Kaybetmek!

Bir insanın yaşamında kısır siyasi tartışmalardan daha değerli şeyler var elbette.

Bu şeyleri saymakla bitirmemiz mümkün değil.

Siyaset özellikle ülkemizde insan ajandasında o kadar değersiz fakat bir o kadar da fazla yer kaplıyor.

Bu yer kaplama neticesinde maalesef bize de sık sık siyasi konuları yazmak, siyaset kulislerini aktarmak düşüyor.

Kısır gündemin girdabına katılmadan edemiyoruz.

*

Siyasi haberleri okurken, yahut siyasi yazılar yazarken sıklıkla Bach’ın Goldberg versiyonlarını dinliyorum.

Özellikle BWV 988 Arya’sı bütün entrikaları, ayak oyunlarını müzik yoluyla anlatıyor sanki.

Yahut bütün entrikalara ve ayak oyunlarına yoldaşlık ediyor.

Bilemiyorum.

An itibariyle de dinlemeden edemiyorum.

Siyasi kulis bilgilerini aktaracağım çünkü.

*

Maalesef.

*

İlk ben duydum, ilk ben bildim demenin bir anlamı yok artık.

Bizim meslekte önemli olan ilk duyan değil, ilk duyuran.

Bugün Özgür Kocaeli Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Adem Turgut’un özel haberinde okudunuz, CHP’de büyükşehir ve İzmit adayları belirlendi.

Tabi henüz karara bağlanmadı.

Son kararı Parti Meclisi verecek.

Halen bir değişiklik umudu var o yüzden siyasilerde.

Adem ağabeyi aradım, güzel haberi için tebrik ettim.

En azından Haydar Akar’ın adaylık için 20 milyon TL’lik bir seçim bütçesi istediğini yazmadığını, bir iki ayrıntıyı da akşam benim köşede yazabileceğimi söyledim.

Sohbet ettik, dertleştik, kapattık.

*

Bir saat sonrasında Kocaeli Barış Gazetesi’nin sahibi Aysun Özcan’ın köşe yazısını gördüm.

Haydar Akar’ın adaylık için 20 milyon TL’lik bir seçim bütçesi istediğini de yazmıştı.

Aysun ablayı aradım, güzel yazısı için tebrik ettim.

En azından yazmadığı bir iki ayrıntı vardı, akşam benim köşede yazabileceğimi söyledim.

Sonra başkası bu detayları yazar mı diye tedirgin oldum.

Ama yine de köşe yazacağım saate kadar bekledim.

Bir iki gündür arka kapılarda konuşulan konulardı bugün okuduklarınız.

İlk yazan kazandı.

Zamanında bir büyüğüm ‘duyduğun haberi bekletme, yaz’ demişti.

Yazmayarak acemilik ettim.

Şimdi benim duyduklarımı, bildiklerimi anlataym size.

*

Sanıyorum pazartesiydi.,

Ankara’dan bir telefon aldım.

Haydar Akar’ın mecliste olduğunu söylediler.

‘Bana ne’ dedim.

Devam ettiler, ‘Genel başkanla görüşecek. Büyükşehir Belediyesi’ne aday olacak.’

Bir iki telefon trafiği sonrasında olaylara biraz olsun vakıf oldum.

Haydar Akar genel başkan Özgür Özel ile görüşüyor.

20 milyon TL’lik bir seçim bütçesi oluşturulursa büyükşehire aday olabileceğini, kendisinin seçim bütçesinin olmadığını söylüyor.

Açık söyleyeyim bu kentte kime 20 milyon TL verseler çıkar büyükşehire aday olur.

20 milyonu seçime harcar, kendi reklamını yapar.

Kaldı ki aylardır kulislerde konuşuluyordu Akar’ın büyükşehir adaylığı.

Üstelik bir Kocaeli’den bir milletvekilinin Akar’ın seçim bütçesini finanse edeceği de söyleniyordu.

O vekille ayrı mı düştüler, ne oldu da genel merkezden bütçe talep edildi bilmiyorum.

Özel ve Akar görüşmesindeki konuşmada Fatma Kaplan Hürriyet konusu açılıyor.

Haydar Akar, Hürriyet’in genel merkeze çağırılmasını ve adaylık konusunda ne düşündüğünün sorulmasını istiyor.

Bunun üzerine iki gün sonrası için Fatma Kaplan Hürriyet genel başkanlık makamına davet alıyor.

Bu konuşmayla ilgili 2 iddia var.

Biri Akar’ın ‘Mevcut başkan ile İzmit Belediyesi’ni kazanırız’ dediği.

Bir diğeri ise ‘İzmit’i kazanabilecek başka isimler de var, yine de bir Fatma hanıma sorun’ dediği.

Ben görüşmede değildim.

Hangisi doğru bilmiyorum.

*

Çarşamba günü Fatma Kaplan Hürriyet genel merkeze gidiyor.

Buradaki görüşmede İzmit adaylığı konusunda bir uzlaşıya varılıyor.

Bu uzlaşıda birkaç önemli faktör var.

Birincisi anketlerde Fatma Kaplan Hürriyet ismi önde çıkıyor.

Kocaeli’de kıyamet kopsa yer yerinden oynasa da mevcut başkan Hürriyet halen anketlerde muhalefet açısından en güçlü isim.

Bildiğim kadarıyla iktidarın anketlerinde de Ak Partili aday adaylarının bir çoğunun önünde çıkıyor ismi.

Geride kaldıkları da var elbette.

O isimler bende kalsın…

İkincisi Özgür Özel yerel seçimlerde büyük bir sınava girecek ve bu sınavda başarısız olmak istemiyor.

Başarısız olacaksa da mevcut başkanlarla başarısız olmayı ve en azından ‘Bu başkanlar Kemal beyin seçtiği başkanlardı. Biz yeniden şans verdik yapamadılar’ bahanesini elinde tutmak istiyor.

*

Bu görüşmeler bir kenarda dursun ben anlatmaya devam edeyim.

Fatma Kaplan Hürriyet CHP Genel Merkezi’nde halen çok güçlü.

Her ne kadar kurultay sürecinde Özgür Özel’in açık destek isteyen ekibini oyalamış, açık destek vermemiş de olsa Özel ve ekibiyle bir geçmişi ve bağı var.

Üstelik bir de kurultay sürecinde Hürriyet’in karşısındaki hemen herkes tufaya düştü ve il başkanından milletvekillerine Kılıçdaroğlu’na destek verdi.

Herkes destek verirken Hürriyet’in en azından tarafsız duruşu bile genel merkez nezdinde takdir topladı.

Düne kadar CHP’de aklı selim kiminle konuşsam, hatta azılı Fatma Kaplan Hürriyet düşmanları da dahil, ‘Hürriyet yeniden aday olmak isterse İzmit adayı onu yaparlar’ diyordu.

Genel merkez matematiği bunu gösteriyordu.

Anladığım kadarıyla Fatma Kaplan Hürriyet, karşısında duran hemen herkesin desteklediği Hakan Tanta isminin İzmit’e aday olmasından da çekindi.

Koltuğunu eski dostu, mevcut düşmanı Hakan Tanta’ya kaptırmak istemedi.

İzmit’e olmazsa büyükşehirde kazanamayacağını gördü.

Siyasetten silineceğini düşündü.

‘Yeniden İzmit’ dedi.

İzmit için hayırlısı mıdır bilemem, Hürriyet’e adaylığı hayırlı olsun.

*

Gelelim Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin muhalefet tarafından kazanılamayacak olmasına.

Peki o halde Haydar Akar neden aday olmak istiyor?

Bu konuda tek bir iddia var kulaktan kulağa yayılan…

Haydar Akar kazanamayacağı seçime girerek partisi için elini taşın altına sokmuş olacak.

Böylece zaten kurultay sürecinde açık destek verdiği Özgür Özel için vazgeçilmezlerden biri olacak.

Büyükşehir’i kaybedecek ama karşılığında belki de İş Bankası Yönetim Kurulu’nda bir koltuk kazanacak…

Akar’ın çevresinde kiminle konuşsam kaybedeceği bir seçime girmeyeceğini ifade ediyor.

Yukarıda iddia ise görünürde kaybedilecek olan seçimin Akar için büyük bir kazanım olacağını gösteriyor.

Zaman ne gösterecek bekleyip göreceğiz.

Ancak geçmişteki Tahsin Tarhan örneğinden bildiğimiz üzere CHP’de bedel öder ve kaybedersen, sana bir şekilde kazandırırlar…

*

Yazının sonu gelsin artık diye ben de sizin gibi bir sıkıntın içine girdim.

3 A4 uzunluğunda bir CHP yazısı ne kadar yorucu.

Böylesini beklemezdim.

Son birkaç paragraftır Carmen’in O Fortuna’sı çalıyor.

Listedeki sıralama adeta benim köşeyi yazışıma ve konuların ağırlığına göre akıyor.

O Fortuna’nın ilk bölümüyle veda edeyim o halde. Buyurunuz;

Ey Kader,

ay gibi

döneksin,

hep büyüyen

veya küçülen;

menfur hayat

önce zulmeder

ve sonra teselli eder

canının istediği gibi