Kimine, “Daha yeni mi kızmaya başladın?”,
Kimine ise “Sen kimsin de Cumhurbaşkanımız, velinimetimiz, haşmetli yiğidimize kızıyorsun?” gibi sorular sorduracak bir cümle başlık.
Bu cümleyi, tanıdım tanıyalı Erdoğan’a hiçbir şartta en ufak bir eleştiri yapmayan biri söyledi.
“Ne oldu neden hayırdır?” dedim.
“Ben pek anlamıyorum ama her şey bizim Cumhurbaşkanı’na bağlı değil mi?” dedi.
Teoride olmasa da esasen kesinlikle öyle.
Bu ülkede her şey Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında değil mi?
Cumhurbaşkanı’ndan farklı düşünmek mümkün mü?
***
Devam etti:
“Her fırsatta Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor. Zaten Kılıçdaroğlu bir şeyi yönetmiyor. Sürekli neden aynı şeyleri tekrarlıyor?”
Siyasette bir düşman belirlemek gerekir.
O düşmana karşı savaş verilmesi lazım.
Sizin zıttınız yoksa siz de yoksunuz.
Kılıçdaroğlu olacak ki AKP’li seçmen kitlesi tatmin olsun.
“Bak nasıl yine lafı yerine koydu Cumhurbaşkanımız” desin.
Bakınız;
Bu söylediklerimi ezbere konuşmuyorum.
Sayın Erdoğan, siyasi bir deha.
Toplumları peşinden sürükleyen, bir sözüyle milyonları sokağa döken bir siyasetçi.
Neyi neden yaptığını çok iyi biliyor.
***
Bulmuşum fırsatı kaçırır mıyım?
“Var mı seni başka rahatsız eden şey?” dedim.
“Dolar Avro bu kadar niye yükseliyor. Biri bir söz söylüyor dolar avro uçuyor. Birilerinin söz söylemesiyle ekonomi böyle dağılır mı?” dedi.
“Güçsüz ekonomiler kelebek yanında kanat çırpsa aynı tepkiyi verir. Ekonomimiz güçlü olmadığı için her şeyden etkileniyoruz” dedim.
“Belki 2023’ten sonra her şey düzelir” dedi.
“İnşallah” cevabını verdim.
Düzelir mi?
-İnşallah…
KOCAELİ’DE GAZETECİLİK YAPMAK ZOR
Sadece Kocaeli’de mi?
Elbette her yerde zor.
Gazeteciliğin kıymeti yok.
Neden mi?
Çünkü bu ülkede kimsenin doğruları duymak gibi bir derdi yok.
Sadece işine gelen şeyleri duymak istiyor.
Doğru kimin umurunda?
Bazen Uğur’la konuşuyoruz.
Ütopik şeylerden bahsediyor.
Limon satmak falan gibi.
Kişisel konforuna düşkünlüğü had safhada olan bir adam olmasa, klima karşısında fan açan biri olmasa aklına uyup limon satasım geliyor.
Bazen beziyorum bu gazetecilikten.
Herkesin suratına kapıyı çarpıp “Ne yapıyorsanız yapın” diyesim geliyor.
BİZİM MESLEKTEKİLER MÜTHİŞ RİYAKAR
Gazeteci meslektaşlarım ekseriyetle riyakar.
Bugün söyledikleri yarınkini tutmuyor.
Hop orada hop burada.
Lafa gelince en büyük gazeteci bizimkiler.
Onlara da bu ara kafayı takıyorum.
Kim kimden ne reklam almış, kim hangi ihaleyi çözmüş herkes birbirinin peşinde.
İşsizlik böyle bir şey olsa gerek.
Biz haberle uğraşmaktan KİM NE YAPIYOR gibi gereksiz işlerle uğraşmadığımız için garip geliyor.
Bakmamakta da en iyisini yaptığımızı görüyorum.
Içi cürük elma sürüsü bi nane olmaz
Malatya’da sen hiç muz yetiştiğini duydun mu?
Tüm meslek gruplarındaki durum ortada,gazeteciliği yok etmeye yeminli gibi davranan medya dizaynatoru yavşak çomargillere kimse ses çıkarmazsa onlarda istediği gibi at koşturacağız derken mesleğin içini boşalttığını da farkeder farketmesinede,embesil eşşek çomargillerin kavrayamadığı İzmit Çocuklarına,kendi evlatlarına,kendi torunlarına nasıl zor ve satılık bir dünya bıraktıkları!UMUTSUZLUK YOK,sevgi ve saygılarımla sayın gazeteci.
Aylak bakkal t…k tartarmis!!!
Riyakar meslektaslarina gelsin o zaman “Aylak bakkal t…k tartarmis”