Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Tarihi kemerler neden toprağa gömüldü?

Aklım gerçekten almıyor.

Roma’nın doğudaki ilk başkenti Nikomedya, yani İzmit.

45 yıl boyunca Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan kentimizde o döneme ait eserler yok denecek kadar az.

Ya yıllar içerisinde inşaatların karşısında duramamış, yok edilmişler ya da ortaya çıkarılmasına izin verilmemiş.

*

Bu yıl şubat ayında Roma’daydım.

Her köşe başında bir eser var.

Binalar, yollar, heykeller, çeşmeler…

Her şey korunmuş.

Her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor.

Peki kentimizin tarih turizmi ne durumda?

Yok.

Bu yönde bir çalışma var mı?

İzmit Belediyesi’nin Çukurbağ kazıları var.

Ancak kentin tarih potansiyeline bakıldığında oldukça cılız kalıyor bu durum.

Orhan Mahallesi’ndeki amfi tiyatro için bir adım atılmıyor.

Bağçeşme surları dökülüyor.

Santa Barbara Kulesi unutulmuş.

Valiliğin tarihi eser olarak kabul ettiği ve çeşitli resmi sitelerde adına rastladığımız Midde Kuyusu’nu yıllar önce fotoğraflamıştım.

Üzerinde şimdi 4 katlı bir apartman var.

Yeni Turan Anaokulu yanındaki tarihi konağı herkes bilir.

O konak ile eski meşhur manavın arasında kalan bahçede bir tarihi çeşme kalıntısı var.

Çeşmenin kendisinin İstanbul’da müzede olduğunu hatırlıyorum, yanılıyor olabilirim.

O kalıntılarla ilgili yıllardır atılmış tek bir adım yok.

*

Bu sorunların sebebi Kocaeli Müze Müdürlüğü değil.

Müdürlüğün başında çok vizyoner isimler var.

Ancak Anıtlar Kurulupek çok işe engel oluyor.

Kocaeli’de tarihin ortaya çıkmaması için de gizli bir el sürekli çaba sarf ediyor.

Anlam veremiyorum.

Aklım almıyor.

*

Size çok basit bir örnekle bu kentin tarihi nasıl ortaya çıkarılmıyor anlatayım.

Kentimizin son yıllardaki en büyük yatırımlarından biri Başiskele’de yer alan Wellborn Otel.

Bu kentin çocuklarından Haluk Ulusoy tarafından 8 yıl önce hayata geçirildi.

Kocaeli’nin 5 yıldızlı otel ihtiyacının olduğu bir dönemde butik otel yapmak için yola çıkan Ulusoy elini taşın altına koydu ve bu beş yıldızlı oteli inşa etti.

Ulusoy otelin inşa sürecinde hiçbir masraftan kaçınmadı.

Mesela otelin hemen yanı başında yer alan Astakos antik kentinin liman bölümüne ait olduğu tahmin edilen tarihi duvar ve sütunları muhafaza etmek istedi, izin vermediler.

*

Haluk Ulusoy’un hayali, otelin hemen giriş kapsının bulunduğu bölgede yer alan bu antik eserlerin üzerine tonlarca yüke dayanabilen özel camlarla kapatmak ve ışıklandırma yapmaktı.

Bölgeden araçla geçmek bile mümkün olacaktı. Ancak Anıtlar Kurulu’ndan izin çıkmadı.

Ortaya çıkan tarihi eserlerin tamamı zarar görmeyecek şekilde yeniden toprağa gömüldü.

Kent tarihine sahip çıkmayan Kocaeli bir ayıbı daha hanesine yazdırmış oldu.

Haluk Ulusoy’a ‘olur’ vermeyen Anıtlar Kurulu hata yaptığını anlamış olacak ki İzmit Tepecik Mahallesi’nde yer alan bir inşaata tarihi eserlerin muhafazası için izin verdi.

*

O inşaatı yapan firma da özel bir camekanla tarihi duvarları sergilemeye başladı.

Binanın bodrum katı olarak kullanılan bölgesinde yer alan tarihi duvarlara pek iyi bakıldığı söylenemez.

Duvarların üzeri sigara izmaritleriyle dolu.

Fakat yine de tarihi eserlerin çıkarıldıkları alanda sergilenmesi güzel bir uygulama.

Aynı izin Haluk Ulusoy’a verilseydi şimdi Başiskele’de, sahilde büyük bir görsel şölen yaşıyor, kentimizin tarihini yakından tanıma fırsatı buluyor olacaktık.

Büyük bir fırsattı, değerlendiremedik.

Dilerim kent için bundan sonra atılacak her adımda bu kayıptan ders çıkarılır ve tarihe öncülük verilir.

BAŞİSKELE’DE GÖMÜLEN O ESERLER

image
image 1

TEPECİK’TEKİ O YAPI

image 2
image 3

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ