Mevsim geçişleri her insan için zordur.
Ancak alerjim sağ olsun benim için her zaman çok büyük sıkıntılar yaratır.
Bilmem kaç yüz kere hapşırmak bir yana dursun, alerji ilaçları nedeniyle sürekli olarak uyku halindeyim.
Bu sebeple pek çok şeye odaklanamıyorum.
Günün büyük bölümünde hayati işlevlerim neredeyse durma noktasında oluyor.
Birkaç saat ayakta kalabiliyorsam ne mutlu.
Genel olarak neredeyse hiçbir şey yapamıyorum.
Hele ki köşe yazısı yazmak, haber üretmek neredeyse imkansız bir uğraş.
*
Havalar ısınıyor.
Sabahları keskin bir soğuk, öğlen neredeyse sweatshirtle dolaşabilecek kadar sıcak, akşamları tatlı bir serinlik.
Bahar geliyor.
Üçüncü cemre de dün toprağa düştü.
Doğum günümdü.
Varsayılan insan ömrünün yarısını ardımda bıraktım.
Son bir haftada hiçbir şey yazamadım.
Bugün Cuma.
Artık yeter dedim bedenime.
Zor da olsa oturdum bilgisayarın başına.
*
Gölcük Belediyesi’nde görev değişiklikleri oldu malum.
Belediye yönetimi neredeyse baştan aşağı değişti.
Değişmeyen tek isim Kemal Kahraman oldu.
Gölcük Belediyesi’ni Kahraman’ın yönettiği konuşuluyor aylardır.
Anlatılan güzel bir tezgah var.
Bütün işlerden Kemal Kahraman sorumlu.
Belediye başkanı Ali Yıldırım Sezer ise gün geçiriyor, göstermelik programlara katılıyor.
*
Belediyedeki değişiklikler aslında yeni değil.
Geçtiğimiz yıl temmuz ayında GÖLAŞ Genel Müdürü olarak İbrahim Kılıç’ın atanmasıyla başladı.
Kimdir İbrahim Kılıç?
Ellibeşlerin damadı.
GÖLAŞ gelecek için çok önemli.
Büyük bir rant söz konusu.
*
Şimdi sürekli dillendirilen bir kurgudan bahsedeceğim.
Bu kurgu benim açımdan çok da imkansız ve mantıksız değil.
Gölcük eski sanayi sitesi 4 yıl önce yıkılmıştı.
Söz konusu alanda yapılacak olan yeni sanayi sitesinin GÖLAŞ’a devredileceği konuşuluyor.
GÖLAŞ sanayi sitesinin inşaat işini yapacak daha sonra dükkanları satacak ya da kiralayacak.
GÖLAŞ’ın söz konusu inşa işi için ihaleye çıkmasına gerek yok.
Anonim Şirket olduğu için herhangi bir inşa firmasına bu işi yaptırabilir.
Kurgu burada başlıyor.
Ellibeşlerin damadı GÖLAŞ’ın başına geçiyor.
Peki eski belediye başkanı Mehmet Ellibeş’in kapı arkasındaki ortağı kim, ne iş yapıyor?
Bunu Artvin’de ağaçlar kesilmesin diye direnin bir köylünün öldürülmesi olayı sonrasında herkes duydu.
Mehmet Ellibeş bu olaydan bir iki gün önce bölgedeki belediye başkanlarını gizli ortağı Yunus Merttürkle birlikte dolaştı.
İddia o ki GÖLAŞ’ın sanayi sitesini Merttürk’ün firması inşa edecek.
Gölcük’ün kahramanı olan Kemal Kahraman’ın oğlu bir süre önce Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ndeki işinden istifa ederek milyonlarca liraya vinç satın almıştı.
Şu anda bu vinç Gölcük’teki kentsel dönüşüm işinde kirada.
GÖLAŞ’ın inşaatı başlayınca vinç ve hafriyat işlerinin Kahraman ailesine verileceği konuşuluyor.
Belediyedeki yeni yapılanmanın da işte bu büyük rant için olduğu iddia ediliyor.
Gölcük’ün kahramanları belediyeyi kendilerine göre dizayn ediyor.
Başkan yardımcısı olan Kemal Kahraman artık belediyenin gelen koordinatörü.
Yani bir anlamda en üst yöneticisi.
Ali Yıldırım Sezer mi?
O sadece vitrinde oturuyor.
*
Ben iddiaları tarihe not düşüyorum.
Yeni sanayi sitesi inşaatı başladığında bu çok konuşulan kurgu doğru mu değil mi hep birlikte göreceğiz.
Ancak yeni görevlendirmelerle ilgili pek çok farklı iddia söz konusu.
Nuri Barış’ın görevden alınmasını zaten herkes bekliyordu.
Belediye içerisindeki bir taciz skandalı böylelikle örtbas edilmiş oldu.
Bu konuda detaya girmeyeceğim.
Hisareyn’deki rant olayını nasıl örtbas etmeye çalıştılarsa bu defa da denediler.
Baktılar olmadı, Nuri Barış’ın görevine son vermek zorunda kaldılar.
*
Gölcük büyük bir kazan ve kaynıyor.
Hangi taşı kaldırsanız altından Gürcü lobisi çıkıyor.
Büyük bir tezgah hali hazırda işliyordu.
Birileri tezgahını genişletiyor…
*
Bu hafta çok tartışılan bir konu da İzmit Belediyesi’nin iş davası idi.
Fatma Kaplan Hürriyet’in uzun bir dönem sağ kolu olan Hüseyin Ergül alacakları için belediyeye dava açtı.
Dün tanıkların dinleneceği bir duruşma vardı.
Basın mensupları dava salonuna alınmadı.
Basın mensuplarının en doğru bilgiyi alabilecekleri dava salonuna alınmamalarını doğru bulmuyorum.
Söz konusu davada avukatlardan biri de eşim Arzu Türkkal Enç’ti.
Bir önceki gün gazete haberlerinde tanıklarla ilgili ifadeler yer aldığı için tanıkların mahkeme salonunda basın mensupları olduğunda baskı altında olacağını ve tanık beynalarını düzgün ifade edemeyeceğini düşünerek mahkeme başkanına basına kapalı duruşma talebinde bulunmuşlar.
Elbette onlar sadece avukat.
Müvekkillerini temsil ediyorlar.
Onların talepleri doğrultusunda hareket ediyorlar.
Gerekçe mantıklı olabilir ancak yine de basın özgürlüğüne müdahaledir.
Mahkeme salonunda en doğru bilgiyi alabilecek olan basın mensuplarının engellenmesi doğru değil.
Fakat işe bir de mesleki olarak değil duruşma ortamını düşünerek bakmak gerek.
Bu sıradan bir iş davası değil.
Hali hazırda bir gerginlik var ortada.
Basın mensuplarının salonda olması bu gerginliği daha da artırabilirdi.
Ancak bu gerginliğin de göze alınması gerekirdi.
Alınmadı.
İzmit Belediyesi yine “ben yaptım, oldu” dedi.
Bana sorarsanız bu duruşmanın en önemli kısmı duruşmaya basın mensuplarının alınmaması değil bir sendika başkanının iş davasında işveren tanığı olarak yer almasıydı.
Makam odasında sözleşme imzalayan bir sendika başkanından ne beklersiniz bilemem.
Ancak ben yine de bu kadarını beklemezdim.
Hadi işçiden taraf olamıyorsun bari tarafsız kal.
“Hastayım” de.
Bir iki hafta arazi ol.
Ama yok.
Başkan istiyor, sendika emir telakki ediyor.
Akıl alacak iş değil.
Ben belediye işçilerinin yerinde olsam her ne olursa olsun benim yanımda duracak bir sendika isterim.
İşçi hata da yapabilir, yanlış da yapabilir.
Ancak sendika işçisinin karşısında yer almaz.
İşçisi hatalıysa tarafsız kalır, işverenle kol kola duruşma salonuna gelmez.
Basın mensupları salona alınmadıkları için öfkelenmiş.
Vedat Küçük’ün günlerce manşetlerde kalması gerekirken araya basının engellenmesi girmiş ve unutulmuş gitmiş.
Kocaeli de bir nevi küçük Türkiye.
Gündem çok çabuk değişiyor.
Her şey unutuluyor.
Vedat Küçük de “şimdilik” unutuldu.
Sözleşme döneminde yahut olası bir sendikanın belediye işçilerine “merhaba” demesiyle yeniden hatırlanacaktır.
*
Benden bu kadar dostlar.
Bugünlük bu kadar toplayabildim kendimi.
Daha yazacak çok şeyimiz var.
Hele şu alerji krizlerini biraz olsun normalleştireyim.
Onlara da sıra gelecek elbet.

YORUMLAR