Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Kurultay!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gün gerçekleştirdiği konuşmasının ilk cümlelerinde şu ifadeleri kullandı: “Diğer partilerin siyasi partilerinin kongreleri haber değeri bile taşımıyor.”

Bu cümleleri kurarken kendi partisini düşürdüğü durumdan bir haberdi elbetti.

Gazeteciler her ne olursa olsun CHP içerisindeki yarışlara çok ilgilidir.

Ancak bu durumun yıllar içerisinde benim ve çevremdeki gazeteciler için çok değişti.

CHP’nin hiçbir önemi kalmadı.

*

Yıllardır katılmadığım tek CHP kurultayı bu yıl gerçekleştirilen kurultay oldu.

Bugüne kadar pek çok kurultaya katıldım.

Bugün birkaç basın kuruluşundan arkadaşların bireysel katılımını gördüm.

Onun dışında Kocaeli’den kurultaya basın anlamında pek ilgi yoktu.

Türkiye’de siyaset maalesef o kadar kısır ki bu ilgisiz halimizle bile dün gece uyumadık, kurultayla ilgili telefonla ve sosyal medyadan edindiğimiz haberleri servis ettik.

Canlı yayınlardan koapamdık.

Gece 2.45’te CHP’nin yeni genel başkanını duyurduk.

*

Gün içerisinde pek çok telefon aldım.

Beni tanıyan herkes kurultayda olduğumu düşündüğü için telefon açtı.

Gazeteciliğimin siyasetten kente evrildiğini, CHP’nin patinaj siyasetiyle eskisi kadar yakın ilgilenmediğimi pek bilmiyorlardı.

Eskiden olsa 3-4 gün önceden Ankara’ya adeta çıkarma yapardık.

O günler çok eskide kaldı.

*

Kurultay deyince benim aklıma Cemalettin Öztürk gelir.

Mevlüt Soysal, Yeliz Koray gelir.

Kocaelili onlarca basın mensubuyla birlikte defalarca Ankara’da ter döktük.

2010 yılında olağanüstü kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu göreve geldiğinde oradaydık.

O günden bugüne bütün kurultayları zaman içerisinde sayımız azalarak takip ettik.

Ben bugüne kadar katıldığım hiçbir kurultayda ulusal medyadan fotoğraf almadım.

Kurultay fotoğrafı çekmek zor iştir.

Her seferinde koruma çemberinin içine daldım, darp edildim, makinem kırıldı…

Fakat çok güzel fotoğraf çektim.

2012 yılında İsa gök kürsüde saldırıya uğradığında yanındaydım.

İsa Gök’e atılan ilk yumruğun fotoğrafını çektim.

Aynı kurultayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine ulaşan ilk gazeteciydim.

Yalçın Bayer’den Çetiner Çetin’e pek çok gazeteci bizzat yanıma gelerek benden anahtar listeyi istedi.

Tanıştık, sohbet ettik.

Ben yayınladıktan yarım saat sonra ulusal gazeteler anahtar listeyi yayınlayabildi.

2016 yılında korumalar beni yere yuvarladı.

Elimde makine kurultay salonunun girişinde, salona giren protokolün ayaklarının dibinde kaldım.

Kemal Kılıçdaroğlu elimden tutup kaldırdı, bir şeyim olup olmadığını sordu.

Gürsel Tekin’e benimle ilgilenmesini söyledi ve salon turuna devam etti.

*

Hurşit Güneş CHP Genel Başkan Yardımcısı idi.

Gece saat 3’te Ömer Hazer ve bir iki partili birlikte CHP Genel Merkezi’ne gittik.

Hurşit Güneş genel merkezin görünmeyen kapılarını açtı bize.

-2 ve -3’te yer alan depoları gezdik.

5-10 yıl öncesinde basılan ancak örgütlere dağıtılmayan broşürleri, kitapları, pankartları gösterdi.

“İçim acıyor, partiyi ne hallere getirmişler” dedi.

CHP’nin kimseye açılmayan kapılarının ardını görmek bile heyecanlıydı.

*

Eskiden CHP Kocaeli İl Örgütü gazetecileri düşünürdü.

Kurultaydan 1-2 hafta önce Kocaeli’de basın için hazırlıklar yapılırdı.

Otobüs ayarlanırdı.

Kalacak yerler ayarlanırdı.

Kocaeli’den 15-20 gazetecinin bütün ihtiyaçları karşılanır ve kurultayı takip etmeleri için bütün imkanlar seferber edilirdi.

Yalçın Kuşkan sonrasında bu durum ortadan kalktı.

Bu defa biz kendi aramızda organize olmaya başladık.

Aramızdan biri işin sorumluluğunu alır, Ankara’yla temas kurarak konaklama imkanı sağlar, salona giriş için basın kartlarını organize ederdi.

Bu iş de genelde bana düşerdi.

Bir gün Cemalettin ağabey aradı, “Uğurum ben hallediyorum bu sefer. Ankara’dan önemli bir isim bizi ağırlayacak” dedi.

Tahsin Tarhan ismini ilk defa o zaman duydum.

Çok zengin bir iş adamıydı.

Kocaeliliydi.

Bizi ağırlayacak, kurultayı rahat bir şekilde takip etmemizi sağlayacaktı.

Ağırlama dediysem konaklama için bir otel bulacaktı hepsi bu.

Yıl 2011’di.

Ankara’da beş yıldızlı bir otele gittik.

Crown Plaza’ya yerleştik.

Perşembe akşamıydı.

Cemalettin abi minibarı açtı ve ağzına kadar dolu olduğunu gördük.

Akşam çıkıp Kızılay’da bir türkü bara gittik.

İki kafadar bir şeyler içtik, eğlendik.

Ertesi gün sabah erken saatte CHP Genel Merkezi’ndeydik.

Tahsin Tarhan o dönem örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Nihat Matkap’ın danışmanıydı.

Makamında bizi karşıladı.

Sonra Adnan Keskin’in makamına gittik.

Haydar Akar da oradaydı.

Milletvekiliydi.

Hiç unutmuyorum Tarhan kasılarak Adnan Keskin’e döndü, “Ağabey görüyorsun değil mi Kocaeli’nin o kadar milletvekili var ama gazetecileri ben ağırlıyorum.”

Kendisine bir kez daha teşekkür ettik.

Gün içerisinde siyasi temaslarımızı sürdürdükten sonra akşam otele geri döndük.

Cuma günü kurultay delegeleri de Ankara’ya gelmişti.

Ertesi gün kurultay var malum.

Odaya girdik.

Susadığım için minibarı açtım.

Bir baktım bomboş.

Hemen resepsiyonu aradım, minibarın neden boş olduğunu sordum.

“CHP Genel Merkezi’yle olan anlaşmamız gereği minibar hizmeti durduruldu” cevabını aldım.

“Bizim odamızı CHP Genel Merkezi mi karşılıyor” dedim.

“Evet efendim. Bütün delegelerin oda masraflarını genel merkez karşılıyor” diye karşılık verdi resepsiyon.

Hemen Cemalettin ağabeye anlatım.

Çok şaşırdık.

Bizi ağırladığını iddia eden, genel merkezde herkesin içinde hava atan Tahsin Tarhan oteli genel merkeze kilitlemişti.

Kendi cebinden ağırlıyor gibi hava atan Tarhan’ın bu davranışı bizi şoke etti.

Ne zaman bir kurultay lafı duysam bu olay gelir aklıma.

İçim acır biraz.

*

Bugün yapılan CHP Kurultayı’na katılmadım.

Cemalettin abi de, Mevlüt de katılmadı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında ifade ettiğine evrildik çünkü yıllar içinde.

CHP kurultayının bir değeri kalmadı bizim gözümüzde.

İnternetten canlı yayınları takip yine de.

İnsan ne kadar istese de bir anda kopamıyor alışkanlıklarından.

*

Bir iki laf da değişim söylemlerine edeyim.

CHP’deki tek değişim hatip değişikliğidir bana sorarsanız.

Ekip neredeyse aynı.

Anlayış neredeyse aynı.

Fabrikasından DİSK örgütlenmesi yapan işçileri kovan Tahsin Tarhan’ın o günkü görevi gereği genel merkezde DİSK’in şikayetlerini dinleyen ve hiçbir şey yapmayan kankası Veli Ağbaba Özgür Özel’in en yakın ekibinde yer alıyor.

Malzeme aynı malzeme, mutfak aynı mutfak.

Farklı bir yemek beklemek ahmaklık olur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ