Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Büyükakın ve işkenceye dönen sunum

4 saatlik bir uykudan uyandım az önce.

Canım çıkmış.

Sebahattin’le birlikte saat 13.30’da Kocaeli Kongre Merkezi’nde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın 4 yılda neler yaptığı ile ilgili sunumunu katıldık.

Geçtiğimiz yıl Tahir hoca 4 dakikalık bir sunum yapmıştı.

Dakikasında 1 milyar liralık yatırımı anlatmıştı.

O sunumu çok kısa bulanlar oldu.

Her yapılanın anlatılması gerektiğini savunanlar oldu.

Bu sebeple Tahir hoca konuştu da konuştu…

3 saatten fazla sahnede kaldı.

Uzun uzadıya bütün projeleri tek tek anlattı.

17 haber içeriği girdik programdan.

Canımız çıktı.

Her biri de önemli başlıklardı.

Ancak neye göre, kime göre önemli?

*

2-3 saat süren sunum işleri artık çağdışı.

İnsanlar bilginin en hap halini istiyorlar.

Bırakın gazete okumayı, video bile izlemiyorlar.

1 dakikalık reels videolarına dahi tahammülü olmayan kimselerden bahsediyoruz.

Bakın çok basit bir gerçeklikten bahsedeyim; program boyunca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin binlerce takipçisi olan sosyal medya hesaplarından canlı yayın yapıldı.

Bu yayınları anlık olarak 15-20 kişi izledi.

Hepsini tek tek takip ettim.

Sayı 30’un üzerine çıkmadı.

Binlerce takipçisi olan belediyenin hesaplarında canlı yayın videoları dahi izlenmezken, salondaki yüzlerce katılımcıya bu eziyet niye?

Tahir Büyükakın sunumun başında anlattı.

Derslerde dahi insanların dikkatinin yarım saat sonra dağıldığını ifade etti.

Peki o zaman bu uzun sunumda kim neden ısrar etti?

*

Büyükakın gerçekten 4 yıl içerisinde çok ama çok büyük işler başarmış.

4 milyar TL borç ödemiş.

Kasasına nakit para koymuş.

Vicdanı kör olmayan herkes tasarruf politikalarını, peşi sıra yükselen projeleri, belediyenin vizyonunu görür.

Bu sebeple sık sık yakın çevremle ve hatta eşimle tartışıyorum.

‘Bize Büyükakın’ı övme’ diyorlar.

Oysa ben Ak Partili Tahir Büyükakın’ın yaptıkları ile değil, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın kente kattıkları ile ilgileniyorum.

Ben gazeteciyim.

Siyasi bir tarafım yok.

Hiçbir siyasi partiye üye değilim.

Ne CHP’ye ne Ak Parti’ye bugüne kadar bir tek oy vermedim.

Benim için önemli olan kimselerin siyasi kimlikleri değil, kent için ne yaptıkları.

Sırf CHP’li diye kallavi iş adamlarının milyonluk imar rantlarını nasıl görmezden gelmiyorsam sırf Ak Partili diye kente hizmet edenleri de görmezden gelmeyeceğim.

Tahir Büyükakın’ın bu kente büyük hizmetleri oldu.

Ancak bana sorarsanız bugünkü sunumda bunları anlatamadı.

Saatler süren sunum tam bir işkence haline dönüştü.

Çok daha farklı bir şekilde, çok daha interaktif, çok daha kısa ve öz bilgilerle gerçekleştirilebilecek, akılda kalabilecek olan sunumdan gazete haberleri dışında vatandaşların zihninde hiçbir şey kalmadı.

Kalmaması da çok normal.

Herhangi bir şeye fazla maruz kalırsanız zarar görmeye başlarsanız.

İsterseniz Michelin yıldızlı bir restoranda çok lezzetli yemekler yiyin.

Fark etmez.

İşin sonunda o yemeklerin lezzetini değil, nasıl kustuğunuzu hatırlarsanız.

Ben de bugünkü sunumun ardından hiçbir şey hatırlamazdım.

4 saat boyunca kafamı yastıktan kaldıramadım.

İyi ki bazı notlar almışım da birkaç satır bir şey yazabileceğim.

*

Bana sorarsanız sunumun en çarpıcı yanı Tahir Büyükakın’ın bir anlamda geçmiş ile hesaplaşmasıydı.

Bilerek mi yapıldı bilmiyorum.

Ancak bana sunumun büyük bir bölümü belediyenin İbrahim Karaosmanoğlu dönemi ile karşılaştırması gibi geldi.

İbrahim Karaosmanoğlu tarafından hayata geçirilmek istenen Gebze Metrosu’nun kenti nasıl sıkıntıya sokacağını anlattı mesela Tahir hoca.

Belediye imkanları ile yapılıyordu bu proje.

Belediye yaparsa hiçbir hizmet yapılamayacağını, bu sebeple bakanlığa devretme başarısı gösterdiklerini söyledi.

Sadece bununla kalsa iyi.

İsteseydim Körfez İzmit arasındaki metroya başlardım dedi.

‘Ancak kentin geleceğini ipotek altına almış olurdum.

Tahir hoca nasıl da metro yaptı derlerdi fakat belediyeyi büyük bir yükün altına sokardım.

Yıllarca metronun borcu ödenirken kente hizmet yapılamazdı’ diye belirtti.

Yani İbrahim Karaosmanoğlu’nun Gebze Metrosu’nu belediye imkanları yapmak istemesinin yanlış olduğunu anlattı yani.

Sonrasında söylenenler ise geçmiş döneme eleştirilerin dozunu bana sorarsanız artırıyordu.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin borçlanamayacak bir belediye halinde olduğunu, 4 yıllık süre içerisinde borçlu belediye sıfatından güçlü belediye sıfatına geçtiklerini belirtti.

Şimdi birileri bunu Yuvacık Barajı borçları nedeniyle belediye borçlu belediyeydi, İbrahim başkanın bir kabahati yoktu diyerek çevirmek isteyebilir.

Durum hiç de öyle değil.

Tahir Büyükakın’ın ve İbrahim Karaosmanoğlu’nun bir biriyle kıyaslanması dahi büyük bir hakaret olur Tahir hoca adına.

4 yılda milyarlarca liralık yatırım yapan, bunun yanında Yuvacık Barajı’ndan kalan borçların 3’te 2’sini ödeyen Tahir Büyükakın bir yanda, 15 yılda belediyeyi borç batağından çıkaramayan, lüks ve şatafat içerisinde yaşayan, evinin yanına kendisine özel cami inşa ettiren, otobüslerinden lüks makam ciplerine kadar her yerde lüks karışık kuruyemişlerini eksik etmeyen İbrahim Karaosmanoğlu diğer yanda…

*

Geçmiş ile kıyas şu noktada önemli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde önümüzdeki yerel seçimler için bir adaylık yarışı var.

Rize ekibi Münir Karaloğlu adını kaşıyor.

Fikri Işık ismini de bir başka ekip kulislerde dolaştırıyor.

Bir diğer isim ise mevcut başkan Tahir Büyükakın.

Karaloğlu ve Işık benim nazarımda eski sistemin devamları.

Borç ödemeyen, göstermelik işler yapan, şahsi çıkarlarını daha bir ön planda tutan…

Büyükakın ise adaylığı konusundaki şu sözleri ile bile alkışlanmayı hak eden:

“Benim gönlüm üniversitedeki hocalığımdan yana. Ancak genel başkanım yeniden görev verirse asla bu görevden kaçmam.”

*

Ben sunumda Tahir Büyükakın’ı önceki yıllara nazaran daha net, daha sert buldum geçmiş dönemle alakalı konularda.

Bunun sebebi Ak Parti’de kendisi aleyhine bazı ekiplerin sürekli kara propaganda yapmasıyla alakalı olabilir.

Tahir Büyükakın her ne kadar derviş ruhlu olsa da onun da bir sabrı var.

Sürekli arkasından konuşanlara karşı başkanlığı döneminde neler yaptığını vura vura anlatması oldukça doğal.

Bu gibi durumlarda da eli oldukça güçlü.

Ne mal mülk, makam sevdasına düştü bugüne kadar ne itibardan tasarruf olmaz diyerek har vurup harman savurdu.

Belediyeyi içine düştüğü borç batağından çıkardı, kendi bütçesi ile 32 milyar liralık yeni yatırımlar yapabilecek hale getirdi.

Bir başkan için önemli olan etrafındaki şakşakçıların alkışlaması değil, kentin hayrını düşünenlerin vicdanındaki tartıdan temiz çıkmaktır.

4 yılda yaptıkları bir anlamda önümüzdeki 5 yılda daha yapabileceklerinin teminatı.

Yerel seçim döneminde vatandaşa düzgün anlatılabilirse, bugünkü sunum gibi sündüre sündüre, uzun uzun, işkenceye yakın bir tarzla heba edilmezse beklediği ve hak ettiği takdiri toplayacaktır.

*

Peki parti içerisindeki mücadeleden galip çıkar mı?

Sizin gördüklerinizi genel merkez de görüyordur elbette.

Siz razı iseniz Büyükakın’dan, genel merkezde razıdır herhalde.

Ayak oyunları ile, kuyu kazma ile bugüne kadar Ak Parti’de kim bir şeyler kazanmış?

Kim kuyu kazarak, dedikodu yaparak, arkadan iş çevirerek bir yerlere gelmiş?

Benim gördüğüm tek bir şey var o da halkı memnun ederseniz, partinizi de memnun edersiniz.

Halkı memnun edersiniz hiçbir güç sizi makamınızdan edemez.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ