ve benzeri şikayetleri değerlendirmesini dilerim.