Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
blank
Uğur Enç

Sıcak

Bu kentin sokaklarından bir süredir mahrum kalıyorum.

Hava o kadar sıcak olmasa da beni hemen basıyor.

Vücudumu bir torbaya sarıp saatlerce havasız bekletiyorlar sanki.

Ter, bir damla olarak değil sıkılan bir süngerden taşan su gibi atıyor kendini derimden dışarı.

Gündüz çok önemli bir şey yoksa klimanın önünden ayrılmıyorum.

Çeşmeleri akmayan tarihi Kapanca Sokakları’nı çok özledim.

Şöyle turuncuya çalan bir günün batımında Orhan Camii’nin yanından aşağı salınmayı, eski hamamda bir kahve içmeyi, Sırrı Paşa Konağı’nın arkasındaki merdivenlerde soluklanmayı iple çekiyorum.

Daha aylar var oysa öylesi bir parkuru tamamlayabileceğim serin havaların gelmesi için.

*

Sıcaklar insanı mayıştırıyor.

Bulduğun düzlüğe uzanıveriyorsun.

Ben bir süredir film serilerine daldım yeniden.

Yüzüklerin Efendisi ve Hobbitler bilmem kaçıncı kez izlendi.

Sırada Star Wars serisi var.

İyi kötü bir monitörüm vardı evde geçtiğimiz haftalarda kırıldı.

Yeni bir monitör almak zorunda kaldım.

İyi de oldu.

Ufak çaplı bir sinema salonu havasına büründü bizim kütüphane.

Zaman nasıl geçiyor anlayamıyorum filmleri peşi sıra izlerken.

*

Dün telefonum çaldı, Ömer Faruk Gergerlioğlu ziyaret etmek istediğini söyledi.

Bu sıcaklarda kolay kolay evden çıkmazdım.

Sabah 10.00’da gazetede buluştuk.

Sebahattin’de geldi.

Kahvelerimizin eşliğinde YSP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu misafir ettik gazetede.

Keyifli bir sohbetti benim açımdan.

Umutsuzluklardan bahsettik.

Bu halkın bu şekilde yönetilmek istediğinden konuştuk.

Muhalefeti artık insanların vicdanlarını rahatlatmak, ‘ben elimden geleni yaptım’ demek için yaptıklarını filan anlattık karşılıklı.

Gergerlioğlu için herkes bir şey diyebilir.

Ben çok mert olduğunu söyleyeceğim.

Lafını hiç esirgemiyor.

Partim ne der, seçmen ne der, diğer partiler ne der diye düşünmüyor.

Gizlisi saklısı yok.

Kafasının arkasında plan yok.

*

İkinci turda Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermek istememiş.

Genel merkez yöneticileri ikna etmiş.

Sonrasında sürekli sahada çalışmış.

‘CHP bizim kadar çalışmadı’ diyor.

Gergerlioğlu’na göre CHP para ile süreci götürmeye çalışmış.

‘Biz gece gündüz çalışırken CHP’lilerin seçim araçları dolaşıyordu. Sahada CHP’lilere hiç denk gelmedik’ diyor ve ekliyor, ‘Bizde de para olsa biz de araç gezdirirdik ondan kolay ne var?’

Yerel seçimlerde Kocaeli’de bütün ilçelerde aday çıkaracaklarını söylüyor.

Ümit Özdağ ile imzalanan protokolün Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisine ve kendisini destekleyenlere bir ihanet olduğunu ifade ediyor.

Çok uzun yıllardır bu kadar net konuşan bir siyasetçi görmedim.

Bir de karar almışlar yerel siyasete ağırlık vereceklermiş.

Bu sebeple her hafta Kocaeli sorunları ile ilgili TBMM’de basın toplantısı düzenliyormuş.

Ben son günlerde kendisini sürekli sahada görüyordum.

Kah Yıldızların Kartepe’de inşa edeceği haddehane sahasında kah Derince’deki patlama alanında.

Kocaeli’de nerede bir sorun varsa Gergerlioğlu orada.

Dilovası’ndaki geri dönüşüm tesisine karşı da halkın yanında Alikahya’daki çöp kokusuna karşı da…

*

Siyasi partiler, siyasi görüşler tartışılabilir.

Ancak benim yerel bir siyasetçiden beklediğim o yerelin bütün sorunlarına öncelik vermesidir.

Ömer Faruk Gergerlioğlu bir kent vekili olarak bu kentin sorunlarını önceliyor, meclise taşıyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Bir anlamda muhalefet nasıl yapılır herkese gösteriyor.

Yaklaşık bir saatlik sohbetimizin önemli kısımları şurada;

*

Hava bazen sıcak, bazen nemli.

Sürekli basıyor insanı.

Kliması olan ya da klimadan sağlığı etkilenmeyenler bir nebze rahatlayabiliyor.

Bu günler bir şekilde geçiyor, geçecek.

Ardından kış ayları gelecek.

Sonbaharı ve ilkbaharı çoktan unuttuk.

Mevsimler öyle sert geçiyor ki baharlara özlem doluyor içimiz.

Bu yazı bir şekilde atlatırız da kışın bu halk ne yapacak bilmiyorum.

Doğalgazı bir yandan, elektriği öbür yandan.

Kiralar da aldı başını gidiyor.

Marketin önünden geçsen 500 lira eriyor.

Bugünler çok zor, evet.

Fakat yarınlar da hiç umut vaat etmiyor.

Bir şekilde nefes alıp veriyoruz işte.

Yaşıyoruz, yaşamak denen bu ise.

Bir de vicdanımız var maalesef.

Vicdanımıza hesap verebilmek için bu kentin, bu insanların derdiyle dertleniyor, onlar adına, onlar için yazıyoruz durmadan.

Kendi yükümüze yük ediyoruz kentin derdini.

Beden kolay da zihnimizi çok yoruyoruz.

Tükeniyoruz.

Bakalım nereye kadar…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ