Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
admin

Görme, Bilme, Duyma…

Her insan, erkek yada kadın fark etmeksizin birliktelik yaşadığı kişinin geçmişini merak eder.

Çoğu zaman‘’ nasıl biriyle birlikteymiş? ’’sorusuna cevap ararken ‘’benden daha güzel mi ya da yakışıklı mı? ’’merakı ibreyi oynatmayı başarır.

Her ibrenin oynaması karşı tarafı hareketlendirir. Bu hareketlilik merakını giderme olarak düşünülse de aslında başlı başınca’’ güvensizlik’’ meşalesini ateşlemiş olur.

Şimdi diyeceksiniz ki ; yahu ben güvensiz bir şey yapmadım ki ,ondan çok önceydi yani geçmişti o yoktu bile …

Evet haklısınız geçmiş sizi, gelecek ikinizi ilgilendirir .

İlgilendirir de bu sadece mantık diziliminde geçerlidir.

Söz konusu ‘’DUYGULAR‘’ olunca maalesef sizin savunmalarınız meşaleyi körükleyecek ispirto yerine geçiyor.

Hani çoğu zaman geçmişimi bilirse içi rahat olur diyoruz ya işte oda öyle olmuyor.

Karşı taraf sizin geçmişiniz hakkında ne kadar bilgi edinirse o kadar fazla senaryo yazmaya müsait hale geliyor. Sadece senaryo yazmıyor hemen kendisiyle eşleştirmeye başlıyor.

Zihni hemen sizinle yaşadıklarını teraziye alıyor.

‘’Acaba bana da böyle kelime söyledi mi, Bana da aynısını yapar mı, Ondan vazgeçmiş benden de geçer mi, Onunlayken yalan söylemiş bana da söyler mi?’’

Sadece kendini kurmaz aynı zaman da birlikte biriktireceğiniz anılara da çeltik atarsınız.

‘’Buraya birlikte gitmişsiniz ben gelmem, Bu pozu onunla vermişsin ben vermem ,Tek taş ona da takmışsın ben takmam, Bu yemeği ona da  yapmışsın ben yemem’’ daha o kadar çok yazabilirim ki …

Bu tripler bazen hiç aklınıza gelmeyecek saçmalığa ulaşabilir.

Birliktelik yaşadığınız kim olursa olsun bu süreci fark etmeden yaşarsınız.

İyi anlaştığınız kız arkadaşınızı diğer arkadaşınıza anlatmanız bile bu çetrefilli yola sizi sürükleyebilir.

İki kız arkadaşın ya da erkek arkadaşın arasını açabilir.

Bu iletişim; ilişkinizin sadece güven zeminini oynatmakla kalmaz.

Tartışmalarda kendini göstermeye başlar. Asıl yıkımlarda bu süreçte başlayacaktır.

Kendi geçmişi yüzünden yargılanan karşı taraf, zırhını üzerine çektikçe ;irdeleyen taraf yumuşak tarafı olduğunu düşünerek daha çok çomak sokmaya çalışacaktır.

Karşı taraf anlatmaktan kaçındıkça ;irdeleyen taraf ‘’kesin gizlediği bir şeyler var yada unutamadı mı ‘’diyerek sohbet amaçlı ufak bir kelimeyi ‘’hala onunla birliktesin ben biliyorum’’a kadar çekerek şizofren bir hal almaya başlar.

Bu sürecin ipinin ucu o kadar kaçar ki masumhane bir şekilde ilişkisinde şeffaflık isteyen bireyin ilişkisi deforme olur ya biter ya da yaralı bir ilişkiyle yola devam etmeye çalışır.

İlişkisi yara alan kişi pozitif ve toparlayıcı bir bireyse ilişkisini kurtarır ama eğer değilse ilişki kan kaybederek biter.

Bunun tam tersi olma ihtimali yok mu ?

Olmaz olur mu ?

Var tabi…

Bunun içinde kendini ve partnerini her koşulda ve şartta, iyiliğiyle kötülüğüyle kabul etmesinden geçer.

Hani nikah memuru soruyor ya ‘’hastalıkta ve sağlıkta vs…’’

Her ilişki bir söz ,bir nikahtır.

Yol arkadaşınızı tüm günah ve sevabıyla kabul edip yola başlarsanız, yolda ne su kaynatırsınız nede tekerleği değiştirmeye çabalarsınız.

Yaşanmışlığınızı yaşanmışlığı olarak gören yerine , yaşanmış bitmiş olarak kabul edene denk gelmeniz dileğiyle…

Serpil Kazan, 

Eğitim&Danışmanlık,

İlişki ve Evlilik Danışmanı,

Icf Profesyonel Yaşam Koçu,

Kurumsal Marka ve İmaj Danışmanı,

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ