Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Sebahattin Aydın

Bu işin şakası yok!

Yeni yılın başlangıcı hafta sonuna denk geldi.

Hafta sonları köşe yazmıyorum.

Esasen hafta içi her gün de yazmak istemiyorum.

Ama dükkan da boş kalmasın istiyorum.

Gündemde ne varsa ona dair bir iki satır karalıyorum.

Yazdıklarım günü geçiştiren şeyler.

İlgi alanım ve fikirsel yönelimlere dair yazılar yazmıyorum.

Çünkü yerel habercilikte kimsenin benim felsefi aforizmalarıma ihtiyacı yok.

Bugünkü yazı da ortaya karışık bir yazı olacak.

***

Ben sokakta insanların umutsuz ve mutsuz olduğunu görüyorum.

Eski heyecanların yok olduğunu hissediyorum.

Ekonomik ve siyasi atmosferin toplumsal bir bunalım oluşturduğu gayet açık.

Toplum bilimciler ve psikolojiyle ilgilenenler de böyle düşünüyor.

Ülkelerdeki gelişmeler, doğal olarak bireyleri doğrudan etkiler.

Ülke ekonomisi,

Siyasi istikrarsızlık,

Yönetenlerin söylemleri,

Hepsi toplum psikolojisini etkiler.

Türkiye toplumu hepsinin en ağırıyla imtihan ediliyor.

Bu nedenle herkesin psikolojisi bozuk.

***

Çeşitli meslek gruplarından insanlarla konuşuyorum.

İşçi, memur ve esnaf…

Geleceğe dönük olarak kimsenin bir umudu yok.

Ya da bana hep umutsuzlar denk geliyor.

En basitinden insanların bir ev alma hayali kalmadı.

Herkes günü geçirebilmenin gayretinde.

Ve bu gayret sonuçsuz kalıyor.

Ay sonlarında ödenemeyen taksitler,

Kredi kartı borçları,

Faturular,

Kiralar…

Liste uzayıp gidiyor.

Biz artık yorgun bir toplumuz.

***

Yeni yılla birlikte bir seçim dönemine girdik.

Önümüzde iki seçim var.

Ülke insanı bir tercih yapmak durumunda.

Bu işin şakası yok.

Geleceğimizi ipotek altına verdik.

Gelecek aylardaki krediler için çalışıyoruz.

Bu toplum artık bugününden de vazgeçti.

Eksiye indi.

Siyaset bir yere kadar.

Temel ihtiyaçlar hiyerarşisindeki gereksinimlerimiz üzerine bir yol açmamız lazım.

Daha sonra diğerlerini düşünürüz.

***

AK Parti iktidarı döneminde yozlaşmayan hiçbir şey kalmadı çok şükür.

Nasıl geldiler, nasıl gidiyorlar görüyoruz.

Diğer yandan alternatiflerine bakıyoruz.

Millet İttifakı’nda çatlaklar yaşanacak.

“Kim yönetecek?”ten daha önemli bir soru var!

Nasıl yönetecek?

Yeni bir sistem üzerine çalışılması lazım.

Bu çürük, bayağı, pespaye araç, uçurumdan aşağı düştü.

Bu çürük aracı kimin süreceğini mi tartışmamız lazım?

Yoksa kendimize daha kullanışlı bir araç hazırlamamız mı?

Aynı çürük aracı ben sürsem ne olur bir başkası sürse ne olur?

İki adım sonra yine arıza yapmayacak mı?

 

 

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ