Yaşadığı birçok yıkıcı depreme, özellikle bir önceki yüzyılda yapılan plansız kentleşmeye rağmen, doğu ve batıyı birleştiren stratejik konumu ve korunaklı doğal liman kenti olması nedeniyle Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri boyunca sürekli yerleşim gören askeri(donanma), ticaret ve sanayi merkezi olan, önce Bithinya Krallığı’na sonra da Roma İmparatorluğu’na başkentlik yapmış, 4. Yüzyıl başlarında dünyanın en büyük ve en görkemli 4 metropolünden biri olan bir kentin üzerinde yaşıyoruz.
Tarih boyunca yaşadığı doğal afetler ve insan faktörleri nedeniyle antik dönem İzmit’i somut kültürel mirasının çok azı görülebilir durumdadır. Yazıktır ki İzmit’in tarihi zenginliği yerel kültürel politikalar bağlamında poli-şovenist söylem ve sloganlar dışında hiçbir zaman öncelikli bir gündem olmamıştır. Yine, son 50-60 yıldır plansız inşa edilen yoğun ve düzensiz konutlar, Nikomedeia kültürel mirasını ortaya çıkarmayı neredeyse imkansız hale getirmektedir.
Bunların yanında, İzmit kentinin antik dönemi üzerine yapılan akademik araştırmalar ve küçük ölçekli projeler olmasına rağmen, yeterli seviyede değildir. Türkiye bağlamında antik İzmit tarihi ile ilgili çok az sayıda akademik yayın bulunmaktadır. Bu da Nikomedia’nın Türk akademik dünyasının yeterince ilgisini toplayamadığını göstermektedir.
Gelin 2.000 yıl önce bu kentte hangi antik yapı ve alanlar varmış birlikte bir göz atalım.
Anıtsal Hipodrom (Circus Diocletianus): Roma döneminde hipodromlar at ve atlı araba yarışları, halk oyunları ve kitlelerin bir araya geldiği sosyal ve politik etkinlikler için inşa edilmiş toplanma yerlerinden biridir. Genellikle U şeklinde tasarlanmış, yüksek oturma alanları ve çeşitli heykellerle süslenmiştir.
Caracalla Hamamı: Roma halkının vücut temizliği ve yıkanma ihtiyaçlarına cevap vermek için yapılmış yapılardır. Roma İmparatorluğu’nun gelişimiyle birlikte bu hamamlar, tüm Roma şehirlerinde yaygın hale gelmiş ve sadece bir temizlik alanı olmanın ötesinde, toplumun her kesiminden insanın buluştuğu, spor yaptığı, sosyalleştiği ve kültürel etkinliklerin yapıldığı kompleksler haline gelmiştir.
Agora-Forum: Roma döneminde forumlar, şehirlerin merkezi alanları olarak toplumsal, politik, ticari ve dini hayatın odak noktasıydı. Halkın bir araya gelip tartışmalar yaptığı, devletin işlerini yönettiği ve ticaretin yapıldığı geniş meydanlardı. Her Roma şehrinde rastlanan bu alanlar, sadece sosyal yaşamın değil, aynı zamanda kültürel ve hukuki faaliyetlerin de merkezini oluştururdu.
Aya Pandeleomon Manastırı: Tıp ve iyileştirme konularında ünlü olan Pandeleomon MS 270 yılında Nikomedeia’da doğmuştur. Doktorluk yaparken aynı zamanda Hristiyan inancını yaydığı için öldürülmüştür. Adına günümüz Yenidoğan Mahallesi’nde inşa edilmiş Aya Pandeleomon Manastırı 1920’lere kadar ziyaret edilen dini bir yapıydı.
Tykhe (Fortuna) Tapınağı: Antik Roma döneminde Tykhe, yani Fortuna, şans ve kader tanrıçası olarak biliniyordu. Fortuna’nın tapınakları, genellikle çeşitli heykeller, sunaklar ve diğer ritüel nesneleriyle donatılırdı. Tykhe/Fortuna, bir şehri, bir topluluğu veya bireyleri koruyan ve onlara şans getiren tanrıça olarak büyük önem taşımıştır.
Demeter Tapınağı: Roma döneminde Demeter, tarım, bereket ve hasat tanrıçası olarak biliniyordu. Demeter tapınakları dini hem de sosyal etkinliklerin merkezi konumundaydı. Tapınaklarda düzenlenen ritüeller ve festivaller, tarımın ve hasadın bereketli geçmesi için yapılırdı.
Stoalı Cadde: Stoalı Caddeler, antik çağ kentlerindeki her iki yanı yanı sütun ve çatı ile desteklenmiş caddelerdir. Bu caddeler kentin kültürel ve ticari yaşamında önemli bir yer tutan, sosyal etkileşim merkezlerinden biri konumundaydılar.
Nympheon (Anıtsal Su Çeşmesi): Nympheon, genellikle anıtsal su çeşmeleri veya suyla ilgili anıtlar olarak bilinir ve genellikle suyun tanrıçaları veya nymphae’lere adanmış yapılardı. Hem estetik hem de pratik amaçlar taşıyordu; suyun sağlanmasının yanı sıra, sosyal ve dini etkinlikler için de kullanılıyordu. Nympheonlar, Roma’nın su yönetimi, mimari estetiği ve sosyal hayatındaki önemli unsurlardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Gymnasium: Gymnasiumlar, Roma İmparatorluğu’nun farklı bölgelerinde çeşitli biçimlerde inşa edilmiş ve kullanılmıştır. Özellikle büyük şehirlerde ve önemli yerleşim merkezlerinde bu yapılara rastlanır. Roma İmparatorluğu’ndaki gymnasiumlar, fiziksel eğitim, sosyal etkileşim ve sporun birleştiği önemli merkezler olarak rol oynamıştır.
Nikomedeia Antik Tiyatrosu: Roma tiyatrolarında genelinde olduğu gibi, Nikomedeia Antik Tiyatrosu da kentin kuzeyinde doğal bir yamaca yaslanmıştı. Tiyatrolar, şehrin sosyal ve kültürel hayatının merkeziydi. Burada çeşitli oyunlar ve aynı zamanda siyasi ve dini kutlamalar için kullanılırdı.
Tersane (Arsenal): İzmit Tersanesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir gemi yapım ve onarım merkezi olarak bilinmektedir. İzmit Körfezi’nin stratejik konumu nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu tarafından tercih edilen bu tersane, denizcilik faaliyetleri için kritik bir rol oynamıştır, savaş gemileri, ticaret gemileri ve diğer deniz araçları inşa edilip onarılmıştır.
Herakles Kutsal Alanı: Roma döneminde Herakles’e adanmış kutsal alanlar, Yunan mitolojisinin kahramanlık tanrısı Herakles’in Roma’da “Hercules” olarak benimsenmesiyle birlikte büyük öneme sahip olmuştur. Roma döneminde ona adanmış kutsal alanlar, tapınaklar, heykeller ve kült merkezleri birçok farklı bölgede yer almıştır.
Darphane: Roma döneminde darphaneler, imparatorluğun ekonomik sisteminin temel taşlarından biriydi. İmparatorluğun kontrol ettiği geniş topraklarda para basımı ve dağıtımı gibi önemli işlevleri yerine getirirdi. Ekonomik yapının devamlılığını sağlayan kritik merkezlerdi.
Yukarıda kısaca bahsettiğim antik dönem İzmit’inin tarihi yapı ve alanlarını konu aldığımız, proje koordinatörlüğünü üstlendiğim “Gez Çiz Yaz İzmit” projesinin “Antik Dönemden Günümüze İzmit’in Kaybolan Tarihi Yapıları” temalı 2024 sezonunda, projenin tarih danışmanlığını üstlenen Tarih Bilimci Onur Şahna’nın aktardığı bilgi ve görseller doğrultusunda, projede yer alan grup üyesi sanatçılar Akad Erzen, Ali Cihan Akyüz, Çiçek Polat, Ecaterina Nicolau, Erdem Arcan, Erol Efir, Feryal Bayram, Gül Anasal, Hasan Gümüş, İlhan Akbulut, Meltem Çömlekçioğlu, Onur Şahna, Selma Gün, Sema Şanel, Tülay Tanyol Pişkin’in ürettiği eserlerden oluşan karma sergi projesi gerçekleştirdik.
Bu projedeki amacımız; bir dönem İzmit’te var olduğunu bildiğimiz ama bugün göremediğimiz görsel eksikliğe sanatsal motivasyon yoluyla vurgu yapmak ve bu alanda daha fazla akademik araştırma ve çalışmanın yapılmasına ilham vermekti. Bu proje kapsamında 12 farklı sanat disiplininde 16 farklı sanatçı tarafından üretilen 21 eseri 3 Aralık tarihine kadar Kocaeli Arkeoloji Müzesi’nde ziyaret edebilir, antik dönem İzmit’i hakkında görsel canlandırmalar eşliğinde bilgi sahibi olabilirsiniz.
YORUMLAR