O kadar iğrenç yandaşlık yaptınız ki!

Türkiye’de medya sektörünün halini anlatmaya gerek yok.

AKP iktidarıyla birlikte muhalif medya türlü baskı yedi.

Basın İlan Kurumu ceza yağdırdı.

Sindirildiler.

Büyük gazete ve televizyonların hepsi satın alındı.

Bu gazete ve televizyonlarda nitelikli, gazetecilik refleksi olan gazeteciler elendi.

Geriye büyük oranda pespaye, beceriksiz ve yalaka bir gazeteci takımı kaldı.

***

Bunlar öylesine itici, öylesine kof işler yaptı ki toplumun bir kesiminde büyük nefret kazandılar.

Gazetecilere olan güven bu çapsız şahıslar tarafından yerle bir edildi.

Televizyonlar izlenilmez hale getirildi.

Kendi cenahları bile haber için damızlık kalan bir iki gazeteye bakmaya başladı.

Çünkü bu yandaşların yaptığı gazetecilik değil;

genelde itibar suikasti, tetikçilik, yağdanlıktan öteye geçemedi.

Hal böyle olunca karşılarındakiler de insan; kendilerine düşman yarattılar.

Ulusalda nasılsa aynısı yerelde de yaşandı.

Gazetecilik, Kocaeli’de kendini muhalif maskesiyle gizleyen tüccarlara ve gerçek manada tüccarlık yapanlara kaldı.

Bireysel arkadaşlıklarımız farklı ama mesele gazetecilik yapma tarzıysa pek çok kişinin kalbi kırılır.

***

Dün İzmit Belediyesi’ne gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sorulan bazı sorular sonrası, “Havuz medyasının gündemi farklı özgür medyanın gündemi farklı” dedi.

Bu tavrı doğru bulmadığımı ifade etmeliyim.

Gazetecileri toplantılarda “bozmak” malum sayın iktidar mensuplarıyla başladı.

Orada fikir işçisinin bireysel yıpratma amacı olamaz.

Kimsenin orada “Kılıçdaroğlu’nu da şöyle sıkıştırayım” diye derdi olmaz.

Ama sorulan sorularda bir sorun olmadığı kanaatindeyim.

Bununla birlikte muhalefeti bu hale getiren medya mensuplarının da kendi muhasebelerini yapması gerektiğini düşünüyorum.

***

İktidara yaranmak için yapılan türlü soytarılıklar itibarımızı yıprattı.

Bu soytarılar nedeniyle işini onuruyla yapan gazeteciler de olmadık yerlerde olmadık muamelelerle karşı karşıya kalıyor.

Beni bu hayatta en çok rahatsız edecek şey; itibar simsarı yalaka takımıyla aynı mesleği yapıyor gözükmektir.

Biraz onurlu olun, dik durun; gerçekten aç kalmazsınız.

Şeytan insanı rızkıyla korkutur.

Fakat bunu yapmak için taban lazım.

Birçoğunda ise ne yazık ki tabansızlık almış başını gidiyor.

——

BÜYÜKAKIN ÇOK DOLMUŞ

Dünkü Kılıçdaroğlu ziyaretinin ardından Gebze’de bir programa katılan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, CHP’li İzmit Belediyesi’ne ve CHP’lilere ilk kez yüksek tonda eleştirilerde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun, Hürriyet’e bilerek “Büyükşehir Belediye Başkanımız” demesi Büyükakın’ı çok rahatsız etmiş.

Milletin iradesine saygısızlık olarak değerlendirdi bu durumu.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’i ise ilk kez bu kadar net hedef aldı.

Büyükakın, Hürriyet’in çalıştırılmadığını iddia etmesine de cevap verdi.

“İzmit Fethiye Caddesi projesi kapsamında ‘ilgili belediyeye para verelim yapın’ dedik, ‘yok biz yapamayız’ dediler.

‘Neden?’

‘Donanımımız yok teknik ekibimiz yok’.

‘Personel verelim’,

‘yok, personel de istemiyoruz’ diyorlar.

‘Biz yapalım’, ‘o da olmaz’.

Ne yapalım? Derdiniz ne, derdiniz ‘iş yaptırmıyorlar’ diyerek oradan bir mağdur edebiyatı üretmek”

Bu diyaloglar Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2021 yılı ilk oturumunda yaşandı.

Büyükakın, göreve geldiğinden bu yana frenli gitmeye gayret ediyordu.

Polemiklere girmeyi istemiyordu.

Ancak dün bu perhize bir son verdi.

—-

İZMİT’İN ASKISI KISA GELDİ

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Askıda fatura” kampanyası İzmit Belediyesi tarafından da başlatılmıştı.

Destek verdiğim bir kampanyaydı.

Doğrudan müşkül durumda olan vatandaşa ulaşacak yardımlara kıymet veriyorum.

AKP’liler bu askıda fatura kampanyası kapsamında ne kadar ödeme yapıldığını sormuş.

Cevaptaki oran gerçekten çok düşük.

İzmit Belediyesi’nde bu projeden sorumlu kişilerin üstün körü değil samimi bir şekilde görevini yapması gerekirdi.

Hele AKP gibi Hürriyet’in her saniye açığını arayan bir muhalefet partisi varken.

Mesele her şeyi yapıyor gibi görünmek değil bazı şeyleri tam yapmak.