Nöbetçi Eczaneler
Ak Partili Talha Kös’ün sosyal medya paylaşımıyla SGK’nın İzmit Belediyesi araçlarına ve taşınmazlarına haciz koyduğunu öğrendik.
Konunun birkaç farklı noktası var.
Birincisi tek haciz konulan belediye İzmit değil.
Ancak gördük ki Kocaeli’de yerel seçimler için şimdiden çalışan tek parti Ak Parti.
Ak Parti’de belediye başkan adaylığı düşünenler sıkı bir çalışma içerisinde.
Özellikle muhalefette oldukları İzmit’te belediyeyi mercek altına almış durumdalar.
Diğer 11 ilçede ise muhalefet partileri uyuyor.
Hangi belediyenin araçlarına ve taşınmazlarına haciz kondu, hangi belediyenin SGK’ya ne kadar borcu var bilinmiyor.
Çünkü başta CHP olmak üzere İYİ Partisi, Gelecek’i, Saadet’i, Deva’sı adeta uyuyor.
Kocaeli’de 11 ilçede CHP’lilerin yapamadığı muhalefeti Ak Parti İzmit’te yapıyor.
O yüzden bütün kamuoyu sadece İzmit borçlu, sadece İzmit’e haciz geldi diye biliyor.
Oysa SGK bir karar aldı ve borçları olan bütün kamu kurumlarına haciz gönderdi.
E-haciz diye bir şey var artık.
Tek tıkla haciz gönderilebiliyor.
Öyle de oldu.
*
İkincisi hacizin İzmit’te bugün ilk defa gündemde olmadığı.
Bir önceki dönem Ak Partili Nevzat Doğan belediye başkanıydı.
Belediyenin Audi marka A6 model resmi plakalı makam aracına haciz gelmişti.
O dönem plaka sorgulama vardı.
Aracı araştırmış ve haciz durumunu ortaya çıkarmıştım.
O araç yıllarca Belsa Plaza Otoparkı’nda yatırıldı.
Çürüdü.
Belediye başkanı Nevzat Doğan kiralık araçlar kullandı.
O dönem en lüks araçlardan biri olan BMW 7.40’a biniyordu.
Kirası binlerce liraydı.
İzmit Belediyesi mali açıdan batmış olabilir.
Ancak bu batış önceki dönemlerde de mevcuttu.
*
Üçüncüsü ise SGK haczinin en çok İzmit’i etkileyecek olması.
Çünkü İzmit Belediyesi’nin hizmet araçlarının başta çöp kamyonları olmak üzere büyük bölümü belediyeye ait.
Bu sebeple haciz işlemi uygulanabildi.
Diğer belediyeler ise araçlarını kiralıyor.
Kiralamanın bir kamu zararı doğurduğu aşikar.
Ancak mevcut tabloda bir kar sağlıyor.
O da bu araçlar haczedilemiyor.
Bugün SGK’nın haczettiği araçlar trafiğe çıksa bağlanacak.
İzmit Belediyesi çöp toplayamaz hale gelecek.
Diğer belediyelerde ise bütün işler olduğu gibi devam edecek.
*
Dördüncüsü ise belediyelerin içinde bulunduğu mali durum.
SGK borçları bir süre önce yapılandırılmıştı.
İzmit Belediyesi’nde kuledeki taşınmazlar satıldı.
Borçlar taksitlendirildi.
Körfez’de ve farklı ilçelerde de SGK borçları karşılığında çeşitli taşınmazlar SGK’ya devredildi.
Şimdi görüyoruz ki İzmit Belediyesi SGK’nın yapılandırmasını da ödememiş.
Bu durum çok vahim.
Bir kurum yönetilirken borç ödemelerinin yok sayılmasını anlayamıyorum.
*
Beşincisi ise bu durumla ilgili belediyelerin kurtuluş umudu…
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bugün Ankara’da.
SGK Başkanı ile görüşüyor.
Borçlar affedilecek değil.
Ancak haciz işlemiyle ilgili adım atılması için uğraşıyorlar.
Ben bu duruma karşıyım.
SGK haciz koyduğu bütün taşınmazlar için satış kararı aldırmalı.
Neden mi?
Ben ticaret yapıyorum.
Resmi kurumlara fatura keseceğim zaman benden “Borcu yoktur” kağıdı istiyorlar.
Bu kağıdı İzmit Belediyesi dahil bütün belediyeler talep ediyor.
Benim 1 lira borcum olsa kamuya yaptığım işin faturasını kesemiyorum.
Mağdur oluyorum.
Bu ülkede bütün kurumlar eşit.
Ben nasıl SGK’ya borcum varken iş yapamıyor, dolayısıyla mağdur oluyorsam aynı şekilde kamu kurumlarının da borcu varsa iş yapamamalı ve hatalı yönetimlerinden dolayı mağdur olmalılar.
Anayasa’daki eşitlik ilkesi bunu gerektirir.
*
Bu haciz konusu bir süre kent gündemini meşgul edecek.
Tartışmaların odağı olacak.
Bakalım CHP’liler ve diğer muhalefet partileri Ak Partililerin muhalefetinden ders çıkarıp diğer ilçe belediyelerindeki SGK borçlarını gündeme taşıyabilecek mi?
Bekleyip göreceğiz.
Adı üstünde siz ticaret yapıyorsunuz diğeri kamu hizmeti üretiyor. (Mesela haciz nedeniyle çöp toplayamama durumu toplumsal sonuçları olan bir durum)
Kurumların eşitliği diye bişey nerede yazıyor tam olarak? Siz de yazınız da uzun uzun bu kurumların kendi içinde bile eşit olmadığından söz etmişsiniz. Bu arada bunu sizin işyerinizden ya da orada üretilen işten bağımsız olarak söylüyorum. Çünkü tabii ki gazetecilik faaliyeti kamusal bir hizmettir ve bu hizmeti üretenlerin belediyelere ya da bi yerlere fatura kesmek zorunda kalması fecaat ve başka bir tartışmanın konusu.
Kamu kurumları da vatandaşlar gibi sorumluluklarını yerine getirmeli. Kurumlar bir biri ile eşit olmayabilir lakin devlete karşı olan görevleri eşit. SGK’ya primlerini ödeyeceksin, bu kadar net. Belediyelere fatura kesme fecaatliği ise belediyelerin reklamları ile alakalı idi. İnternet medyası ile ilgili yasa geçtikten sonra bu faturaları toplu olarak Basın İlan Kurumu’na kesmeye başladık. O faturalarda da 5 bin lira ve üzeri meblağlar için “Borcu yoktur” yazısı gerekiyor.
Saygılar.
Uğur bey farkındaysanız bir kamu kurumuna başka bir kamu tarafından haciz uygulanıyor. Bu kurumları yönetenlerin sorumsuzluklarının cezalandırılması başka bir şey; yazınızda örnek verdiğiniz gibi haciz nedeniyle kamuya hizmet üretemez hale getirilmesi yani kamusal alanda kaos yaratmak buradan siyaset devşirmek başka bir şey.
Ayrıca bu kentteki pek çok gazete ve internet sitesinin gazetecilik etiğinden uzak, kamu yararına hizmet üretmesi gerektiği gerçeğini unutarak fatura peşinden koştuğu, kimisinin buna teşne kimsinin buna mecbur bırakıldığı gerçeğini de atlamazsanız ne demek istediğimi anlarsınız.