Öğleden sonra telefonum çaldı.
Artvinli bir dostum bölgede işlenen bir cinayeti anlattı.
‘Harun Yıldızlı neden sessiz’ diye sordu.
Anlatılanları hayretler içerisinde dinledim.
Paylaşıyorum…
*
Kocaeli’den Artvinli Merttürk ailesine ait olan Yapı Soy Beton firması memleketlerinde bir konaklama tesisi ve mesire alanı inşa etmek istiyor.
İnşaatın adresi Artvin Borçka.
Ancak söz konusu bu inşaatta bir çevre katliamı söz konusu.
Çok sayıda ağaç kesilecek.
Bu sebeple Çifteköprü Köyü sakinleri projeye karşı çıkıyor.
Eylem yapıyorlar.
Dün eylem yerine Fikret Merttürk ve Özkan Ustabaş geliyor.
Eylem yapan köylülerle tartışıyorlar.
Bu sırada Merttürk’ün aracındaki silahı alan Ustabaş önce havaya ateş açıyor.
Köylüler jandarma çağırıyor.
Olay yerine 2 sivil jandarma geliyor ancak bir müdahalede bulunmuyor.
Jandarma olay yerinde beklerken Ustabaş, Merttürk’ün silahını bu defa köylülere doğrultuyor ve bir ikişiyi öldürüyor, iki kişi yaralıyor.
*
Telefonla beni araya dostum Harun Yıldızlı’ya sitem ediyordu.
Yıldızlı malum Artvinli.
“Kendi memleketinde bir çevre katliamı var ses çıkarmıyor” dedi önceleyin.
Sonra çevre katliamını yapan firmanın Merttürk ailesine ait olduğunu ifade etti.
Cinayetten bahsettikten sonra ise “Hadi çevre filan umursamıyorsun da, ağaç için direnen köylüyü vurarak öldürüyorlar neden tek kelime açıklama yapmıyorsun” dedi.
Harun Yıldızlı’nın yaşananlardan haberi olmayabileceğini ifade ettim.
Haberi olsa açıklama yapardı dedim.
Hem memleketini hem de milletvekili olduğu kenti ilgilendiriyor çünkü konu.
Hem doğa katliamı var ortada hem de acı bir cinayet.
Bu konuya koskoca milletvekili neden sessiz kalsın?
*
Merttürk ailesinin şirketi Yapı Soy Beton projeden çekildiğini duyurdu.
Ustabaş tutuklandı, Fikret Merttürk ise serbest bırakıldı.
Ben olayları Sendika.org’tan öğrendim.
Halkevleri Hukuk Sekreteri ve aynı zaman yaralıların avukatlığını üstlenen Av. Haktan Özkan, kararı Sendika.Org’a değerlendirmiş.
Özkan Ustabaş’ın tutuklanmasının beklenen bir durum olduğunu ancak Merttürk’ün de tutuklanması gerektiğini ifade etmiş.
Merttürk için yalnızca tek bir ifadeye dayanılarak karar verildiğini belirten Özkan, bunun kabul edilemez olduğunu belirtmiş.
Özkan’ın ifadeleri şöyle:
Ustabaş’ın tutuklanması beklenen bir durumdu ancak silah sahibi Fikret Merttürk’ün de tutuklanması gerekirdi. Mahkeme Fikret Merttürk hakkında karar verirken yalnızca bir ifadeyi baz almış. O ifadede silah Merttürk’ün olmasına rağmen silahı onun sıkmadığı, Ustabaş’a “Ne yapıyorsun, o benim silahım” dediği belirtiliyor.
Ama başka tanık ve yaralı ifadelerinden anlıyoruz ki, Ustabaş Merttürk’ün silahının yerini biliyor, hızlıca yerinden alabiliyor. Bazı yaralı ve tanıklar Merttürk’ün “Benim silahım, istediği gibi sıkar” diye bağırdığını da söylüyor. Yine farklı yaralı ve tanık ifadelerinde orada bulunan köylülerin Ustabaş ateş ederken ona engel olmaya çalışmasına Merttürk’ün engel olmaya çalıştığı belirtiliyor.
Bu kadar şaibe varken Fikret Merttürk hakkında bu kadar hızlı karar verilmemeliydi.
Tedavi süreci ve ağrılarından dolayı henüz ifade veremeyen yaralılar var.
Tanıkların zaten hepsi vermedi. En azından yaralıların ifadeleri alınana kadar bekletilmesi gerekirdi.
*
Harun Yıldızlı’nın Artvin’deki çevre katliamı ve cinayetten bu ana kadar haberi yoksa eminim bu yazıdan sonra gerekli açıklamayı yapacaktır.
Öyle ya kimi neden korusun, yaşananları bildiğinde neden görmezden gelsin?
Harun ve onun benzerleri. CHP’li istila etmiş Gürcüler. Bu arkadaşların solculuğu hikayedir. Gürcülükleri de ancak zengin Gürcüler içindir. Artvin’de doğa katliamını kankaları zengin Gürcü yapar ses etmezler. Orada direnen gariban Gürcü öldürülür. Yine ses etmezler. Bunlar parayı sever. Gürcünün de müteahhit olanını severler.
CHP’de o kadar Artvinli var neden ihaleyi Harun beye bırakıyorsunuz? Hiçbir artvinli ağzını bile açmıyor olaylara. çok yazık