Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Sebahattin Aydın

Tüm fakirlere sesleniyorum: Çadır kurun!

İzmir depremiyle birlikte yine uyarılar silsilesi birbirini izliyor.

Zaten her depremde aynı şey oluyor.

99’da bir şehir yıkıldı ama ne oldu?

Gölcük Denizevler’i şimdiki yönetim daha geçen hafta yıkabildi.

O ağır hasarlı evlerde düne kadar oturanlar vardı.

Yani ilk depremde yıkılacak evler kullanılıyordu.

İzmir’de yine canımız yandı.

Enkaz ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Göçük altındakilerle ilgili mucize bekleniyor.

***

Her depremin ardından riskli binalar gündeme geliyor.

İzmir depreminden sonra da riskli binalarda oturmayın diye çağrılar yapıyor.

Devlet Bahçeli’nin böyle bir çağrısı olmuştu.

Bugün de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Beyefendi benzer bir çağrı yapmış.

Peki riskli binalar neden var?

Şehircilik bakanlığı ne iş yapar?

TOKİ, hep kar etmek için mi çalışmak zorunda?

Deprem kuşağındaki ülkemizde bir Şehircilik Bakanlığı’nın önceliği riskli yapıları tespit edip gereğini yapmak değil midir?

Yani biz mi çok şey bekliyoruz bu ülkeyi yönetenlerden.

***

Mesela deprem vergileri bu hasarlı binaların yıkımı ve yeniden yapımına destek olarak kullanılsaydı!

Duble yol duble yol diye iktidar vizyonu belirleneceğine deprem vergisiyle yol yapılacağına binalarda önlem alınsaydı nasıl olurdu?

Bu insanlar tamam riskli binalarda oturmasın;

Eyvallah çok haklısınız…

Peki nerede otursunlar?

Çadır mı kursunlar?

Çadırda mı ömürlerini sürdürsünler?

O zaman devlet olmanın gereğini ne yapacağız.

Bu insanların derdine derman olamıyorsa devlet neden vergi toplar?

Allah, vatandaşı onunla empati kuracaklarla haşereylesin.

VEFAKAR KOCAELİ…

Bizden çok büyük bir şey çaldılar.

Nedir?

Kendi içine dönüp düşünme…

Geçim derdi, çalışma şartları, iletişim araçları, sosyal medya derken insanlar gün içinde kendi içlerine dönüp hiçbir şeyin muhasebesini yapamıyor.

Ne büyük ziyandayız.

Düşünmeye fırsat bulamadan günün kargaşasının ve yorgunluğunun etkisiyle uyuyup kalıyoruz.

Uyandığımız andan itibaren ise bir şeylere yetişme çabası başlıyor.

Tolstoy’un “İnsan Neyle Yaşar” adlı kitabında en büyük ihtiyacın “Sevgi” olduğu vurgulanır.

Sevgi, beraberinde merhameti, iyiliği ve adaleti getirir.

“Kocaeli, vefakar bir şehir” dedik…

İzmit Depremi sonrası aynı acıyı yıllar önce yaşayan Kocaeli belediyeleri ve halkın desteğiyle İzmir’in yanında oldu.

İnsanın insana verdiği değeri ortaya çıkardı Kocaeli.

Kocaeli’nin tüm koca yürekli insanlarına saygılarımı iletiyorum.

Başiskele geri vitese yakın

31 Mart Yerel Seçimleri’nden önce yalandan da olsa önceki başkan Hüseyin Ayaz ilçenin adını duyurmuştu.

Yönetim ve yöntemlerini sevmesem de itiraf etmeliyim ki ilçe için bir vizyon ortaya koymuş.

Aslında kendisiyle bir sorunum yoktu.

Sadece herkes çok fazla övdüğü veya övmek zorunda kaldığı için bende kendisine karşı antipati oluşmuştu.

Fakat yeni başkan Yasin Özlü ile birlikte gördük ki Hüseyin Ayaz iyi başkanmış.

Hayal satsa da vizyonu varmış.

Başiskele’nin adını duyan var mı?

Başiskele Belediyesinin bir projesini veya etkinliğini duyan var mı?

Yok…

Başiskele’de vites boşa alınmış ama yokuş aşağı yol bitti.

Yokuştan alınan hızla düzlükte gidiliyor.

Kısa süre sonra ise bir yukarı yokuş başlayacak.

O zaman ne yapacaksınız?

Ha burada dün Gölcük Belediyesi, Türkiye’nin farklı illerinden seyahat acentalarını misafir edip ilçe turizmini geliştirmek için önemli bir toplantı yaptı.

7 Yıldızlı Kent vizyonunu geri plana atan Başiskele ise vardan yemeye devam…

 

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ