İzmit’in çöpü

İzmit Belediye Meclisi Toplantısı’nı bugün Fatma Kaplan Hürriyet yönetti.
Meclisin son 10 dakikasında bilgisayarı açıp dinleyebildim.
Duyduklarım aşağı yukarı şunlardı;
“Basın sürekli beni yazıyor, başka bir şey yazmıyor.”
“Çöp izmaritini büyütüp çöp dağları olarak yazıyorlar.”
“MESEM yolsuzluğunu yazmıyorlar.”
“Başkasını eleştirmiyorlar.”
“Sadece bizi eleştiriyorlar.”
“Kalemşörler.”
*
Kim kalemşördür, kim değildir ben bilemem.
Ancak Koca bir camiayı, Kocaeli basınını lekelemek doğru değil.
Bazı satılmış kalemler nedeniyle koca bir kent basınını karalamak akıl alır değil.
Bunu bilirim.
MESEM konusunu günlerce yazdı bu kentin basını.
Görebildiği kadar yolsuzlukları da yazdı.
Anlayabildiği kadar yıllardır Sayıştay raporlarını okuyarak yaşanan sıkıntıları da yazdı.
Hakkınızda iki olumsuz haber çıktı diye bütün bir meslek grubunu hor görmek, aşağılamak, itip kakmak nedir?
Sosyal medya profillerini kent basınından güçlü sananların girip bu haberleri okumasını pek beklemiyorum aslında.
Ancak yazılanları, çizilenleri, başta Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne olmak üzere yöneltilen eleştirileri görmezden gelip, kendileriyle ilgili yazılan her haberde kurşun yemiş asker gibi kendini yerden yere vuranlara da bir dur demek lazım.
Ben Fatma hanımın meclis konuşmasından dolayı kendi adıma çok üzüldüm.
İzmit’teki büyük çöp sorununu sürekli yazan biriyim çünkü.
Çünkü İzmit’te yaşıyorum.
Her sabah evden çıkıyor, Devrim Ekim’i okuluna bıraktıktan sonra Halkevi’ndeki ofisime geçiyorum.
Her akşam Fethiye Caddesi çöp içerisinde.
2 akşam önce 19.30’da Burger King çöplerini dışarı çıkarmıştı.
Her yer leş gibiydi.
Belediye uzun bir süre bu çöpleri almadı, çöplerin suları aktı filan.
Artık o kadar bıktım ki bunları dahi yazmıyorum.
Saat 18.00’den sonra Fethiye Caddesi kaderine terk ediliyor.
Çöp içinde kalıyor.
Kentin en işlek caddesinden geçmek istemiyorsunuz.
Madem bu hale getirilecekti neden milyonlarca lira harcayarak bu caddeyi yenilediniz bilmiyorum.
Veli Ahmet Mahallesi’ndeki çöp konteynerlerinden ise hiç bahsetmeyeceğim.
2 gün boş ise 3 gün tepeleme dolu oluyor.
Üstelik bu sorun sadece Veli Ahmet Mahallesi’nde değil, İzmit’in dört bir yanında yaşanıyor.
Bir plan program sorunu var.
Bunu kabul etmek, gereğini yapmak yerine çöp izmaritini çöp dağı yapıyorlar demek bir belediye başkanına hiç yakışmıyor.
*
Ben artık utanıyorum İzmit’teki çöp sorununu yazarken.
Farkındaysanız sokak köpeklerinden hiç bahsetmiyorum.
Her akşam evine titreyerek giden öğrencilerden, çalışanlardan, sürü haline gelen sokak köpeklerinden anlamıyor çünkü İzmit Belediyesi.
Benim mahalledeki köpekler yeniden yavruladı.
30’u geçecek sayıları yakında.
Ama sokak köpeği konusunda İzmit’i eleştirmek, uyarmak karşılık alamadığımız bir monolog haline geldi.
Bu sebeple bıraktım.
Çöp sorunu da benzer bir hal alıyordu ki Fatma hanımın bugünkü meclis konuşması beni tetikledi.
Dün İzmit Pişmaniyeciler Meydanı’nda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir tedbir almaması, meydanı başıboş bırakması nedeniyle yaşanan sidik kokusu sorununu dile getirmiştim.
Notlarım arasında İzmit Belediyesi’nin çöpüyle ilgili pazar günü yaşadığım küçük bir olay da vardı, üzerini çizip bahsetmeme kararı almıştım.
Ancak madem Kocaeli basını diyerek kimseyi ayırmadan, bütün bir camiaya düşman olma pahasına ağzına geleni söyleyebiliyor belediye başkanı ve ekliyor çöp izmaritini çöp dağı olarak yazıyorlar diye o zaman bahsetmem lazım benim de her gördüğüm sıkıntıdan.
*
Pazar günü sahile indik kahvaltı için.
Açık börekçi bulamadık uzun süre.
En son Eren Camii’nin oradan bir şeyler alıp Ncity önünde sahil şeridine yürüdük.
Kahvaltı dedim ama saat 11.00’e gelmişti çoktan.
Çöp konteynerleri ağzına kadar doluydu yine.
Ancak sahil şeridindeki küçük çöp tenekeleri tertemizdi.
Arzu hanım, “Bak büyükşehir belediyesi de çöpleri almamış” dedi.
Fotoğrafını çektim ve öğleden sonra yazmak için kenara not aldım.
Yaklaşık 1-2 saat sonra Çöp kamyonu geldi ve taşan konteynerleri boşalttı.
Beni de bir gülme aldı.
İzmit sahilindeki çöp konteynerlerinden de İzmit Belediyesi sorumluydu çünkü.
Büyükşehirin çöp toplamadığı bilgisini unuttuğuma bir güldüm, İzmit Belediyesi’nin beni hiç şaşırtmamasına iki güldüm.
Sonra da lanet gelsin artık yazmayacağım İzmit’in çöpünü diyerek fotoğrafları sildim.
*
Bakın bu ne ilk, ne de son olacak.
İzmit Belediyesi’nde büyük bir çöp yönetim sorunu var.
Yapamıyorlar.
Bu Fatma Kaplan Hürriyet’in direkt değil dolaylı kabahati.
Demek ki ekibini kuramadı hala.
Demek ki temizlik işlerinde sorun var.
Olmuyor.
Bir gün toplansa, ertesi gün sorun çıkıyor.
Çöplerin etrafı leş gibi kokuyor.
Fethiye Caddesi’nde bile çöp yığınları yer alıyor.
*
CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP’li Nülifer Belediyesi ve daha başka belediyeler çöp ve çevre kirliliği konusunda oldukça hassasken İzmit Belediyesi’nin bu rahatlığı neden?
Yere bırakın çöpü izmarit atana bile ceza keserken CHP’li belediyeler, İzmit’te neden herkes dilediği gibi koşturabiliyor?
Çöpün yeri çöp konteyneri değil mi?
Çöpleri konteynerlerin etrafına atarak koku ve pislik yayanlara ceza kesmek belediyenin görevi.
Bu görevi uygulamayanlar işte, kalkmışlar yine mağduru oynuyorlar.
Yine ağlıyorlar.
Bu doğru değil.
Belediye başkanlığı makamı sürekli dert yanma yeri olmamalı.
Belediye başkanlığı makamı basın gibi önemli bir işkolunun tamamını zan altında bırakacak açıklamalar yapılacak bir yer olmamalı.
Sizin makamınız icra makamı.
Yapamadığınız işleri bir iki çürük elma üzerinden Kocaeli basınına çamur atarak saklayamazsınız.
*
Son olarak bir de Yahya Kaptan Pazarı’ndaki çöp mevzusu var.
Vatandaş bıkmış halde.
Gece yarısına kadar Pazar çöpleri toplanmıyormuş.
Çürük meyve ve sebze kokusundan bıkmışlar.
Fotoğraflarını çekip ilettiler, haberleştirdik.
Pazar kapanış saati belli.
Ancak ekipler gece 23.30’da alana giderse o iş öyle kolay bitmez.
Yahya Kaptan’ın çöp kokusu da sona ermez.
Diyeceğimi demiş, yazıyı bitirmiştim de önemli gördüğüm için Yahya Kaptan’ı es geçmeyeyim dedim.