Zengin bir sözlü kültürümüz var.
Genelde argo olarak zengin olduğu düşünülür dilimizin ancak öyle değil.
Anadolu, ozanların, derin insanların, hayatı hisle yaşayanların toprakları.
Bu nedenle asırdan asıra kimi herkes tarafından bilinen kimi ise sınırlı çevrece bilinen birçok özlü söz var.
Bu büyük bir zenginlik.
Bunlardan biri de “Kuru kuruya salavat gel yanıma yat” özlü sözüdür.
Tokat, Sivas, Çorum gibi illerde kullanıldığına rastladım.
Faydası karşıdakine dokunmayan işler, eylemler veya söylemler için fayda göremeyenin sitemle söylediği bir söz.
Tam da bugünler için.
***
Bu döviz dalgalanması nedeniyle kan emici, fırsatçı, ahlak fakiri esnafların her kaleme getirdiği zamlar malumunuz.
Derinden hissediyoruz.
Döviz düşürüldü.
Yani 18’den 11 TL’lere geriletildi.
Hala döviz karşısında çok kötü bir durumda.
Bu yüksekliği fırsat bilen sektörler her kaleme astronomik zamlar yaptı.
Vatandaşla gönül rızasına dayanmayan bir ilişki kurduklarını söylersek çok da ayıp etmiş olmayız.
Bu fahiş fiyat, bu başıboşluk berbat bir durum.
Bir ülkenin halkının başına gelecek en kötü şeylerden biri.
Beterin beteri var…
***
Dövizin 11 seviyelerine çekilmesinin ardından fiyatlarda düşüş bekleyen vatandaş hayal kırıklığı yaşadı.
Ardından belediyelerin zabıta birimleri marketlerde fiyat denetimi yapmaya başladı.
Şimdi tüm ilçe belediyeleri zabıta ekiplerinin bu denetimlerini basın bülteni olarak bize gönderiyor.
Bu denetimlerin henüz fiyatları makul seviyeye çektiğinden söz edemeyiz.
Olmuyor.
Türkiye’de fiyatı artan şeyler geri inmiyor.
Marketten tutun, her alana bu böyle…
Bakın akaryakıt fiyatlarına…
Döviz bahane edilerek zirveye çıkardılar.
Dolar düştü 50 kuruş indiremediler…
Bugün zabıta denetimleri de görüntüden ibaret gibi geliyor.
Çünkü hiçbir şeyin fiyatı inmiyor.
Yani “Kuru kuruya salavat gel yanıma yat” misali…
En kötüsüde herşeye alıştırdılar taşıdığımız fiyat yükünün farkında değiliz yaşam bu ülkede zor
Olmayan şeyi eleştiriyoruz. Okullarda hiç haram helal, Allah varlığı ve bilgisi öğretilmiyor ki? Olmayan şey nasıl yapılsın?