Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Gölcük Depremi’nin savcısından çok önemli uyarılar!

17 Ağustos 1999 depremini soruşturan savcılardan ve eski CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, “Enkazlar kaldırılmadan önce olay mahallinde delillerin toplanması çok önemli. Eğer bunlar alınmaz ise yargılamalar açısından eksik kalacaktır ve birçok sorumlu da bu yüzden cezasız kalacaktır” dedi.

17 Ağustos 1999 depremini

Kahramanmaraş merkezli depremde, yedi ilde soruşturma başlatıldı. 1999 büyük Gölcük depremini soruşturan emekli cumhuriyet savcısı ve 24. dönem CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, önemli uyarılarda bulundu.

Kahramanmaraş merkezli depremde, yedi ilde soruşturma başlatıldığına ilişkin bu önemli açıklamalarda bulunan emekli savcı Ali Özgündüz, “Bildiğim kadarıyla delil toplama faaliyetlerinede başlandı. Enkazlar kaldırılmadan önce olay mahallinde delillerin toplanması çok önemli. Eğer bunlar alınmaz ise yargılamalar açısından eksik kalacaktır ve birçok sorumlu da bu yüzden cezasız kalacaktır.
Dolayısıyla suçluların cezalandırılması, sorumluların hakettikleri cezayı alması için bu aşamada delillerin eksiksiz toplanması çok önemli” dedi.

“SUÇUN DELİLLENDİRİLMESİ HAYATİ ÖNEM TAŞIMAKTA”

Olay mahallinde yıkılan, hasar gören binalardan mutlaka beton, çakıl-kum, demir bağlantı ve demir örneklerinin alınması, bunların saklanması, labaratuvarda incelenmesi ve yine bu binalarla ilgili imar dosyalarının istenmesi, sorumlu kişilerin tespiti açısından çok önemli olduğunu belirten Özgündüz, “Asıl davanın delillerini bunlar oluşturacaktır. Burada TCK’nın 85. Maddesinde belirtilen taksirle öldürme suçundan dolayı soruşturma yapılıyor. Bu herhangi bir ihbara gerek olmadan resen soruşturulması gereken bir suç. 2 ila 15 yıl arasında gerektiren bir suç. Hatta artırımda olabilecek 1. taksir durumu olursa. Yarıya kadar da artırılabilir. Bütün bunların yapılabilmesi içinde suçun delillendirilmesi hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

“YÖNETMELİĞE GÖRE, KONTROL MÜHENDİSLERİ, İMAR MÜDÜRLÜĞÜ YETKİLİLERİ DE SORUMLU”

1999 büyük depremini de değerlendiren Ali Özgündüz, şunları söyledi; “99 depreminde Körfez’den Avcılar’a atanmıştım. E-5 kenarında Avcılar bölgesinde, çok sayıda bina yıkılmıştı. Biz o binalarda inşaat mühendisleri, teknikerler, teknisyenler, belediye yetkilileri ve üniversiteden bilirkişiler eşliğinde, bütün binaları dolaştık. Belediyeden ruhsat ve imar dosyalarını istedik. Olay mahallinde, bina hâli hazırdaki durumu, kaç kat olarak görüldüğü, betonla demirin hali. Bunların hepsi fotoğraflandı ve örnekler alındı. Demirin bağlantı yerleri. Kullanılan demirin perde de, krişte ve kolondaki vasfı durumu, korozyona uğrayıp, uğramadığı, kumun mevcut durumu, binada herhangi bir değişikliğin yapılıp yapılmadığı, yıkılan binalarda sağ kurtulan varsa onları dinledik.

Kolon kesme durumu var mı, yok mu inceledik. Bütün bunlar olay yerinde tespit edildi. Buna görede failler belirlendi. Sadece binayı yapan müteahhitler değil buradaki fail. Şuandaki yönetmeliğe göre, kontrol mühendisleri, imar müdürlüğü yetkilileri de sorumlu.”

“ADAM BİNAYI KAÇAK YAPMIŞ VE SİZDE BUNU AFFETTİNİZ”

“Keza şimdi başka bir durum daha ortaya çıktı. Biliyorsunuz iki sene önce bir imar affı çıkardılar. Şimdi adam binayı kaçak yapmış ve sizde bunu affettiniz. Ne oldu o bina yıkıldı, insanlar altında kaldı. Cesetler çıkarılıyor. Burada da sorumluluk kime ait? Bu da başka bir sorun. Elbette binayı yapanın kusuru vardır ancak, zaten yasal değil ki bu bina. Siz yasal olmayan binayı meşru hale getirdiniz. Bu işinde siyasi sorumluluğu olmalı.
Yıkılan binaların içinde İmar affından faydalanan vardır. Bunların sorumluluğu da siyasilerdedir. Vatandaşın da siyasilere bunun hesabını sorması lazım. Fakat ne yazık ki, herkes bir taraftan gayrimeşru iş yapıyor. Bir taraftan da yasallaşmasını istiyor. İşte sonuçta böyle felaketlerle, ağır sonuçlarla karşılaşıyoruz.”

“20-22 YILA KADAR ÇIKABİLECEK CEZALAR VAR”

“Sorumlulara verilen cezalar yeterli mi?” sorusuna da yanıt veren Özgündüz, “Şimdi burada 15 yıla kadar, duruma göre de 20-22 yıla kadar çıkabilecek cezalar var. Bu cezalar yeterli mi, değil mi bu ayrı bir tartışma. Bu haliyle bile bu kaçışları önlememiz lazım. Cezada bunun alt sınırı belki yetersiz denebilir. Taksirle öldürme suçu depreme özel bir suç değil. Genel olarak yani bir trafik kazasında da ölüm meydana gelse aynı madde uygulanıyor. Öte yandan yanlış tedavisi sonucu ölümde de aynı madde uygulanıyor. İşte yanlış bina, eksik malzeme ile bina yapıp insanlar öldüğünde de aynı madde uygulanıyor. Taksirle öldürme, kasten adam öldürme değil burada. Dolayısıyla da bu cezalar depreme ilişkin, deprem nedeniyle yıkılan binalara ilişkin bir özel düzenleme yapılabilir. Bu ayrı ama, bu haliyle bile savcıların, bu faillerin kaçmasını önlemek için hemen harekete geçmesi lazım. Hemen soruşturma başlatması lazım. Sorumluları tespit etmesi lazım acilen. Bunun içinde bölgeye 206 tane savcı-hakim görevlendirildi. Ancak yeterli değil. Çünkü orada otopsi işlemleri yapılıyor, olay yeri tespitleri yapılıyor. Orada ki bir çok savcı-hakimler mağdur. Bu 206 arkadaş hangi işlemi yapacak. Kısa sürede takviye edilmesi lazım. Kısa sürede faillerin tespit edilip, kaçmaları önlenmesi gerek.”

“DELİL TESPİTİ YAPILMADAN ENKAZLAR KALDIRILAMAZ!”

Ankara Barosu’da delil tespiti yapılmadan enkazların kaldırılması gerektiği duyurusunu yaptı. Barodan yapılan açıklamada şöyle denildi; “Deprem bölgelerinde, delil toplama ve toplanan deliller kapsamında olay yeri inceleme ve tespit tutanakları düzenlenmeksizin enkaz kaldırma işlemine başlanmasının önüne geçilmelidir. 1999 Marmara depremindeki olumsuz tecrübeler göz önüne alındığında, zaman kaybetmeden yapılacak bu tespit ve incelemeler sorumluların belirlenmesi ve yargılanması açısından hayati önem taşımaktadır. Ankara Barosu olarak, etkin bir soruşturmanın yürütülmesi ve sorumluların cezalandırılması için sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.”