Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Hadsizlik ve gazetecilik

Herkes az ya da çok duygusaldır.
Ben çok duygusal olanlardanım maalesef.
Genel olarak duygularımla hareket eder, çabuk sinirlenir, çabuk öfkelenirim.
Sinirim de, öfkem de bir o kadar hızlı geçer gider.
Bütün kararlarımı ani alırım.
Genelde de ağzıma ne geldiyse söyler, ne düşündüysem o anki halet-i ruhiyemle yazarım.
Bu defa öyle yapmıyorum.
*
Sabah kalktım, Yoda’nın maması bitmiş.
Önce mama almaya gittim.
Ardından evde kahvemin bittiğini fark ettim, çekirdek kahve almaya indim.
Sonra eve geri döndüm.
Kahvemi demledim.
Dün kitap okumaya vaktim olmamıştı.
Bir saat kadar kitap okudum.
Sabah gözümü açtığımda karşılaştığım o basitliği, o sıradanlığı, o cahilliği unutmak istedim.
Büyük ölçüde unuttum da.
Fakat ben unutsam da siz unutmayın diye bir kenara not düşeyim istedim.
Bit de tabi gerekene, hak eden, gerektiği gibi, hak ettiği gibi cevap vereyim istedim.
*
Öncelikle şunu belirteyim, bir iki isim daha “Böyle haber mi olur” minvalinde çıkışlarda bulunmuş.
Onlardan bahsetmeyeceğim.
Çünkü onlar sizi değil, beni ilgilendiriyor.
Herhangi bir görevleri yok, tanıdığınız ettiğiniz kişiler değiller.
Hepsinden öte onların basına karşı olan tavırları sizin seçim sürecinde vereceğiniz kararları etkilemez.
Ancak birazdan anlatacaklarım etkiler, etkilemeli de…
*
Şimdi anlıyorum ki fazla sakinlik de iyi değil.
Bir türlü konuya giremiyorum…
Efendim malum, dün akşam CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atasoy Bilgin’in seçim beyannamesi sunumu vardı.
13 ayrı haber yayınlamışız bu programdan.
Atasoy Bilgin’in seçim şarkısını sözleriyle birlikte kamuoyuna duyurmuşuz.
Bütün projelerini tek tek yazmışız.
Ne konuştuysa kamuoyu ile paylaşmışız.
Bu haberlerin yanında bir haber daha yayınlamışız, işte bütün mesele o haber…
*
Aslında oldukça kısa bir haber.
Şu ifadeleri içeriyor;
“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atasoy Bilgin seçim vaatlerini bugün Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen 31 Mart 2024 seçim beyannamesi sunumuyla anlattı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı programda 10 kişilik bir genç grubu sürekli Atasoy Bilgin için slogan attı. Gençlik kolları üyesi olmayan, kimsenin tanımadığı gençler parayla mı tutuldu merak konusu oldu.”
Sabah gözümü açtığımda Atasoy Bilgin’den şöyle bir mesaj vardı telefonumda;
“Çok ayıp etmişsin
Solcu, devrimci gençlere hakaret ediyorsun.
Bütün kocaeliyi süsleyen gençler onlar.
Yazık gerçektekten çok yazık sana”
*
Ne yapmışım da ayıp etmişim ben Atasoy Bilgin’e?
Haber yaparak mı?
Soru sorarak mı?
Bütün bir salon aynı sorunun cevabını merak ediyor, sürekli birileri yanıma gelip ‘Kim bunlar diyor?’, gençlik kollarına soruyorum bir Allah’ın kulu o gençleri tanımıyor.
Hepi topu 5-10 genç, sürekli olarak slogan atmaya çalışıyor.
Atasoy Bilgin’i pohpohlamak için adeta talimatla bekliyor, sunumun belli yerlerinde belli sloganları tekrarlıyor.
Program bitti, eve gidiyorum.
En az 10 kişiden telefon aldım.
‘O gençleri parayla mı tutmuşlar’ diye soruyorlar.
Peşi sıra insanlar sorunca, telefon gelince ben de bu iddiaları gündeme taşıyorum ve kimdi bu gençler, parayla mı tutuldular herkes merak ediyor diyorum.
Aman Allah’ım demez olaydım.
Bir trol edasıyla, adını soyadını vermeden gazeteciliğime yapılan yorumlar, satılmışlığımdan filan bahseden densizler…
Hepsi bir yana sabah gözümü açtığımda telefonumda aday olunca başkan olmuş havasına bürünen, haber okumayı beceremeyen, haberde dile getiren iddiaları bir ithammış gibi üzerine alınıp küplere binen bir cahilin mesajını görüyorum.
Bu kenti yönetmeye talip bir kimsenin bir gazeteciye bu şekilde bir mesaj atması akıl alır gibi değil.
İlgili habere yapılan sistemli yorumları, arkamdan edilen küfürleri, Atasoy Bilgin’in trollerinin gazeteciliğime ve kişiliğime ettiği küfürleri hiç saymıyorum.
*
Peki ben ne yaptım.
Tam 5 saat boyunca Atasoy Bilgin’in seçim beyanname sunumunu takip ettim ve haberleştirdim.
Tek tek bütün vaatlerini kamuoyuna duyurdum.
Seçim şarkısını kamuoyuna duyurdum.
Üstelik bir de pozitif ayrımcılık yaptım.
Muhalefetin adayıdır, çok fazla eleştirmeye gerek yok diye düşündüm.
Sosyal belediyecilik vaatlerinin yarısından çok daha fazlasını hali hazırda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiğini anlatmadım.
Ne büyükşehiri analiz etmişler, ne ayakları yere basan tek bir seçim vaatleri var böyle beyanname mi olur demedim.
Kocaelilere hiçbir şey vaat etmiyor, İBB’nin İstanbul için özel olmayan vaatlerini genel geçerleri kopyala yapıştır yapmışlar demedim.
Arkasında dizilen 12 ilçe belediye başkan adayının 12’sinin de kendisini aday olarak istemediğini, kerhen gelen adaylık nedeniyle partililerin salonu doldurmadığını, programa ilgi göstermediğini söylemedim.
1.300 kişilik salonu bile dolduramayışını Atasoy Bilgin’in vasıfsızlığı ile ilişkilendirmedim.
Genel başkan Özgür Özel’e rağmen CHP’lilerin Atasoy Bilgin’in vaatlerini dinlemeye gelmediğini filan anlatmadım.
Salonda Atasoy Bilgin’i o slogan atan 5-10 genç dışında kimsenin umursamadığını, Derinceli Sertif Gökçe’nin onda biri kadar ilgi görmediğini de söylemedim.
Öyle ya iki isim de Derince Belediye Başkanlığı için talip olmuştu.
Atasoy Bilgin’e daha büyük bir görev verildi.
Ancak bir ilçe belediye başkan adayı olan Sertif Gökçe’nin onda biri kadar heyecan yaratamadı.
Bunlardan da bahsetmedim.
*
Ne dedim?
13 haber içerisinde sadece tek bir haberde bütün bir salonun merak ettiği soruyu sordum.
“Slogana tan gençleri parayla mı tuttular merak konusu oldu” dedim.
Karşılığında hadsiz bir mesaj aldım.
Karşılığında satılmış kalem oldum.
Atasoy Bilgin’den para almadığım için bu haberi yazdığımı iddia eden şeref yoksunları oldu.
Merak ediyorum, Atasoy Bilgin büyükşehir adaylığı için PM’den haber beklerken bu kentte onunla ilgili olumlu yazan tek isim kimdi?
Herkes ona söverken, herkes onu eleştirirken ‘CHP Genel Merkezi’nin bir bildiği var. Atasoy Bilgin yanlış bir isim değildir’ diyen kimdi?
O zamanlarda da mı satılmış bir kalemdim?
Sürekli satılıyorum ama ay sonunu zor getiriyorum, çok kötü bir tüccarım sanırım…
*
Geleyim o gençlere.
Gençler CHP’li değilmiş.
‘Solcu gençler’ diyenler oldu, ‘Bilmem neci gençler’ diyenler oldu.
Para almadıkları konusunu bana ana avrat sövdükleri yorumlarda belirtmişler.
En azından para konusu açığa çıkmış oldu.
Bu gençler Atasoy Bilgin’e inanmış.
Bu gençler Atasoy Bilgin’e güvenmiş.
Bu gençler Atasoy Bilgin’e gönül vermiş.
Bu sebeple bütün bir kampanyada aktif görev alıyorlarmış.
Salonda da o yüzden bir araya gelip peşi sıra sloganlar atmışlar.
Yani benim anladığım Atasoy Bilgin hizipçilik yapıyor, yeni bir gençlik kolu yapılanması oluşturuyor.
Hiçbiri partiye üye değil, hiçbirinin parti rozeti yok…
‘Atasoy Bilgin gönüllüsü’ olmuş hepsi.
Bundan ne Derince ilçe başkanı Aliş’in, ne İzmit ilçe başkanı Burak’ın, ne il başkanı Zeki’nin haberi yok tabi.
CHP’nin iç işleri…
Beni ilgilendirmez.
*
Aslında anlatmak istediğim çok sade ve özdü ama sade ve öz anlatamadım.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, hakkında çıkan, ve olumsuz bir ifade dahi içermeyen, soru soran tek bir nedeniyle küplere biniyor ve telefona sarılıp hadsizce bir mesaj atıyor.
Yetmiyor, yandaş trollerini üstüme salıyor.
Ayıpsa ayıp budur.
Yazıksa sana yazıktır Atasoy Bilgin.
Aday oldun diye, üzerine ceketi giydin diye kendini nimetten saymaya mı başladın?
3-5 kişi alkışladı diye ‘büyük başkan’ mı oldun?
Ben senin öfke nöbetlerinden sonra, 2-3 duble rakının peşine eline telefonu alıp peşi sıra mesaj döşeneceğin kimse değilim.
Ben gazeteciyim, ne gördüysem, ne duyduysam onu kaleme alırım.
Senin emirerin değilim.
Hele ki satılık hiç değilim.
Siz alışmışsınız 2 duble rakı ısmarladığınız kimselerin hakkınızda olumlu şeyler yazmasına.
Hakkınızdaki tek bir olumsuz yazıda rakibinizin o gazeteciyi satın aldığını düşünüyorsunuz.
Düşünceniz kirli.
Anlayışınız kirli.
Bu sebeple dünyayı kirli görüyor, herkesi kirlenmiş sanıyorsunuz.
*
Beni en iyi senin basın iletişim sorumlun Orhan Karahasan tanır Atasoy Bilgin.
Başkalarının aksine yıllardır mekanına giderim, kalkarken hesabımı öderim.
Kimsede ne param kalır, ne kimseye borçlanırım.
Bu zamana kadar Orhan Karahasan’a tek sitemim, ‘CHP’li aday bizi aramıyor, ziyaret etmiyor’ şeklinde oldu.
Ne reklamın konusunu açtım, ne paradan bahsettim.
Bunun aksini iddia edenin alnını karışlarım.
*
Dün akşam yayınladığım 13 haber içerisinde tek bir haber için yazdığın mesaj ve trollerinin hakaretleri için bu kadar detaylı anlatıyorum.
Ben gördüğümü, duyduğumu, bildiğimi, düşündüğümü yazıyorum.
Hiçbir siyasi partiye üyeliğim yok.
Düzen partilerinin hiçbirinin siyasetini doğru bulmuyorum.
Bu yüzden senin bakış açına, senin anlayış kapasitene birkaç beden büyük geliyorum.
Tarafsızlık nedir, gazeteci nedir, haber nedir, nasıl okunur, nasıl anlaşılır bilmiyorsun.
Öğrenmeye de niyetin olduğunu düşünmüyorum.
31 Mart’ta şöyle olur, 31 Mart’ta senin gibi düşünenlere şunlar olur filan dememe gerek yok.
Kocaeli’nin bir yıldız parlatıcısına ihtiyacı olmadığını herkes biliyor.
Söz konusu kent yönetmekse ben kendi adıma en azından okuduğu haberi anlayan, o haberi kaleme alan gazeteciye hadsiz mesajlar atmayan, trollerini o gazetecinin üzerine salmayan bir başkan isterim.
Hepsi bu…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ