Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Erdoğan gitsin de…

Seçimdi, siyasetti, tatildi filan derken bu aralar spor yapmayı iyice erteliyorum.

Bunun karşılığını naçiz bedenim bana misliyle gösteriyor.

Dün akşamüzeri eve çıkan Güllük Yokuşu’nda nefesim kesildi.

Ellerim buz gibi oldu, soğuk soğuk terledim.

Halbuki 50 metre yok yokuş.

Gazeteden çıkıp eve varmam 10 dakikamı almıyor.

Ama etten vücut bu işte, bir iki ay bile hamlamasına yetiyor.

İnsanın hamlamaması gerekiyor.

Düşüncelerin de hamlamaması gerekiyor.

Ne istediğini, neden istediğini bilmek gerekiyor.

Bugün bir kez daha gördüm ki düşüncelerim de hamlamak üzere, hemen kendime geldim.

*

Sözcü Gazetesi’nin internet sitesine Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlaştıklarını duyurdukları sırada Saygı Öztürk imzalı bir haber düştü.

Saygı Öztürk Sözcü’nün Ankara temsilcisi.

CHP içerisinde çok geniş bir kulis ağına sahip.

CHP ile yazdığı bilgilerin net ve doğru olduğuna inanıyorum.

Bu haber kısa süre sonra anasayfadan kalktı.

Neyse ki PDF’ni çoktan kaydetmiştim.

Haberin başlığı şöyle; “İşte Zafer Partisi’nin alacağı bakanlıklar”

İçeriğine baktığımda gözlerime inanamadım.

Yapılan anlaşmaya göre İçişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı yanı sıra TİKA ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da Zafer Partisi’nde olacak.

Elbette bu anlaşmalar tepki gelmesin diye tarafların imzaladığı protokolde yer almamış.

Olası bir tepki nedeniyle Saygı Öztürk’ün haberi bile birkaç dakika içerisinde al aşağı edilmiş.

*

Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Düşüncelerimdeki hamlık beni kör etmeyecek yalnız bundan eminim.

Ülkede geniş bir kesimde sadece Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı mevcut.

Bu durumu doğru bulmuyorum.

Tek bir adam gitsin de ne olursa olsun mantığıyla hareket edilmesini aklım almıyor.

Tek bir adam gidiyor tamam, ama sen yerine ne koyacaksın?

Lafı eveleyip gevelemeden söyleyeyim.

Evet ben Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeyi yönetmesini, Süleyman Soylu’nun İç İşleri Bakanı olmasını istemiyorum.

Fakat İç İşleri Bakanlığı’nda Ümit Özdağ’ın oturacağı bir ülkeyi de istemiyorum.

Kötünün iyisi gibi görülebilir Ümit Özdağ.

Geçiş dönemi olarak adlandırabilir birileri bu durumu.

Ben öyle bakmıyorum.

Bana göre kötü kötüdür.

*

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı pek çok hataya bu ülke muhalefeti göz yumdu.

Mezhepçilikle hazırladığı milletvekili listelerini herkes görmezden geldi.

Hiçbir oy getirisi olmayan siyasi partilere adaylığını garantilemek için milletvekilliği dağıtmasına herkes gözlerini kapattı.

Sadece kendi adaylığı için yaptığı hesap kitapları herkes duymazdan geldi.

Ben de öyle.

Ülkenin geleceği için bir ortak nokta bulunabileceğini düşündüm.

Millet İttifakı’nı destekleyen bütün siyasi partilerle bir görüş birliği olabilir aydınlık yarınlar için dedim.

Fakat dağıtılan bakanlıklar, yapılan pazarlıklar artık dayanamayacağım bir rahatsızlık yaratıyor bünyemde.

Benim dünya görüşüm, düşüncem belli.

Mevcut siyasi atmosferde anlıyorum ki düşüncemde bir hamlık oluşmuş.

Bunu üzerimden atıyorum.

Ümit Özdağ gibi bir kimsenin İç İşleri Bakanı olacağı bir ülkede yaşamak istemiyorum.

Mevcut durumu da kabul etmiyorum.

Açlık zamanında bana kurtlu ekmekle, çürümüş et arasında tercih yapmam söyleniyor.

Ben bu tercihi reddediyorum.

İnsanca yaşamak, insanca yönetilmek istiyorum.

Sadece seçim sonucuna yönelik pazarlıklarla yapılan iş birliklerine karşıyım.

Tek bir adam gitsin de ne olursa olun anlayışına karşıyım.

Ölümü görsem de sıtmaya da karşıyım.

*

“Bana sakın anlatmayın inanmıyorum

Bu ezbere bu demode cümlelere

Beni ikna edemiyor hiçbir cevap

Hiç aldırmıyorum bu gülmelere

Hadi versinler hadi cezamı razıyım

Hür doğdum hür öleceğim

Ya efendisi olacağım kendi hayatımın

Ya bu yerden gideceğim

Gelemem dolduruşa hepi topu üç kuruşa

Tav olan olana bir daha kül yutmam

Dünya halini de anlar bi üzülürüm ama

Vallahi billahi kin tutmam

Karşıyım her şeye karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

Karşıyım alayına karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?”

YORUMLAR

5 adet yorum var

  1. Biz AKP’lileşen, sağcılaşan, milliyetçi söylemleri benimseyen sözde yeni bir yönetim değil, değişim istiyoruz değişim. Gördük ki değişim ilk olarak muhalefette başlamalı.

  2. Hâlâ bazı şeyleri görememeniz üzücü çünkü kalktı zıt kutupları kucaklayıcı bir politika ile birleştirerek birilerinin memleketi yol geçen hanına çevirdiği şu günlerde çok doğru bir adım attı ve emin olun derdi koltuk değil çünkü eğer öyle olsaydı bu kadar farklı görüşler bir araya gelemedi
    Saadet partisi gönüllüsü olarak söylüyorum Kılıçdaroğlu’nu hiç sevmem ama gidip oy vereceğim çünkü inanıyorum ve bu birliktelik sayesinde güzel günler yakın
    (Lütfen bu köşe yazınıza bir daha göz atıp daha kucaklayıcı bir yazı yazınız)

  3. Sen gidersin İsveç’e kendini kurtarırsın !
    Erdoğan seçilirse bu halkın çoğunluğu ne
    yapacak ? Bencillik iyi bir şey değil ! Halkı düşünmek lazım.

    1. Çok erken dönmeseydin şaşardım.

      Eşin aday olmadığının öfkesi olarak değerlendiriyorum.

      Hiç kusura bakma Uğur’cum ama benim gözlemim ve düşüncem de bu maalesef…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ