Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Kentin sorunları

Günler geçiyor.
Hava sıcaklığı bir yandan, Kocaeli’nin ömürlük derdi nem diğer yandan…
Bütün hayat performansım, yaşama enerjim yüzde 20’lere düştü.
Bedenimi adeta tasarruf moduna aldım öyle geçiriyorum günlerimi.
Pazar günü Devrim Ekim’in sünnet cemiyeti vardı.
Günler geçti katılan dostlarıma teşekkür edebileceğim bir yazıyı dahi kaleme alamadım.
Alerjim de yine hat safhada.
Allah razı olsun Aziz’den.
Üzerimdeki bütün iş yükünü almış durumda.
Aziz Ulubaş gece gündüz çalışıyor, büyük emek harcıyor ve Bağımsız Kocaeli’yi gündemden koparmıyor.
Sadece önceki gün biraz enerji bulabildim kendimde ve birkaç haber yazdım.
*
MESEM konusu malum gündemde 2 gündür.
Döndüm baktım, Kocaeli’deki skandalı ortaya çıkardığımda tarihler 8 Mart imiş.
O dönem ulusal bir iki gazete Eğitim Sen’in ülke genelindeki MESEM açıklamalarını haberleştirmişti.
Ne yalan söyleyeyim bu haberi yazmakta da biraz gecikmiştim.
Bir avukat dostum haftalar öncesinden yaşananlarla ilgili bilgi vermiş, ben el ağırlığımla 8 Mart’ta ancak kaleme alabilmiştim.
Skandalın konusu okul müdürü çocuk doktorumun eşi olduğu için sadece açığa alındığını yazdım, ismini yazmadım.
MESEM konusu bugün aylar sonra neden yeniden gündeme geldi, neler oldu, neler oluyor her şeyi biliyorum.
Ancak bugün bunu yazacak enerjiye sahip değilim.
Herkes bildiğini, duyduğunu yazıyor.
Kimi cephe alıyor, kimi savunmaya geçiyor.
Ne nedir, elbet anlatacağım.
Ancak bugün 2 gün önceki haberlerden bahsetmek istiyorum.
Muhalefetin görmediği, görmezden geldiği, siyasileri, bürokratları değil de bu kentte yaşayan vatandaşları ilgilendiren, magazinsel özelliği olmayan önemli haberlerden bahsetmek istiyorum…
*
İlk haber Derince’den.
Derince Liman Kavşağı projesi patladı dostlar.
Müteahhit işi bırakıp kaçtı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yapıyordu bu projeyi.
Kentin en önemli ulaşım arterlerinden biri burası.
3 katlı dev bir kavşak inşa edilecekti.
Zaten bir yıl gecikmişti.
Müteahhit işi bırakıp kaçtı.
Neden bir Allah’ın kulu da çıkıp bunun hesabını sormuyor, neden muhalefet bunu gündeme getirmiyor anlayabilmiş değilim.
912 milyon liraya ihale edilmiş, vatandaşın ulaşım derdine derman olacak bu projenin yarım kalması neden muhalefeti ilgilendirmiyor bilmiyorum.
Üzülüyorum.
*
Bir diğer haber Kocaeli Üniversitesi’nden.
Umuttepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nde MR cihazı parçalandı.
Çalışanların hatası sonucu 30 milyon lira hasar oluştu.
Zaten MR randevuları aylar sonrasına veriliyordu.
Bütün randevular ertelendi.
Vatandaş tetkik için MR çektiremeyecek.
Kocaeli Üniversitesi’nde soruşturma açıldı mı?
Bu soruşturma ne oldu?
Tasarruf yapmaya çalışırken 30 milyonluk hasar için sadece teknisyenlere mi fatura kesilecek?
Müdürler, dekan, rektör yardımcıları sorumlu tutulmayacak mı?
Kocaeli’de bu konuyu gündeme taşıyacak, hesap soracak, vatandaşın MR hakkını arayacak bir babayiğit yok mu?
Sanırım yok.
Varsa da ben göremiyorum.
*
Bu kent küçük bir kent dostlar.
Bir kasaba aslında dedikoduyu ve magazini çok seven.
Kentin sokaklarında yaşayan vatandaşları ilgilendiren konulardan ziyade dar bir kesim tarafından kulaktan kulağa konuşulan konular gündem oluyor hep.
En büyük sorun deprem örneğin.
Depreme hazır değiliz.
Kentsel dönüşüm olsun diyoruz ancak kendi evimiz gitmesin, cebimizden para çıkmasın istiyoruz.
Fakat bu konular ilgi çekmiyor.
Biz de gazeteciler olarak bu konuların üzerine gitmiyoruz.
Bugün kentsel dönüşüm yazsak birkaç yüz kişi okuyacak.
Bir siyasi ile ilgili dedikoduyu yazsak birkaç bine çıkacak bu rakam.
Bu sebeple popüler kültüre yenik düşüyoruz.
Okuyucu kitlesi neyi okumak isterse ona onu sunuyor, onu okutuyoruz.
Hal böyle olunca kentin en önemli sorunlarını atlıyoruz.
Ben yukarıdaki konular en önemlisidir, onlar konuşulsun demiyorum.
Ancak deprem konuşulmalı.
Kentsel dönüşüm konuşulmalı.
Bu konuda Bağımsız Kocaeli’nin de çok eksik kaldığını kabul ediyorum.
Bir de su sorunumuz var elbet.
Arada bir yağmur yağınca bu konuyu tamamen unutuyoruz ancak kuruyoruz.
Koca bir kent olarak kuruyoruz.
Geçtiğimiz ay eve su faturası bin liranın üzerinde geldi.
İlk önce isyan ettim yüksek diye.
O dönemde İSU sosyal medyadan su tasarruf için sifon içine şişe koymayı öneriyordu.
Bozulmuştum.
Buradan tutup yazayım dedim.
Sonra sakin kafayla düşündüm.
Hata yapıyorum.
Su faturası çok daha pahalı olmalı.
Çünkü suyumuz yok.
Bu kent kuruyor.
Barajlar kuruyor.
Ben elimde hortum çimleri suluyorum.
Bunu yapıyorsam bedelini fazlasıyla ödemeliyim.
Bahçede zaten işler kesat.
Bir iki salatalık topladım, domatesler kızarmadı henüz.
Allah’tan Yoda çok su sevmiyor.
Su gördüğünde kulübesine kaçıyor.
Yoksa ne yalan söyleyeyim sabah akşam sıcaktan bunalmasın diye ona da duş aldırırdım bol bol.
Sizi bilmem ama ben artık biraz sıkıcı olacağım.
Ajandam bu kentin sorunları olmalı bunu biliyorum.
Ben bu kentte doğdum büyüdüm.
Oğlum bu kentte doğdu, bu kentte büyüyor.
Benim evim depremden zerre etkilenmez ama bu kentte 2 milyon vatandaş yaşıyor.
Bunların her birinin vebali benim de üzerimde.
Bir gazeteci olarak benim de görevim onları bilinçlendirmek, ikna etmek, kentsel dönüşüm için bilgilendirmek…
Bir iki haftaya kısa bir tatile çıkacağım.
O tatil bu sıcak bunalmalarıma, yorgunluğuma iyi gelecek diye umuyorum.
Tatilden sonra sorumluluk alacağım.
Bu kentin neye ihtiyacı varsa onun peşinde koşacağım.
Kentsel dönüşümü, su sorununu, trafik sorununu, projeleri yarım bırakıp kaçan müteahhitleri, vatandaşların taleplerini okumak isterseniz Bağımsız Kocaeli sizin eviniz, buyurun gelin taze kahvem de var.
Siz anlatın, ben dinlerim.
Belki birlikte çözüm buluruz.
Bu kentin geleceğine bir tuğla oluruz…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ